Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '09

 
Kategori
Felsefe
 

Şehir yaşamıyla başkalaşan şahsiyetler

Şehir yaşamıyla başkalaşan şahsiyetler
 

Şehirli olmak ya da olmamak...


Anadoluya gitmişseniz bilirsiniz Anadolu insanı konuksever, sabırlı, hoşgörülü ve cömerttir. Anadoludan İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlere göç edip yerleşen insanımızda nedense bu özellikler birkaç yıl sonra yokolmaya başlıyor onlarda diğerleri gibi yozlaşıp kaba, biribirine selam vermez, trafikte ya da sırada biribirine saygı göstermez, sıra tanımaz, kural tanımaz insan olup çıkıyoruz. Ne oluyor da bu bozuluyor blog yazarı psikolog arkadaşlarımız varsa cevap bekliyorum.

Bir kamu kurumu ya da hastahaneye gidiyorsunuz sıra bekliyorsunuz sıradaki insanları hiçe sayıp öne geçerler. Uyardığınızda ise diklenip sizi haksız duruma düşürürler. Bunları uyarmayı ben kendime vazife edindim ancak her zaman uğraşmaya ya vaktiniz olmuyor ya da moraliniz. Geçenlerde Samatya hastanesinde buna benzer bir olay başıma geldi. Vezne kuyruğunda bekliyorum 2 adet vezne olduğundan kuyrukta bekleyenler sırayla boşalan vezneye geçiyorlardı. Tam sıra bana gelmişken dışardan bir şehir magandası bu sıraya riayet etmeksizin vezneye dalıverdi onu uyardığımda ise sırada kimse olmadığını benden sonra sıranın zaten ona geleceğini söyleyip beni haksız duruma düşürüyordu aklınca. Daha da diklensem kavga bile çıkaracaktı o kadar ciddiydi!!! neyse fazla üstüne gitmedim. Ama bunlara ödün verdiğinizde toplumda daha çok yüz bulur oldular hem de diğer magandalar tarafından destekleniyorlar.

Trafikte de durum pek farklı değil… Sıkışık trafikte dib dibe ilerlerken birden direksiyon kırıp önünüze girmeğe çalışan onlar. Girilmez yazan yola girip trafiği kilitleyen onlar, geri dönülmez işaretini takmayıp dönen onlar, kırmızı ışıkta geçen yine onlar… Bunlara açıp bir şey söylediğinizde cinayet çıkarırcasına arabadan lövye, beyzbol sopası ve döner bıçağı çıkartmakta hiç tereddüt etmezler. Bu aletler arabalarında hazır bir saldırı silahı olarak hazır bekler. Ters bakarsınız niye girdin bu ters yola diye sopa bile yiyebilirsiniz.

Kardeşim başka İstanbul yok köyüne dön diyebilirsiniz mesela. Hele direksiyon başına geçince birden başkalaşım geçiriyorlar. İşyerinde horlanıp azarlanan işçi, memur birden bir canavar kesilip kural tanımaz oluyor. Acısını trafikte başkalaşım geçirerek masum kişilere ödettiriyorlar da iş işten geçiyor.

Benim ailem de 35 yıl önce İstanbula taşradan geldiğimizde çekinerek dolaşıyorduk sokaklarda. Acaba kıyafetimizde bir şey var mı? Küçük duruma düşmeyelim korkusu taşıdım yıllarca. Bu korkuyu inanır mısınız 6 yılda atamadım. Yeni yetişenlerin Taksim dedikleri Beyoğluna çıktığımızda giysilerimiz temiz ve düzgün olmalıydı.

Apartman komşulukları hani yardımlaşmalar vardı on sene önce komşu komşudan şeker, yağ ve tuz isterdi ödünç değil kullanmak için. Şimdi bırakın tuz vermeyi sabah selam verdiğinizde dövecek oluyorlar. Sizde bir daha tövbe diyorsunuz. Geçenlerde samatya sahilinde yürüyüş yaparken selam verdim birkaç kişiye yadırgayan da oldu alan da bu kadar mı yabani olmuştuk biz. İnsanlar birbirine selam vermekten bile çekinir olmuşlardı. Hani çok değil on onbeş yıl önceleri Almanyaya giden gurbetçilerin yurtdışında ki komşulukları anlattıklarında onları yadırgayıp hayretler içinde kalmıyormuyduk .Ne olmuştuda bize aynı yere gelmiştik. Yolda giderken düşen bir sara veya şeker hastasına kaç kişi yardıma koşuyordu. Bravo bize , alkışlayın bizi yabancılar bizi de kendinize benzettiniz işte. Materyalizm başarmıştı bunu onu tebrik etmeliydi onu…

Eğitimin yanında bir de kentli olma bilincinin geliştirilmesi gerekiyor içimizde. İnsanlar köylerde sürdürdükleri yaşam tarzını şehirlerde de sürdürmeye çalışıyorlar. 50-60 yıldan bu yana hergün artan göç karşısında o çok övündüğümüz mega şehirlerimiz köy kentten farksız hale gelmeğe başladılar .

Bırakın ülkemizi Almanya başta Avrupayı bile kendimize benzetmiştik. Üst geçidi kullanmak yerine caydırıcılık için konulmuş parmaklıktan atlama şampiyonu bizim insanlarımız. Tramvay yoluna giren yayalar ile sürücülerimiz bizim insanlarımız. Bununla insanları rahatsız ettiklerini, üzerlerinde garip bakışlar hissettiklerinde anlıyorlar veya anlamazlıktan geliyorlar. Sadece yaşam biçimini değil, düşünme biçimlerini de kent yaşamına uygun olarak değiştirdiklerinde belki bu tarz durumlarla karşılaşmayız…

 
Toplam blog
: 7
: 2057
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

Hani o cumartesi okula gidilen dönemlerden 78 kuşağıyım. Olaylara seyirci kalmayan , irdeleyen , ..