Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

Şeffaf tanık, Şemdin Sakık !?

Öncelikle “Gizli Tanık” kime denir, onu açıklayalım: “Taraflardan herhangi biriyle maddi ve manevi husumeti ya da çıkarı olmayan; toplumun ortalama değer yargılarına göre saygın olan; aktaracağı bilgileri beş duyusuyla algılayacak, kişisel tahminlerde ve dedikodularda bulunmayan kişilere ‘Gizli Tanık’ denilir. Bu üç temel koşula uymayan gizli tanık olamaz… Ergenekon Davası’nda tanık olarak dinlenen, önce “Gizli Tanık” sonra da “Deşifre Olmuş veya Şeffaf Tanık” olarak karşımıza çıkan Şemdin Sakık’ın açıklamaları, 7 Kasım 2012 tarihli gazetelerde yayımlandı. Yerseniz eğer, şöyle diyordu:

"Dağda geçen 18 yıl Şemdin Sakık dışında bir şeydi. Bir ordunun gücü karargâhta değil, cephede belli olur. Türk ordusu ile cephede defalarca karşı karşıya geldik. Türk Ordusunu disiplinli, fedakâr, üretken ve bir hiyerarşi içinde olduğunu gördüm. Türk Ordusunun verdiği mücadeleye saygı duydum. Allah nasip ederse 15 yıl sonra özgürlüğüme kavuşacağım. Çürük raporu alma, bedelliden yararlanma imkânım olmasına rağmen, sembolik değeri olsun diye askere gideceğim" dedi…
Deşifre Olmuş Sakık; "Kimselere söylemediğim hizmetlerde bulundum. Samimiyetimi tartışma konusu yapanlar, bu hizmetlerimin boyutuna dikkat etmelidir. Öcalan’ın Şam’dan getirilmesi tamamen benim geliştirdiğim plan çerçevesinde oldu. Bunu söylerken ne kadar büyük bir risk aldığımı biliyorum. Ölüm riskini göze alarak açıklıyorum. Genelkurmay Başkanlığı yaptıkları halde ya bunu bilmiyorlar, ya da bu önemli gerçeği görmezden geliyorlar!..”

18 yıl orduya karşı mücadele etmiş birinde art niyet olmaması mümkün mü?’ şeklindeki eleştirilere de değinen Gizli Tanık Sakık; "Eğer bu mantıkla gidersek, benim hâlâ PKK’yı savunmam gerekirdi. Ben terörün bitmesi için çabalıyorum. Oysa ben, PKK’nın gerçek yüzünü ortaya çıkartmak için uğraştım. Yıllardır gençleri PKK’nın elinden kurtarmaya çalıştım. Apo’yu yakalatıp ben getirttim! Tercihler değişkendir, değişebilir. Ben savaşçı biri olarak doğmadım" dedi, iyi mi?

Alın size, yakalandığı günlerde Hürriyet’te çıkan bir haber: “Sakık, babasını bile vurmuş!..

Hürriyet/ 17 Nisan 1998…”

”Özel Kuvvetler tarafından yakalanan Şemdin Sakık'ın ifadesini, Hürriyet ele geçirdi. İfadesine göre Sakık'ın, tam bir psikolojik vaka olduğu ortaya çıktı. Sakık, tarlasında ev yapmasına izin vermeyen babasını vurmuş. Bunun üzerine babası da, kendisine pusu kurup öldürmek istemiş. Başlık parasını bulamadığı için dağa çıktığını anlatan Sakık, çok zor şartlar altında okuduğunu anlattı.

PKK'da 18 yıldır en kanlı eylemlerinin emrini veren Şemdin Sakık'ın ifadesi, psikolojik sorunlarla dolu kin ve intikam dolu düşüncelerle büyüdüğünü ortaya çıkardı…”

Ya buna ne diyeceksiniz şimdi!? Bu adamın söylediklerini nasıl kabul edip, ciddiye alıp da, nasıl birilerini suçlayacaksınız!? Buna çocuklar bile güler!..

Peki, 7 Kasım 2012 tarihli gazetelerin manşetleri nasıldı? İşte şöyleydi:

“-33 askerin katili Şemdin Sakık, ‘Deniz’ adlı Gizli Tanık çıktı!..

-Komutanları PKK Yargılıyor!..

-Bir Sakık Eksikti!..

-Sakık Tanık, Asker Sanık!..”

Başka nasıl manşetler atılabilirdi ki zaten? Buyrun, bu dava sonuçlarına güven duyun artık…

Sakin KOŞAR…

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..