Seçimler Nihayete Erdi !..

Seçimler biteli 15 gün olacak neredeyse. Fakat tartışmalar bitmedi, bitecek gibi de gözükmüyor. Tartışılmalı da.. Ama tartışırken de, hep seçim sonuçları itibari ile hangi parti küçülmüş, hangi parti oy kaybetmiş, hangi parti güç kazanmaya başlamış, bu tartışılıyor.

Elbette, Türk siyasetin geleceği için bu tartışılmalı. Siyaset terazisi konulmalı ve bir tartım yapılmalı. Bu oldukça normal ve yapılması gereken bir şey. Çünkü siyasi arenada kaybedenler var, kazananlar var, umutlananlar, gittikçe güçlenenler var. Bu tabloda taraflar arasında bir tartım olması, siyasi bir değerlendirme yapılması elbette ki olması gereken bir durum.

Şimdi, kimler kaybetti, kimler kazandı. Bunun kritiğini tam olarak yapmayım ama ucundan biraz dokundurayım. Zira, bu tablo beklenmeyen bir tabloydu. Neydi o ? AKP’nin %38, CHP’nin %28’ler civarında bir almasıyla MHP, SP ve DTP’nin de oylarını biraz artırması. E, ne var bunda denilebilir. Ama burada garip olan birkaç husus var.

1. İlk olarak AKP’nin bu kadar oy kaybedebileceği düşünülmemişti. Daha doğrusu ön görülmüyordu. Zira ön görülen hükümet partisinin oylarını %50 ye yakın bir seviyeye çıkartacağı idi. Başbakan’ın Antalya’da bu sonucu beklemiyordum derken, bunu sanki Türkiye geneli için söylüyordu. Çünkü ciddi anlamda bir oy kaybı yaşadı Bir çok ilçe, il ve büyükşehir belediye başkanlıklarını kaybettiler. Gerçek anlamda bence AKP’nin oy kaybı daha da fazladır. Ben seçim sonuçlarına inanmıyorum.

2. CHP %28 ler civarında oy aldı. Kimilerine göre oylarını yükseltmedi, aynı seviyede tuttu. Bu yüzden başarısız sayılabilirdi. Kimilerine göre Chp iyi bir başarı elde etmişti ve oylarını artırmıştı. Buna benim yorumum; elbette ki CHP için tam bir başarı sayılmasa da, özellikle Ege’de her tarafı kırmızıya boyaması bir başarıdır. Oylarını hem bu bölgede, hem genel olarak artırmıştır. İstanbul’da alınan oylar çok ciddidir. Ankara’da daha iyi olabilirdi. Ama ya Anadolu’nun diğer bölgelerinde nerede CHP ? Herhalde, bunun kritiğini yapacaktır parti yönetimi. Ama başarı ve başarısızlık analizine gelince; bence kısmen de olsa başarılıdır. Zira 2007 genel seçimlerine Dsp ile kol kola giren CHP % 20’ye yakın oy almışlardı. Dsp’liler meclise girdikten sonra “hadi bay bay” deyince CHP kendi başına kaldı ve oy oranı %18’ler civarına düştü. Ama bu seçimlerde tek başına %28’ler civarında oy alması bir başarıdır. Ama CHP’nin oylarını bu seviyelere çıkartmasının nedeni, en başta Sayın Kılıçdaroğlu, sonra Aziz Kocaoğlu (İzmir büyükşehir belediye başkanı) ve Murat Karayalçın’ın Ankara faaliyetleridir. Kimse inkar etmesin..

3. AKP’nin özellikle bazı illerde yaptığı gıda, kömür, beyaz eşya ve mobilya yardımlarının bir işe yaramadığı aksine, özellikle Doğu illerinde (Tunceli gibi) bunların ters geldiği ve daha çok DTP’nin işine yaradığı gerçeğini göz ardı etmemek lazım. Ama bir gerçek daha var ki, o da Akp’nin bu seçimler için çok ciddi bir para harcadığıdır.

4. DTP, belli bir bölgeye sıkışmış gözüküyor deniyor. Ne bekliyordunuz ki ? O partinin o bölgede ne kadar güçlü oldu belli değil mi ? Orada, bölge halkının tercihinin ne olacağı belli değil mi ? Orada siyasi erkin ne olacağı belli değil mi ? Hem Pkk hem de aşiretlerin bölge halkı üzerinde nasıl bir egomanya kurduğu belli değil mi ? Bu bir sosyal gerçekliktir. Bu gereği bilmeyen siyasi partiler orada organize olmadılar, olamadılar. Belki de oldurtmadılar.. Bunu da masaya yatırmak gerekmez mi ?

5. Son olarak, yapılan her bir PR’ın yani anket çalışmasının gerçeklerden uzak olması, hatta bir çok anketin yanlı olduğu görülüyordu. Özellikle bazı gazete ve televizyonlarda yayınlanan anketlerin Akp’nin bu seçimlerden yine zaferle çıkacağını söylüyordu. Ama…

Evet, bu maddeler daha da artırılabilir. Ama bir noktaya vurgu yapmak lazım. O da şu !.. Akp gerçekten neredeyse %9-10 oy kaybetmiştir. CHP neredeyse 2007’ye göre %10 oyunu artırdıysa bu oylar CHP’ye mi gitmiştir? Yok canım, oylarını artıran Mhp, SP ve DTP’nin oyları nereden geliyor ? Akp’nin bazı oylarının bu partilere kaydığı gerçeği görülüyor. Ama burada ast olan yaklaşık 48 milyon seçmenin neredeyse 45 milyonunun seçimlere girerek oy kullanması neticesinde, önceki seçimlerde kararsız olanlar, ilk defa oy kullananlar, oy kullanmak istemeyenler ya da tepki olarak başka partilere oy verenler, vatandaşlık haklarını en iyi şekilde kullanmışlardır.

Bir diğer en önemli husus ise, bu seçimin öncekiler gibi “şaibeli” olduğudur. Üstelik bu kez daha net bir şekilde belgelenmiştir. Özellikle Ankara, Bursa, Adana gibi iller ve bir çok ilçedeki seçimde yapılan usulsüzlükler ve oy hırsızlığı da yine bu seçimlere damgasını vurdu. Ben açıkçası bunu bekliyordum ama en garibi ise, bu kadar şaibe ve kanıta rağmen birilerinin “başkanlık” mazbatasını alıp, görevlerine başlamasıdır. Hükümetin, içişleri Başkanlığı’nın buna kayıtsız kalmasıdır. Belki de bilerek böyle davranmaktadır. Zira netice itibari ile kazançlı görülüyorken, tam tersi zararlı çıkabilirlerdi.

İşte böyle bir tabloda Türkiye bir seçim ortamını daha geride bıraktı. Bu seçim daha çok konuşulacak. Ama umarım 2011 seçimleri daha şeffaf, daha demokratik, daha düzeyli, daha suçsuz, elektrik kesintisiz, oy hırsızlığı olmadan, daha katılımcı, daha ders verici, daha hukuki ve daha güzel bir atmosferde geçer..

Türkiye bunu hak ediyor..