Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

20 Ekim '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Seninle sevmeye meyilliyim

Seninle sevmeye meyilliyim
 

Döndüğünde balkondan girmeye çalışma zile bas, kapıyı açarım.


‘’Ya her şeyi sevmeye meyilliyim ya da seninle her şey sevgiye dönüşüyor.” diye bir cümle geliyor aklıma akşamın trafiğinde. Çantamdan küçük not defterimi çıkarıp cümleyi yazarken soruyorsun aklına ne geldi yine diye. Sen diyorum hiç beklemeden. Gülüyorsun çapkınca. Bu yoğun trafikte, sinir olmadan, basit bir şarkıyı dinlerken bile huzurluyum diyorum. Arabanın üstünde atların samanları, ayağımın altında henüz mayalanmamış peynir kovası, arabanın arkasında akşamdan mayalanmış yoğurt kovası, ekmeklerimiz, tencerede tavuklu pilav, yanımda sen daha ne olsun diyorum.

Sayfalara rast gele olmayan kelimeler yazıyorum. İlk paragrafı ve sonrasında buraya eklemediklerimi seninle beraberken yazıyorum ama yetmiyor bu bana. Şu an dünyanın öbür ucundasın aramızda beş saat farkla yaşıyoruz. Seni deliler gibi özlemedim, akıllı başlı, usulca özlüyorum. Dün akşam Zuhal Olcay konseri güzel geçti. Çok güzel, bembeyaz peynir gibi duru bir kadın. Sen seversin güneş görmemiş gibi temiz kokan beyaz kadınları. Senin de görmeni gerçekten istedim. Ama insanda “Çok seksi” değil de mükemmel hissi uyandırıyor. Mor kısa kollu bol uzun bir elbise giymişti ilk bölümde, terledi ve ben şaşırdım. Sanki o terlememeliymiş gibi. Sanki o uyandığında makyajlı uyanırmış gibi. Ses, duruş, sahne pırıltısı, hakimiyet çok iyiydi ama o kadar kontrollü ki acılarını acı çekmeden mi yaşıyor acaba hissi uyandı bende. Sen yanımda olmadığın için buruktum ama zevk alarak dinledim her şarkıyı. Hala yalnızlık şarkıları daha bir dokunuyor yüreğime nedense. Diğer detayları daha sonra sana anlatırım.

Bu sabah kestane fidanlarını böldüm saksılara. İnanılmaz güzel bir sabahtı, kuş seslerini dinletiriz ya birbirimize her zaman keşke o da olsaydı diye geçirdim içimden. Çemen yaptım ellerimle sen seviyorsun diye, bence çok güzel oldu, cevizi ve fındığı bol tuttum yağı nispeten az. Salatalık turşuları tamamen ekşidi yokluğunda. Salvador Dali’nin sergisine gidecektik çok yoğun bir kalabalık varmış vazgeçtik. Süheyla’ya gittim bir kahve içimi akşama kadar takıldım bir yere yetişme telaşı olmadan. Yasemin’de katıldı bize sonradan. Akşam Lütfiye ile Nuray geldi bizim eve. Güldürdüm yine onları ama ısrara rağmen fal bakmadım kimseye. Kafeinden başım tutmuş vaziyetteyim şu an yazı yazarken. Ben ki çayı bile fazla içmem.

Bukalemun gibi değilim asla ama beni bilirsin kolay uyum sağlarım ya da uyum sağlamış gibi şikayet etmem, onun için sensizliğimden de yoğun bir şikayetim yokmuş gibi görünüyorum ya… Gerçekten yok, geri döndüğün sürece bu da güzel bitanem. Her yaşadığım ayrıntıyı sana anlatabilmek için sıkıca tutmaya çalışıyorum aklımda. Ben konuşacağım sen usulca dinleyeceksin beni kahvelerimizi içerken. Sen anlatacaksın ben durmadan soru soracağım sana. Ya sana bir şey olursa diye korkuyorum zaman zaman ya bana bir şey olursanın yanında. Bazen de ya ilişkimize bir şey olursa diye sapıkça bir korku geçiyor içimden, kimse görmeden ellerimle siliyorum kötü düşünceleri, kaderi düzeltebilirmişim gibi hemen.

Onca akıllı başlı hallerimin dışında hep manyak düşünceler geçiyor benim beynimden. Kimisini kendime bile itiraf ederken gülüyorum. Sensizlik ve senle ilgili öyle güzel saptamalar yaptım ki sen bile çok beğeneceksin hepsini. Sensizken canım sıkılmasın diye güzel programlar yaptım beni sakın merak etme olur mu? Yarın akşam kız arkadaşlarımla buluşacağım, gündüz ne yapacağıma henüz karar vermedim. Ayrıntıları telefonda konuşuruz.

Canım, ben her vakit sahip olduklarımın ya da olamadıklarımın değerini bildim ama dayımın ölümünden sonra iyice korkulara kapıldım. Bazen panikliyorum, bu panikler beni uzak şehirlerde bilinmeyen adreslere taşıyor düşüncelerimde farkına varmadan. Dün gece bir şey fark ettim, sen varken, kapının kilitlenmesi o kadar da önemli olmuyormuş ama yokken sanki sur kapısı kilitler gibi kontrol ettiğimi fark ettim. Düşün ki ben sana ne kadar güvenmişim. Hayır bu cümleyle sakın kendine bu güveni boşa çıkarmamak için sorumluluk yüklenme çok üzülürüm bu tamamen bana ait bir düşünce. İstediğin sürece kal yanımda istemediğin an şifreli de olsa kapı sana yemin ediyorum kapıyı kendi ellerimle açarım gidebilmen için. Zorla güzellikler zorunlu boğan karanlıklara sürükler insanı bilirim.

Benim çok uykum geldi, sana bir şey söylemek istiyorum; “İyi ki varsın, şükürler ediyorum çoğu zaman. Kısa süreli yokluklar değişik bir şekilde iyi gelse de temelli yokluğunu yaşamayayım diye dualar ediyorum sık sık yokluğunda. Hani bana bir şey olursa benden sonra mutlu olma diye takılmıştım ya sana bir akşam değiştiriyorum benden sonra da hep mutlu olmanı diliyorum, inan taaa derinlerden. Bu özlemle boş bulunup kesinlikle söz vermiyorum ama hem zeytinyağlı hem de etli yaprak saracağım sana döneceğin akşam. Yeterince anlatamasam da umarım sana olan hislerimi hissedersin cümlelerimden. İyi geceler yüreğimin çekirdeği.”

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..