Şehit Üsteğmen Murat Ergül

Polis ağabey Musa Ergül, kardeşi Şehit Üsteğmen Murat Ergül'ün Türk bayrağına sarılı tabutu başında ağlıyor. Şehidimizin ablası Gönül İlhan ise yakınlarına: "Ağlamayın, dik durun!.. Üç oğlum var, onları da dayıları gibi vatan savunmasına göndereceğim." diye bağırıyor.

Şehit Üsteğmen Murat Ergül'ün annesi Halime Ergül, "Oğluma bir düğün yapıp, eline kına yakamadım." diyerek ağıt yaktı.

Şehit Üsteğmen Murat Ergül yirmi sekiz yaşındaydı. Beden Eğitimi mezunu olan şehidimiz Murat Ergül, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sözleşmeli subay olarak girdi. On bir ay önce ilk görev yeri olan Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'ne atandı. Önceki gün de, Türk Milleti'nin bu coğrafyada sonsuza kadar huzur içinde yaşaması için şehit oldu.

Sakin görünmeye çalışan şehidimizin babası Hacı Hüseyin Ergül, "Vatan sağolsun; acımız büyük, ama bu vatan için nice canlar gitti. Bundan sonra da gidecek. Şu mübarek günlerde sabırlı olmamız gerekir. Hep birlikte sabredeceğiz. Terörün de, teröristlerin de Allah belasını versin!.." dedi.

Gün mübarek, millet sabırlı... Bir evlat şehit vermiş, evlatlarının hepsini şehit vermeye hazır... Bu millet böyle asil, böyle fedakar; yüce ve kahraman...

"Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten" (Vatan Şairi Namık KEMAL)

Ey Türk Milleti, bir gerçek ki "felek" yani emperyalizm her türlü esbab-ı cefasın toplayıp gelmiş. İçerideki de dışarıdaki de bilsin ki, vatanı için bu millet; canını feda etmeye hazırdır. Bizim cefasız günümüz olmadı ki...

Şehit Jandarma Er Seracettin Aktaş Şanlıurfa'nın Birecik İlçesi'nde doğmuştu. O da komutanıyla beraber milli birlik ve beraberliğimiz ile vatanımızın bütünlüğü uğruna şehit oldu. Şehidimizin annesi Emine Aktaş, geride kalan çocuklarına sarılarak, "Kardeşiniz yok artık" diyerek gözyaşlarına boğuldu. Şehidimiz Seracettin Aktaş; şehit olmadan yirmi gün önce annesiyle konuşarak, "Döneceğimi zannetmiyorum, ben şehit olacağım anne" demiş.

"Ben şehit olacağım anne!.."

Terhisine iki ay kala şehit olan Jandarma Dağcı Komando Çavuş İbrahim Kaçar da bizim için canını feda eden bir kahraman. Bu acı Türk Milleti'nin ocağına, yurduna, aşına düşen bir ateş. Elbette ki sönecek. Bu yiğitler bunun için toprağa düşüyor. Şehidimiz Jandarma Dağcı Komando Çavuş İbrahim Kaçar'ın tabutu başında nöbet tutan Mehmetçikler gözyaşlarına boğuldu. Şehidimizin babası Osman Kaçar acısını içine atarak metanetli olmaya çalıştı ve ağlayan askerlerin gözyaşlarını sildi.

Şehit Köy Korucuları... Aslında bunlar vatan korucularımız bizim. Tek tek köylerimizi, vatanımızı koruyorlar; bu uğurda şehit oluyorlar. Bu milletin bütünlüğü uğruna canlarını feda ediyorlar. Şehit Köy Korucusu M.Raşit Töre; Rahmi Töre; Mehmet Güldal'ın Türk bayrakları ile sarılı tabutları askerlerin omuzlarında taşındı. Şemdinli Kaymakamı Hakan Şen törende yaptığı konuşmada, "Yaşadığımız acı, Türkiye'yi yasa boğdu."

Evet acımız büyük; milletimiz yasta...

Şehit korucularımız Çubuklu Köyü'nde toprağa verildiler. Şehit korucularımızın akrabası olan eski DYP Milletvekili Hakkı Töre de cenaze törenine katıldı.

Altı şehidimizin acı haberlerinin ardından bir acı haber de Elazığ'dan geldi. PKK'lı teröristlerin Elazığ Karakoçan İlçesi Pilavtepe mevkiinde pusu kurup açtıkları ateş sonucu Er Ali Yüksel ağır yaralandı. Karakoçan Devlet Hastahanesi'ne kaldırılan Er Ali Yüksel tüm müdahalelere karşın kurtarılamayarak şehit oldu.

Binbir fedakarlıkla görev yapan Mehmetçiklerimiz için Ziya GÖKALP'in "VATAN" şiirini yazıyorum:

Bir ülke ki toprağında başka ilin gözü yok,
Her ferdinde mefkure bir, lisan, adet, din birdir...
Mebusanı temiz, orda Boşo'ların sözü yok...
Hududunda evlatları seve seve can verir!..
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatann!..

Bir ülke ki çarşısında dönen bütün sermaye,
Sanatına yol gösteren ilimle fen Türk'ündür.
Hirfetleri birbirini daim eder himaye;
Tersaneler, fabrikalar, vapur, tiren Türk'ündür...
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın!..