- Kategori
- Kitap
Ser verip sır vermeyen bir Yiğit
İnanılmaz bir istek kaplar beni yasaklı kitapları okumak hususunda .
Neden yasaklandılar diye merak ederim.
Hele bu günlerde daha basılmadan bilgisayar kopyaları toplatılan kitaplar …
Gün gelecek bir gün basılacaklar…
Kitaplar derken....
Ankara’da Atatürk Kültür Merkezinde bir kitap fuarı açıldı. Hemen hemen her yayınevinin kitapları satışa sunulmuş. Pazertesi günü gittik. Oldukça tenhaydı. Belki hafta sonları kalabalık oluyordur diye düşündük. Pek duyurusu yapılmadığı için sanırım pek fazla ilgi yok. Eski basım kitaplar, posterler, dergiler indirimli fiyatlarla satılıyor. Bir kitap ilgimi çekti. Bir dönem yasaklanmış ama şimdi beraat etmiş bir kitap. Nihat Behram’ ın bir kitabı ‘Ser Verip Sır Vermeyen Bir Yiğit.’
Nihat Behram'ın kitabı ilk önce Vatan gazetesinde 1977 yılında yayıma giriyor ve yirmidört gün boyunca tefrika halinde yayımlanıyor. Gazetedeki dizinin her sayısı dava konusu oluyor, her seferinde savcılıktan gazeteye toplatma kararı alınıyor. Hatta gazete yetkilileri kitabın yayımlandığı sayfanın sorumluluğunun kitabın yazarına ait olduğunu '4. Sayfadan Sorunlu Yazı İşleri Müdürü Nihat Behramoğlu ' diye belirtiyorlar. Gazete yayını bittikten sonra kitap May yayınlarından çıkıyor ve aynı ay içindeki dördüncü basımın da yasaklanıyor.
Kitap yasaklanmasından oniki yıl sonra Almanya'da yeniden basılyor. Frankurt Kitap fuarında yer alıyor.
Kitap tekrar 1988 yılında Yurt-Kitap yayın tarafından Türkiye’ de yayımlanıyor. Ancak kitabın basılma sürecinde matbaa basılıyor ve yayınevinin sahibi ve arkadaşları gözaltına alınıyor. Kitap ikinci basım sürecinde tekrar yasaklanıyor.
Aradan yıllar geçiyor bu yasaklı kitabın ikinci bir yayınevi tarafından basımından iki yıl, ilk basılışından onbeş yıl geçtikten sonra mahkemeden beraat kararı çıkıyor ama Yurt Kitap yayınevinin sahibi Ünsal Öztürk’ e mahkumiyet kararı veriliyor. Konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürülüyor. Mahkeme Ünsal Öztürk’ü haklı buluyor. Yasakçı zihniyet mahkum oluyor.
Böylece uzun yıllar sonra beraat eden kitap 1993 yılında Umut yayıncılık tarafından yeniden basılıyor. Kitabın yazarı Nihat Behram ise sürgünde geçen yıllardan sonra ancak 1996 yılında ülkesine dönebiliyor.
Kitapta neler anlatılıyor ?
İbrahim Kaypakkaya’nın yaşam öyküsü anlatılıyor. İbrahim Kaypakkaya suçlanıyor yakalanması gerekiyor diyelim. İşte o yakalanma sürecinde yapılan işkenceler, devamında tutukluluk günlerinde sorgulanmalarda yapılan işkenceler önce bir ayağını ve parmaklarının kesilmesine yol açıyor daha sonra ise Diyarbakır Cezaevinde intihar etti diye ailesine parçalanmış cesedi veriliyor. İbrahim Kaypakkaya'nın babasının, oğlunun tutuklanma sürecinde çektiği üzüntü ve ıstırap işittiği hakaretler maruz kaldığı muameleler ise gerçekten inanılmaz boyutta. Burada sorgulanması gereken mahkum edilen kişiyi neden mahkum ettiğimiz değil hükümlüye ya da tutukluya bu suçu işleyip işlemediğine kesin kanaat getirme aşamasında yaptığımız işkence ve kötü muamele.
Peki bu üzücü öykünün sonunda elde olan ne var ?
Bizler demokrasi adına özgürlükler adına neredeyiz ne aşamalardan geçtik neler elde ettik ?
Yasakçı zihniyeti yok edebildik mi ?