- Kategori
- Seçim
Seçimin görünmeyenleri
Seçimlerin sonuçları üzerinde bir çok yorumlar yapılıyor.
Genelde diğer partilerin başarı kaydettikleri iktidar partisinin de kan kaybettiği yönünde bu yorumlar.
Ancak denklemde hesaba katılmayan bir çok etken var.
Bunlardan başta gelenleri: Popülarite veya Medyatiklik
Bu seçimde iktidar partisi adaylarını belirlerken medyatik kişilik, popülarite ve imaj gbi etkenlere bulaşmamaya çalıştı. Yani diğer bir deyişle medyada öne çıkan kişileri transfer etmekten kaçındı.
Diğer partiler özellikle de CHP seçimde bu unsurları kullandı.
Adaylarının seçiminde siyasetle bağlantısı olan medyatik kişileri tercih etti.
MHP de aynı yöntemi kısıtlı miktarlarda kullandı. Mecburiyetten diyeceğim çünkü partinin imajı popularite kavramıyla pek uyuşmuyor. Yani CHP herhangi bir yazar veya medyatik kişiliği (siyasetle içiçe olanları) kullanabilir rahatlıkla ancak bu unsuru MHP gibi bir parti kullanamaz. Zarar verir kendisine. Nitekim MHP de kendisine zarar vermeyecek ölçüde bu olaya bulaştı.
Ancak AKP (kendi gördüğüme göre) daha önceki seçimlerden gelen kendine güvenle bir toplum partisi olarak hareket etmeye çalıştı.
Yani adaylar değil parti ön plana çıksın istedi.
Ekonomik krizin ve diğer olumsuzlukların yanında %7 bir kayıpla toplumda kişilerin değil partinin gücünü gördü.
Bu matematiksel olarak bakıldığında başarısızlık gibi görünüyor.
Fakat, kişiler bazında bakıldığında parti topluma kendini kabul ettirmiştir ki, bu büyük bir başarıdır.
Yani, şu anda Türkiye'nin herhangi bir yerinde MHP, CHP; DSP; DP partileri halkın içinden adı sanı duyulmamış tanınmamış herhangi birisini çıkardığında bu tablolara ulaşmaları hayal olacaktır.
Aynı şeyi AKP, Saadet partisi ve DTP yaptığında yine aynı oranlarda oya ulaşacakları kesindir.
Bu bağlamda, Popülarite ve Medyatikliğin getirdiği bu sonuçlarla matematiksel orantı kurarak başarı veya başarısızlık çizgileriyle yorumlar yapmak bence başarı ölçütünden çok başka amaçlara hizmet ediyordur.
Denklemin başka bir etkeni ise: Seçimin Niteliği'dir.
Bu bilindiği üzere yerel bir seçimdir.
Yani hiçbir baraj sınırı yoktur, ülke sorumluluğundan ziyade bulunulan coğrafyaların belediye sorumlulukları tayin edilmiştir.
Genel seçimlerde ise, partisinin barajı geçemediğini bile bile partisine oy veren seçmen sayısı Türkiye'de barajı geçebilecek en yakın partilere transfer olur.
Genel seçimlerde halk ülkesini en iyi idare edebilecekleri daha farklı bir bakış açısıyla değerlendirir.
Yani Halk kendi oylarının umutsuzca harcanmasından ziyade işe yaramasını tercih eder.
Olayı bu verilerle de ele alınca yine matematiksel değerlere vurarak kıyaslama yapmanın yanlışına kapılıyor yorum yapanlar.
Bu seçimlerde başarılarına oyların sayılarına bakarak karar verenler büyük bir gaflet içindedirler.
Özetle bu seçimin galipleri ve mağlupları nedenleriyle şu şekildedir:
AKP: Seçimin Galibi: Kişiler siyasetinden Halk siyasetine dönüştürmüştür kendini.
DTP: Seçimin Galibi: Etnik Siyaseti Halk Siyasetine dönüştürmüştür.
Saadet Partisi: Seçimin Galibi: Halk ve Toplumsal Değerler Siyaseti ile tekrar dönüş yapmıştır.
MHP: Ne Galip Ne Malup: Popularite ve Medyatiklikle yükselttiği oylar çıkarıldığında yine aynı oranda kitleye sınırlı şekilde hitap etmektedir.
CHP: Seçimin Mağlubu: Siyasi amaçlarını halktan gitgide uzaklaştırmaktadır, Popularite ve Medyatiklikle elde ettiği oylar çıkarıldığında eski oy kitlesinin de altına düşmüştür.
DSP: Seçimin mağlubu: Siyasi amaçlarını tamamen popularite ve medyatikliğe bağlı bir siyasetine dönüştürmektedir.