Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '10

 
Kategori
2010 Dünya Kupası
 

Sen ney mişsin be Vuvuzela !!

Sen ney mişsin be Vuvuzela !!
 

Allah ciğer vermiş, üfle ya kulum demiş, Güney Afrikalı dostlar da sağolsunlar üflüyorlar.


Dünya kupası geldi çattı, oh dedim 4 senede bir yakalıyoruz kaçırmayayım. Hemen aldım ekranın başında yerimi ve maçları beklemeye başladım. Ben de her futbolsever gibi milli takımımızı sitemli bir şekilde anmadan edemedim. Bunun üzerine bir de blog patlattım. Sitemliyim olur o kadar. Neyse, Milli takımın olmamasına zaten kızgınım ama baktım bizden hakem de yok , haydaaaa, al bir de ona benden sitem derken sonunda maç saati geldi çattı.

En azından diğer takımlarda bizim ligde de oynayanların olduğunu bilmek bile az da olsa bir heyecan yaratıcak diye düşündüm. İlk maç olan Meksika-Güney Afrika karşılaşması ile siftahımı yaptım. İlk maç başladı gayet güzel derken birden gelen uğultu ile stadı arılar bastı sandım. Aman Allahım bir ses "Vızzzzz" geliyor da geliyor. Sağa giderim vızzzz, sola giderim vızzzzz. Yahu dedim bu nedir? Televizyon bozuk değil, kulaklarım da çok şükür sağlam. Allah Allah bu ses nereden gelebilir ki? Yani stadtakiler deli değildir herhalde bu sesi çıkaracak kadar diye düşündüm. (O zaman çoğu Türk futbolsever gibi "Vuvuzela" hazretleri ile tanışmamışım.) Baktım olacak gibi değil, sesin önü kesilmiyor. Stadtakilerin ciddi ciddi boru çaldıklarını anlayınca dedim "Pes" ama ne çalma, 5 dakika, 10 dakika değil Allah ne verdiyse adamlar üflüyor. Yahu ne nefes varmış bu adamlarda üfle babam üfle. Ben böyle isem top oynayanlar ne haldedir inanın düşünmek istemiyorum.

Bugün gazetelerde yazan yazılarla birlikte Vuvuzela'yı daha yakından tanıdım. Güzel bir efsanesi olan anlam ve kültür olarak gayet otantik bir çalgı. Tamam yerel kültürlere saygılıyız, elbette ki yaşatacaklar ona da itirazımız yok, ama maç başlar başlamaz üflemeye başladıkları zaman benim de vuvuzelalarım alıyor başını gidiyor. Alışmışız seyircilerin tezahuratına, vuvuzela üfleyenler oluyor bize işkence ( Az da olsa sevenler var onlara da saygımız sonsuz). Hemen ülkemin meşhur sözlüklerine sarıldım baktım orada yazan sözlükçüler de % 90 kafayı yemişler. Herkes vuvuzela denen borudan şikayetçi ama kalkıp Afrika'daki statları basacak halimiz yok, hani yakınlarda bir yer olsa hemen bir vuvuzela timi oluşturup stadlara bir kaç operasyon düzenleyebilirdik ama şimdi kim gidecek taa Güney Afrika'ya. O yüzden biz bu dünya kupasında vınlaya vınlaya maç izleyeceğiz. FIFA'da kararını verdi, maçlarda vuvuzelalar serbest bırakıldı. Bu dünya kupası da böyle olsun demekten başka çaremiz yok. Bakarsınız kupa bitince vuvuzelaları özleriz, bir iki tane getiririz bizim statlara. Hem üfleriz hem de maç bitince kafalarımızda kırarız, tam bizlik yani. Şaka bir yana gerçekten bambaşka bir kültürün bu sesine kolay kolay alışamayacak gibiyiz.

Yalnız, bir planım var. Eğer bir gün dünya kupası biz de düzenlenir ise bu vuvuzelanın intikamını alalım diyorum. Maç başlar başlamaz alın size "Çifte telli" Ronaldo kaleci ile karşı karşıya "Ver Kolbastıyı" Top Rooney'de "Al sana kasap havası" İnşallah Güney Afrika takımı gelir de onları da stadtan davullarla sırtımıza alır otele kadar bırakırız. Atkılar, şallar, sarılmaca, öpmece derken yolda canları bile sıkılmaz. Darılmak küsmek yok. Adet canım adet, aynı sizin vuvuzela gibi.

Canım Babam (Allah uzun ömür versin) ile az önce telefonla konuştum. Vuvuzela'yı çok sakin bir ses tonu ile beğendiğini söyledi. "Onların da eğlencesi o" dedi. Belki de en güzel sözü söyledi. Afrikaya'da kupa çoşkusu gelmiş, çok da takmamak lazım sanırım. Belki bir vuvuzela da biz alıp üflemeye başlasak fena olmaz bakarsınız kaptırır gideriz. Ne dersiniz?

Vuvuzelalı da olsa hepinize iyi seyirler dostlar.

Rıfat Karlova

www.rifatkarlova.com

 
Toplam blog
: 180
: 4193
Kayıt tarihi
: 13.11.06
 
 

Kariyerini Uzakdoğu sahne ve televizyonlarında geliştiren  sunucu, şovmen, yazar, oyuncu Uğur Rıf..