Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '10

 
Kategori
Şiir
 

Sen kimin kimdeki hayatının bedelisin Saka Kuşu…?

Sen kimin kimdeki hayatının bedelisin Saka Kuşu…?
 

Erhan Soysaltürk; duyguları, mizahı ve mesajı birbiri ile toplayan ve şiir yapan mükemmel bir aşçı…


Usta kısmış gür sesi, ses veriyor öteden;

“Ben böyle hayata, hayat mı derim..!”

Sen kimin kimdeki hayatının bedelisin saka kuşu…?

Özlenen Kent, İZMİR....

Benzer diye geldik Mersin'e,

Oysa hiç yok ki, eseri...

….

….

Sokağın Adı olsa; Sabiha Rana,

Var mı hiç kimseye zararı...

Helal olsun sevginin üzerinden,

Acı ve kara biberi üfleyene...

Çırak yaman bir velet...

Çırak yankılandırmakta usta,

Meslekten önce,

Duyduğu her kısık sesi...

….

….

Üstelik Ramazan günü,

Çeker mi adamın canı,

“Rakı-Roka ve Balık”

Tövbe etmeli…

….

….

Pembe gülün son hali.

Gülün kül rengi...

….

….

Hayat bir saka kuşunun içtiği,

Sanki bir yudum su pınarı,

Pınarda asılı,

“Sevdanın Gözleri”..

….

….

Çırak her zamanki gibi;

“Haklısın Ustam” der gibi...

….

….

Demek hayatın roman,

Olmayacaktı ben yazmasam…

….

….

Hayat bir saka kuşunun içtiği bir yudum su..

Hatta bir incir üvezi kadar minicik bir yüreğin çırpınışı..

Kimilerinde ılık meltem esintisi..

Kimilerinde acımasızca sert esen poyraz…

Henüz yeni kanatlanmış ve uçmakta…

Sahi, o yavru saka kuşunun,

Su mu satarmış eskiden ataları…?

Dünden önceki günün öncesi,

Konduğu dal kendini taşır mı taşımaz mı,

Bilmeksizin mola vermek istediğindeydi.

Soluklanıp yeniden çıkmak için yola…

Yeni bir hayat arkadaşı bulmaya…

Yaşamın kıyısından seyretmişti yüksekleri.

Arkadaştı kader ağının ödünsüz bulutları…

Düşer gibi olunca, pırrrr kondu başka bir dala…

Sevindi dal, ayağından yansıyan sıcaklığında…

Bir şarkı tellendirdi hayıfla…

Uçmak özgürce uçmak,

Bağlanmadan sert toprağa ve kayalıklara…

“Kuş olup uçsam, sevdiğimin diyarına”

Gelen geçen tüm kuşlar bedavasına konaklarken,

Nedense apansızın ısınmıştı içi, saka kuşuna…

Tam merhaba demek için yeltenmişti.

Tam adını sormak için..

Tam halini ve hatırını,

Sekiz on yaşında oğlan çocuğunda ecel,

Sapanla etmişti intikam yemini,

Taşın hızı yarıştaydı can alıcıyla.

Sesten bile hızlıydı…

Öteledi esrik duyguları sunmayı.

Saka sessizce düştü yere.

Bir çöpe iliştirilmişti nazik bedeni,

Ateşte minicik et parçası..

O oğlan çocukları büyüdüler…

Baba oldu kimileri,

Kimileri olamadan öldü askerde,

Dediler babalarına, oğlunuz oldu şehit…

Sakaların ahında,

Kahırla ve kahırsız bir yaşam,

Anımsadınız değil mi,

Büyüyen oğlan çocukları,

Geçen hızlı o yılları…

Koca koca adamlarsınız şimdi,

Heyecan saka kuşunun,

Yüreğine inmiş sapan taşı…

Acımasız…

Bir büyük ayakkabı gibi,

Acıtırken ayakları…

Ne demişti dal, ..?

“Kuş olup uçsam, sevdiğimin diyarına”

Vazgeçti ve sarıldı dallarıyla dallarına,

Kondurdu bir de öpücük,

Yanındaki hayat arkadaşına…

ERHAN SOYSALTÜRK

Yazarın Dipnotu:

“Bu Yazı Milliyet Blog’daki “BAŞKA BİR TÜRKİYE YOK” köşesi için kaleme alınmış bir; Erhan SOYSALTÜRK yazısıdır.

5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır.

Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.

 
Toplam blog
: 225
: 396
Kayıt tarihi
: 12.07.10
 
 

29 Ekim 1923'te, Dünya'ya ilan edilen, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün kurmuş olduğu ve bi..