Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Şehr-i Van

Şehr-i Van
 

Van isminin nereden geldiği ve kaynağı konusu henüz tam olarak açıklığa kavuşmamış olmasına rağmen konuyla ilgili bazı gerçekler bulunmaktadır. Bu gerçeklerden birisinin savunucusu olan Evliya Çelebiye göre; Van isminin Büyükk İskender`in Van Kalesindeki Vank adlı bir mabedden kaynaklanmaktadır.Burası çok şirin gezilmeye değer bir şehir.

Buraya geldiğinizde yapacağınız ilk iş kahvaltı salonlarına gitmek leziz kahvaltı çeşitlerinden tatmak.Özellikle bizim asla vazgeçemediğimiz otlu peynirimizden yemek.Burda bu imkanı sağlayan kahvaltı salonlarımız sizleri bekliyor.
Kahvaltıdan sonra şöyle güzel bir sahil turuna ne dersiniz? Edremitte balık yemeli, iskelede yürüyüş yapıp temiz hala kirlenmemiş yosun kokusunu almalı, Akdamar adasına tekneyle yol alıp iğde kokusunu hissetmelisiniz.Bide pek şirin kedilerimiz var onlarıda kedi evimizde ziyaret edebilirsiniz.Akşama doğru güneşin batışını kız taşından izlemelisiniz.Daha size ne desemki.Buyrun Şehr-i VAN a....
Akdamar adamızın bide çok hazin bir efsanasi vardır.

AKDAMAR EFSANESİ

Van Gölü’nün güneydoğusunda yer alan, uzunluğu 1, 5 km, genişliği 0, 5 km olan Akdamar adasının ismiyle ilgili şöyle bir efsane anlatılır;

Çok eskiden Van’da bir keşiş yaşamaktaymış. Bu Keşiş’in dünyalar güzeli bir kızı varmış. Kız o kadar güzelmiş ki, O’nu bir gören bin gönülden vurulurmuş. Bu güzel kızın ismi de “Tamara” imiş.

Bütün Van’lı delikanlılar Tamara’nın peşinde dolanadursunlar, Tamara gönlünü yiğit mi yiğit , yakışıklı mı yakışıklı bir Türk gencine kaptırır. İki sevgili gizli gizli buluşurlar. Bu buluşmalar bir süre devam eder. Sonunda iki gencin aşkını Van’da duymayan kalmaz.

Keşiş kızını bu sevdadan vazgeçirebilmek için ne kadar uğraşırsa uğraşsın başaramaz. Tek çare kızını Van’dan uzaklaştırmaktadır.

Van Gölü’nün en büyük adası olan Akdamar Adası’nda bir kilise yaptırıp, kalan ömrünü kızıyla beraber bu adada geçirmeye karar verir.

Seven iki kalbi birbirinden ayırmak mümkün mü? Tamara ile Türk gencinin aşkları o kadar yüce, o kadar engel tanımaz ki... Keşişin Tamara’yı adaya hapsetmesi de fayda vermez. İki genç anlaşırlar. Delikanlı her gece kıyıdan yüzerek Adaya çıkacaktır. Bu arada Tamara’da sevgilisine adayı bulabilmesi için fenerle işaret verecek, O’na yardımcı olacaktır.

Bir zaman sonra Keşiş, iki gencin buluştuklarını öğrenir. Bir gece kızın bıraktığı işaret fenerinin yerini değiştir. Feneri keskin ve sivri kayalıkların bulunduğu bir tarafa bırakır. Tamara da Delikanlı da kurulan tuzaktan habersizdirler.

Delikanlı her zaman olduğu gibi kıyıdan suya girer, Adadan görünen ışığa doğru yüzmeye başlar. Şansızlık bu ya, o gece hem çok karanlık göl de aşırı dalgalıdır. Delikanlı yüzer yüzer yüzer yüzer... Kollarında derman tükenir. Işığa doğru yüzdükçe ışık uzaklaşır sanki. Dalgalar daha da kudurur. Kuvvetli bir dalga, gücü tükenen delikanlıyı yükselttiği gibi, sivri ve keskin kayalara çarpar. Her tarafı parça parça olan delikanlının, gölün karanlık sularına gömülürken: "Ah Tamara” “Ah Tamara” feryatları kayalıklardan yankılanarak Tamara’ya kadar ulaşır. Artık Tamara’ya dur olur mu? O da gözünü kırpmadan kendisini azgın dalgalarım kucağına bırakır ve kaybolur. Böylece yaşarken bir araya gelmeleri engellenen iki genç, sonsuza kadar sürecek beraberliklerine, Van Gölü’nün lacivert sularının derinliklerini mekan seçerler.

Bu acıklı sonun yaşandığı adanın ismi de o günden sonra “Ah Tamara” nın değiştirilmesi ile “Akdamar” olur.

 
Toplam blog
: 4
: 547
Kayıt tarihi
: 06.12.07
 
 

1982 Van doğumluyum Atatürk Üniversitesi biyoloji mezunuyum ve 2 yıldır biyolog olarak özel bir hast..