- Kategori
- Güncel
Seçmen tercihi

2007 yılı Temmuz ayında seçimlere gireceğiz. Hepimize hayırlı olsun...
Bakalım bu seçim sonucunda ne değişecek merak ediyorum. İktidara gelmek isteyen partiler yamalarla ve desteklerle arayış içerisindeler ama bakalım bu çırpınışları onlara bir fayda getirecek mi, göreceğiz!... Bazı çevreler her alanda iyi olan görüntüyü sırf kendi şahsi menfaatleri uğruna kötü bir görüntü varmışcasına tüm Türkiye'ye sunuyorlar. Kendi siyasi becerisizliklerini örtme adına yerine göre cumhuriyeti, yerine göre demokrasiyi ve hatta yerine göre cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ü kullanabiliyorlar. Sanıyorlar ki halkın hassas oldukları bazı noktaları istismar etmek suretiyle diplerde olan oylarında göreceli bir artış olacak, sanıyorlar ki iktidara gelecek ve ülkeyi daha iyi noktalara o usta ve eşşiz liderleriyle götürebilecekler. Sanıyorlar ki devleti yönetecek kalitede partide siyasetçileri var... İktidarın şu ana kadar yapmış oldukları programların bir alternatiflerinin bile henüz olduğunu sanmıyorum. Meclis oturumlarını sürekli takip ederim. Bu konularda gerek CHP, gerek ANAP gerekse DYP tarafından alternatif bir program hazırlanıp mecliste öne sürüldüğünü görmedim. Devleti yönetmek öyle herkesin harcı değil. Kendi partilerini bile yönetmekte zorlanan insanların devlet gibi karmaşık ve kozmopolit bir yapıyı yönetmesi çok zor... Cumhurbaşkanının mecliste seçilememesi sonucunda geldiğimiz nokta gerçektende düşündürücü.
Bilmiyorum belki bazı hassas noktalarda haklı da olabilirler. AKP' nin yaptığı birtakım yanlışlıklar da olmuş olabilir. Benim de şu yakında tanık olduğum okul müdürlerini bir oldu bittiyle, hiçbir kıstas olmadan, hiçbir duyuru yapmadan, objektif kriterler koymadan, partizanca yaptıkları atamalar tepkimi çekmedi desem yalan olmaz. Bunu gibi ayyuka çıkmış bir sürü haber okuduk ya da duyduk. Daha önceki iktidarlar döneminde de benzer şeyler konuşulmuştu. Özellikle şu Mehmet Moğultay'ın Adalet Bakanı olduğu dönemde 8 yıllık tüm idari ve adli yargı hakimlerinin atamalarının yapılması ve 8 yıl boyunca daha devlete hakim almamaları da benim şahsi olarak bu sınavlara girmememe ve 30 yaş sınırı olmasından dolayıda bu mesleği yapmamama neden olmuştur. Kısaca her iktidar döneminde buna benzer şeyler duyuyoruz.
Ama karşılaştırma yaparken mantıklı düşünmemiz gerekir. Her iktidarı yaptıkları icraatları bir tartalım ve sonra şu istemediğimiz ve kulağımıza hoş gelmeyen olayları da onlardan indirelim geriye net olarak ne kalıyor bir de ona bakalım ve sandığa gittiğimizde ona göre de oylarımızı verelim. Devleti kim daha iyi yönetecekse oylarımızı ona göre verelim. Çünkü devleti bir gemi olarak düşünürsek, kaptanı iyi olan bir gemiye binmeyi herkes ister, kaptanından kuşku duyulan bir gemide ise o gemiye hiçbir kimse binmek istemez. Üniversite sınavlarına hazırlanırken bir metin vardı, o zaman çok hoşuma gitmişti. Gemiye binmeden önce kaptanla ilgili tüm araştırmaları yaparım. Yani kaptanı ben seçerim. Denizde çıkan fırtınalarla da asla ilgilenmem. O iş kaptanın işidir. İşte böyle...
Biz kaptanımızı iyi seçersek çıkacak olan fırtınalar da bizi alakadar etmez. 22 Temmuz seçimleri Türk toplumu için şimdiden hayırlı olsun...
23.05.2007
Engin BİNDAŞ