- Kategori
- Deneme
Sen ve İçindeki...

"Yemyeşil gülüşler/ Nasıl da yaratırsa Mersin yaprağını/ Neşeyle/ Lotus'u Bataklıklar / Sert ve rüzgarlı yamaçlar da/ Sisal'ı öyle.../ Ve kendiliğinden büyütürler/ Mesele/ İnadına "yaşama aşkı" ise...
Önce gelecekleri çalınan, ne zamandır da gurur duydukları geçmişlerine göz dikilen ama her şeye rağmen dünü unutup yeni bir neşe ve umutla uyanmak istedikleri her sabah, eskisinden, bildiklerinden çok farklı, yeniden yazılan bir geçmişle, yalanlarla yüzleşe yüzleşe uyanırken... Etrafta yaşanan endişe ve ıstıraplarla sarsıla sarsıla... Gündelik çıkarlar, haz ve kâr dışında hiç ama hiçbir şeyin yeterince önemsenmediği... İyileri iyi, hak edenleri değerli yapan tüm ortamların karardığı bir noktada -tuhaf bir çekip gitme isteği otururken- burkulan yüreklere...
Tamamına ermese de hiç bir şey, hayatın(ın) o kocaman, yarım kalmış eserler atölyesinde. Alıkoymuş olabilir seni bazen arzularından, bazı şansızlıklar, olamayışlar... Uzunca bir yaşamın sarp ve dar patikalarında.
Zorlu yollardan, geçit vermez ormanlardan, bazen de balçıklı tarlalardan geçip hayat limanına erkenden demirlendiysen... Göğsünün sol yanı kır(l)ık olan adam ve kadın sözüm sizlere... Biraz gülden, biraz dikenden...
Bu nedenle, direncin önce bükülmüş sonra da kırılmış olabilir ama sen sen ol kesme umudunu yine de... Düşün, sen belki de bataklıkta yetişen enfes bir Lotus ya da sert ve rüzgarlı, dik yamaçların bir sisalısın.
Rahat, korunaklı ortamları sevmeyen ama lâcivert geceli kışlara, gelincik kırmızısı ilkbahara, ateş kızılı yaza ve yaprak kurusu sonbaharlara uzaktan uzağa selam duran bir Lotus ya da sisal
Bir mahşeri andıran bu zor günlerde bunu göremiyorsan da bekle ve asla vazgeçme!
Belki de içinde seni var eden ya da sana vaat edilmiş böylesi bir güç, böylesi bir çiçek var
Bilsen de bilmesen de,
Yoksa da olmalı...
İ. Ersin KABAOĞLU,
6 Aralık 2017, Ankara