Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Şubat '17

 
Kategori
Sinema
 

Şekerpareden vezir parmağına...

Şekerpareden vezir parmağına...
 

Şekerpare ve Tosun Paşa filmleriyle büyüdü birkaç nesil. Bir izleyen bir daha, bir daha izledi. Defalarca izlendi o filmler, hem de bıkılmadan. Hem de her defasında kahkahalarla…

Yıllar sonra da izlendi bu filmler aynı duygularla.

Neden mi, Şekerpare ve Tosun Paşa filmleriyle girizgah yaptım?

Çünkü Mahsun Kırmızıgül bu filmle ilgili yaptığı yorumda bu filmlere ve Ertem Eğilmez sinemasına gönderme yaptığını söylemişti de ondan.

***

Gelelim Vezir Parmağı’na

Vezir Parmağı beni çok güldürmedi.

Filmi izlerken gülmeye şartlanmıştım oysaki. Ha şimdi ha birazdan gülecek bir şey bulurum derken film bitti. Kendimi sorguladım film boyunca. Ülkenin iklimi yüzünden mi gülmüyorum diye.

Ama yok, komik bulduğum şeylere hala gülebiliyorum. Sorun ne bende ne de iklimde bence.

Beklentim çoktu bu filmden yana. Reklam inanılmazdı. Bütün magazin programlarında film konuşuldu. Filmde çok star olması gündem oldu. Filmin afişi dile düştü. “Afişte kimin adı, fotoğrafı neden yokmuş” konusu epey malzeme oldu.

E, bir de Mahsun Kırmızıgül faktörü var.

Peki sorun ne?

Bence en büyük sorun konu.

Filmin,erkeklerin üç dört kadınla evlenebildiği zamanları anlatmasında sıkıntı yok. Sıkıntı bu konunun işlenme biçiminde. Üç dört kadınla evliliğe özendirme var sanki filmde. Mahsun bunu bilinçli yapmamıştır bence, ancak filmin gittiği yer bu.

Ben filmin bir yerinde her erkeğin aşık olduğu birer kadın olur ve üç dört kadınla evliliğin normal olmadığı anlatılır, diye umdum. Ama nafile…

Hadi dönemsel olarak böyle bir gerçek var, bunu anladım. Ancak bu durumun filmin temel konusu olması ve komedinin tam da buralarda vurgulanması 2017 için rahatsızlık vesilesiydi.

Mesele sadece bu da değil!

Mahsun Kırmızıgül’e ait olan senaryo çok yetersiz. O nedenle oyuncuların, görüntülerin, müziklerin iyi olması filmi kurtaramamış.

Mesaj kaygısı, biraz da olsa, beklediğim doğrudur. Ancak mesaj verilmedi diye bir filme kötü demedim şimdiye kadar. Yani bu filmde beni rahatsız eden en önemli şey, güldürme iddiasında olup güldürmemesi.

Vezirin görevlendirdiği Müstesna ile beş damat adayının defalarca yinelenen bir sahnesi var ki komik olma iddiasıyla fazlasıyla banal olmuş. Müstesna’ya sürekli paşa diyen beş erkek ve Müstesna’nın “Bana paşa deme” repliği güldürmemesi bir yana sıktı. Yeşilçam’da buna benzer sahnelere güldüğümü hatırlıyorum ancak şu bir gerçek ki 2017 yapımı bir filmde bu sahneler pek güldürmüyor.

Üstelik de filmin sonu hiç doyurucu değildi. Film bitti, ama nasıl bitti, niye bitti, ne oldu şimdi, bu da neydi, demekten, dudağımı büzmekten kendimi alamadım.

***

Mahsun Kırmızıgül bence iyi bir sinemacı. Fakat bu film senaryonun azizliğine uğramış.

Sinemanın çok yönlü bir sanat olduğuna şüphe yok! Yedinci sanat olarak adlandırılan sinemada senaryo iyi olmazsa her şeyin boşa olduğunun resmidir Vezir Parmağı!

(Ha bu arada iki belediyede film yasaklanmış. O kadar da değil!)

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 31
: 283
Kayıt tarihi
: 27.03.16
 
 

Eğitim: Mimar Sinan Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı /  İlgi Alanları: Okumak, yazmak, gezmek..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara