- Kategori
- Kentleşme
Sel hatları gerçeği

Modern Gecekondular
Yazılı ve görsel medyadaki haberleri düzenli izliyorsanız, her gün onlarca çelişkili olayın acı sonuçlarına tanık olursunuz. Akla mantığa sığdırılamayan çelişkilerin başında doğa olaylarına karşı tutum ve davranışlarımızın sonuçları gelir.
Ülkemiz deprem kuşağı ile sarmalanmış bir coğrafya üzerindedir. Özellikle de depremler sonrası onlarca bilim adamının bazen de birbirleri ile çelişen bilgilendirmelerinden, doğudan batıya onlarca fay hattı uzandığını öğreniyoruz. Bu nedenle kentleşme, yerleşme tercihlerimiz içerisinde fay hatlarının durumu da yer almaya başladı. Kazanma hırsının önüne geçmese de fay hatları dikkate alınıyor artık.
Fay hatlarını depremler sayesinde öğreniyoruz da SEL HATLARI’ nı henüz öğrenemedik. Üstelik sel hatları yerin metrelerce derinliklerinde değil, yer yüzünde gözlerimizin önünde. Asırlar önce kurulmuş olan köy ve kasabalarımızın konumuna bakarsanız sel hatlarında yerleşime rastlayamazsınız. Genellikle su kaynağına yakın, ama daha çok dağların tepelerin güney eteklerine yerleşmiştir köylerimiz. Bu nedenle sel baskınlarına bu tür köylerde rastlanmaz. Son yıllarda başta en büyük köysel kentimiz İstanbul olmak üzere, sel baskınlarının acı sonuçlarına gecekondu gerçeğini yaşayan kentlerimizde rastlıyoruz.
Son olarak 9 can ve hesapsız mal kaybına neden olan sel baskını Samsun da yaşandı. Medyadan izlediğimiz sorumluların ilk açıklamalarından anlaşıldığına göre, ekmek parası uğruna köyünden kopan vatandaş kente gelip boş bulduğu alana gecekondu yapmış, O güne kadar neden boş kaldığını hiç düşünmemiş ve sayıları artmış mahalleler oluşturmuşlar. Muhtemelen siyasiler de oy uğruna oluşumlara karşı çıkmayıp elektrik, su vererek olası facialara ortak olmuşlardır. Ama her nedense sözde kentlerimizi yönetenler siyasetten sıyrılıp yerleşimlerin yağmur suyu projelerini yapmayı, uygulamayı akıllarından geçirmemişlerdir.
Kısmen siyaset, kısmen de ticaretin şekillendirdiği son yılların en büyük müteahhiti konumundaki devletin inşaat kuruluşu Toki , yoğunlaşan gecekondu bölgesinde kentsel dönüşüm gerçekleştirmek adına her kentte benzerleri yapılan konutlarından yapmış ama nedense SEL HATTI gerçeğini onlar da göz ardı edivermiş. TV’ ler den izlediğimiz vatandaş röportajlarından onlarca yıldır bölgede etkin sel olmadığını öğreniyoruz. Normal dir, deprem de 40 - 50 yılda bir oluyor, yani FAY HATTI da her gün kırılmıyor.
Toki konutlarının bodrum katında yaşamını yitiren merhum vatandaşlarımızın doğup büyüdüğü köylerinde muhtemelen böylesi ölümler olmaz. Onlar köylerinin yerini çaresizliğin, siyasetin ve ticaretin kıskacında olmadan asırların tecrübelerine dayanarak seçmişlerdir ve bodrum katları da yoktur konutlarının.
Buradaki acı çelişki devletin işletmesi konumundaki bir kuruluşun SEL HATTI gerçeğini göremeyecek kadar bilim ve teknikten uzakta olması değimlidir. Aksi halde duyduğumuz ve okuduğumuz haberler doğru ise bir kentte iki derenin kesişme konumundaki Sel hattına hem de bodrum katları olan konut yaparlar mı.
Cesetlerin çıkarıldığı konutlar muhtemelen şu andaki sayın Bakan’ın Toki başkanlığı döneminde yapılmıştır. Biliriz sayın Başbakanımız bakanlarına ve bürokratlarına sahip çıkar. Bir hafta kadar suçlanacak birileri aranır, kısmen yazanlar çizenler ve muhalifler suçlanır, kalanı da alın yazımız ve kaderimize bağlanır, yeni sel baskınları olana kadar SEL HATLARI da unutulur. Tıpkı FAY HATLARI’nın da yeni depremlere kadar unutulduğu gibi.
Sel hattında yaşamını yitiren yurttaşlarımıza tanrıdan rahmet, sevenlerine sabır ve başsağlığı dileğimle Sel hatları gerçeğini unutmayalım, sıkça paylaşalım istiyorum.
orhan.yuksel@mmo.org.tr