Seçimi yitirdik

Ülkemizin geleceği konusunda kaygılarım vardı. Cumhuriyetle beraber kazandığımız değerleri yitirme korkusu yaşıyordum. Laiklik sanki demokrasiye karşıtlıkmış gibi gösterilmeye çalışılıyordu. Ülkemizin bölünmesi tehlikesine karşı önlem alınmazken bölücülere şirin görünme çabaları gözlüyordum. AB’nin bütün dayatmalarına karşı onurlu bir karşı koyma göremiyordum. Devlet olanakları hiç de etik olmayan şekillerde kullanılıyordu.

Bu kaygıları dile getiren partiler içinde CHP bana güven veriyordu ve onu destekledim ve seçimi kazanması durumunda içimdeki kaygıların azalacağı umudunu hep taşıdım.

İktidardaki AKP’yi oluşturanlar, daha önce kapatılan dini görüşleri ağır basan bir partinin içindeki radikal kanattı. Partinin radikal kanadı ayrılmış, ama daha ılımlıymış imajıyla süslenip geçen seçimleri kazanmıştı. Şimdi daha da merkeze oynayarak kazanmaya çalışıyorlardı ancak yaptıklarının takiyye olduğunu düşünüyordum. Sonuç olarak AKP anayasamızın temel direklerinden biri olan laiklik ilkesiyle çelişen bir partiydi.

Bugün seçim oldu, asla kazanmasını istemediğim parti seçimi kazandı. Artık ne desek faydası yok, AKP seçimi kazandı ve sağ kazandı. Halkın yüzde 80’i sağ partilere veya adaylara (AKP, MHP, DTP, DP, GP) oy verdi. Meclise giren sağ partilerin (AKP, MHP, DTP) hiçbiri merkez sağda değil, sağın ileri uçlarında olan partiler. Ülkemizde 12 Mart 1971’den buyana süren solu yoketme çalışması başarıyla sonuçlanmış oldu. Bu başarıda kendilerine sol diyenlerin katkısı diğerlerinden daha az değildir.

Bahane çok ama ortada bir gerçek var seçimi yitirdik. Eğer demokrasiye inanıyorsak seçim sonuçlarını kabul etmekten başka çare yok. Biz bunu unutmuyoruz. Seçimi kazananlar da bu ülkenin laik, demokrat, sınırları çizilmiş asla değişmez ve bölünmez olduğunu unutmamalıdır. Ve kendilerine oy veren kadar vermeyen de olduğunu hep bilmelidirler.