Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Ağustos '10

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Şehrimden izlenimler

Nihayet doğduğum ve büyüdüğüm şehir Rize’deyim, şehrin sokaklarını oldukça kalabalık buldum, iç turizm bu olsa gerek diye düşündüm, gözlerim dış turist aradı, ancak sokaklarda tesettürlü, siyah giyimli kadınlar, uzun fistanlı erkekler görmüş olsam da, bu insanların hangi ülke vatandaşı olduğunu kestirmem mümkün olmadı. Kalabalıkları ise, memlekete dönüş hareketi olarak yorumladım, konuştuğum birçok kişinin ‘tersine’ göç hareketine şahit olmuştum, bu durum kanaatimi daha da güçlendirdi. Anayasa referandumu ile ilgili olarak, caddelerde siyasi parti liderlerinin miting saatleri ve konuşma alanlarını gösterir bildiriler, el ilanları dağıtılıyordu, bu açıdan da bakıldığında, şehirde seçim atmosferine girilmiş gibi bir görünüm hâkimdi. Ben bu şehirden yıllar evvel ayrılmıştım, yıllar içinde, zaman zaman şehre ziyaretlerim oldu, şehre her gelişimde şehri biraz daha gelişmiş buldum, şehrin sahile yakın cadde ve sokaklarında modern mimari ile inşa edilmiş pahalı yapılar gördüm, ancak iç kısımlar imar planlarından ve denetimlerinden mahrumdu, çirkin yapılaşma eski ve yeni bütün binalara hâkim olmuş, kenti bir gecekondu alanına dönüştürmüştü.
Bir gün, Atatürk Caddesinde yürüyordum, yolda bir kalabalık gördüm, bantla kapatılmış tretuvar üstünde pelte halde insan kanı olduğu anlaşılan yerde polislerin kümelendiğini görünce sordum: -“ Burada ne oldu” Görgü tanıklarından biri yaklaşık olarak şöyle dedi: -“ Az önce buradan geçmekte olan bir kamyonet, karşıdan gelen araçtan kaçmaya çalışırken cadde üzerindeki sokak lambasına çarptı, lamba direğinin vidaları eğildi, direk, oradan geçmekte olan bir genç bir delikanlının üstüne düştü, genç kafasından yaralandı, az önce ambulansla gelen sağlık görevlileri genci alıp hastaneye kaldırdılar.” Dedi. Sokak lambası, bir elektrik direği kadar büyüktü, ancak direk vidalarının gömülü olduğu beton çukur 50-60 cm kadardı, vidalar ise küçüktü, direği tutan üç vida, çukura dökülen betona gömülüyor, oldukça ağır, elektrik direğini andıran bu sokak lambaları bu şekilde dikilmişti. Birkaç gün sonra bu gencin yakın bir komşusunun, gencin beyin ölümünün gerçekleştiğini söylemesi üzerine oldukça üzüldüm ve hayıflandım.

Başbakanın memleketi olmanın sağladığı avantajlar ve dezavantajlar vardı, olumlu ve lehte olan hususlardan memnun olan başbakanın hemşerileri görgüleri ve basiretleri nispetinde memnuniyetlerini ifade ederken, muhalif partilerin taraftarı gibi görüşlere sahip bazı insanlarla da görüşme fırsatı elde ettim. Evimin döşemesi için kereste alacaktım. 73 yaşında, Seyfullah Çolakoğlu isimli bir esnaf hemşerimle yapmış olduğum mülakatta bana oldukça ilginç gelen bir tecrübesini nakletti ve şöyle dedi: -“ Kereste almak için, Isparta’ya 30 yıldır gider gelirim, Abidin Demirkan isimli bir arkadaşım bana şöyle dedi; -“Demirel Başbakan olmadan evvel, ihtiyaçlarımızı görmek için Burdur’a giderdik, Demirel Başbakan olunca, bütün ihtiyaçlarımızı İsparta’da karşılama fırsatı bulduk” -“Bugün Isparta çok gelişti, Burdur aynı Burdur!” -“Rize’liler, salon takımı almak için yılar evvel Trabzon’a giderdi, şimdi Trabzonlular ile bütün komşu vilayetlerin insanları, İhtiyaçlarını Rize’den karşılıyor, bu memnuniyet verici bir gelişmedir.” -“On paralık bir işi idare edemiyoruz, uşağını buzağını idare edemeyenler, başbakan aleyhinde atıp kesiyor, Tayyip -Başbakan- bir ülkeyi idare ediyor.” Bu hemşerim doğru söylüyordu!
 
Toplam blog
: 135
: 1323
Kayıt tarihi
: 29.09.07
 
 

Ali Emir KARAALİ, Rize Doğumlu, 1978 Rize Lisesi Mezunu, (1988)T.C. Anodolu Üniversitesi   'İşlet..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara