Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '08

 
Kategori
Siyaset
 

Şeriat ve devlet yönetimi

Şeriat ve devlet yönetimi
 

Kahrolsun şeriat diye bağırıp da ben müslümanım demek ne kadar çelişiyor farkedebildik mi?


İslam kuralları, devlet yönetiminde tümüyle uygulanabilir mi? Kısacası şeriat devlet yönetiminde etkin olabilir mi?

Şeriat şeriat diye konuştuğumuz kimilerinin küfrettiği kimilerinin ise asla vazgeçemeyeceği şeyin ne olduğu konusunda öncelikle bir kaç yazıyı okumanızı istiyorum. Fikir sahibi olmak için bilgi sahibi olmak gerek ya hani. Az da olsa bir metinle de olsa birşeyler bilmek gerek sanırım..

islamustundur

bildirgec

Çok uğraşmadan google’a şeriat nedir diye sorgulattığınızda karşınıza çıkacak bu iki link ile en azından biraz bilgi sahibi olabiliriz diye düşünüyorum. (İnternetin güvenilirliğin sorgulanması da ayrı bir konu bkz bilgi kirliliği). Kaynakları verilmiş bu yazıları daokuduğumuza göre, şimdi kendi kişisel görüşlerime geçebilirim sanırım.

Şeriat benim için, bir yol, bir felsefe, bir emir, bir yasak, adalet, hoşgörü, ahlak, kurtuluşa erişme, sonsuza huzurla gidebilme gibi benim içimi rahatlatan ve ya olmasayadı diye sıkça düşündüğüm kurtuluş kitapçığıdır.

Şeriatı devlet yönetim biçiminde ele alacak olur isek yani şeriat hükümleri ile devlet yönetmeye kalkacak olur isek hukuk kurallarını bunlara göre yazmaya başlayacak olur isek bu noktada ben şeriatın günümüz için devlet yönetimine etkilerini iyice düşünmek gerekir diyebilirim.

Ülkemiz malum tümü ile müslümanlardan oluşmuyor ve diğer ülkelerde öyle ve müslüman olanların bir kısmı da dindar değil ya da dini değerlere ve emirlere çok yakın bir yaşayış göstermemekte.

Benim için çarpıcı bir örnek var. İslama göre müslüman bir kadın müslüman olmayan bir erkek ile evlenemez, ancak bu bir devlet yönetimi için uygulanmaya kalkışıldığında sıkıntı yaratabilir. Bu en basitinden tüm müslüman kadınların bu hükümlerle müslüman erkeklerle evlenmesini gerekli kılar ve bu devlet bütünü içinde herkes tarafından benimsenmeyebilir.

Bunlara içki zina faiz gibi birçok şeyi ekleyebiliriz. Ben şeriatı kitlesel bir kurtuluş refaha erme reçetesi olarak değil bireyin refaha erme reçetesi olarak görüyorum. Birey , tekil olarak tüm bu kurallara istediği gibi uyabilir. Hele de laik devlet düzeninde bu gayet mümkündür. İçki içmeyebilir, zina yapmayabilir, faiz yemeyebilir.

Ama bir devlet içinde herkes bunları yapmak zorunda değildir. Günah işleme nefsine yenik düşme gibi hakları da vardır kendince. Ve hiçbirimiz peygamber de değiliz ve elbette hatalarımız da olacak. Bu kurallar çerçevesinde yönetilmeye çalışılan bir devlette, tüm bu üstte saydıklarımız teorik olarak uygulabilir görülse de devlet evin içine karışamaz ve bunların hepsi özel alanlarda yine yapılabilir.

Bütün dünya bankaları için faiz şu an bir sıkıntı ve herkes bunu bir şekilde aşmaya çalışıyor ve kimse bunu yaparken de haram ya da günah olduğu için değil ekonomik dengeleri tutturmak adına yapıyor.

Şeriat kurallarını bireyden topluma yaymak için ben tüm bu kuralların günümüz için oluşturacağı sorunları ve nedenleri açıklayarak bir şeriat düzeni değil belki ama bir aşka yol diyebileceğimiz bir yeni anlayışı getirebiliriz diye düşünüyorum.

Misal olarak zina haramdır deyip dine dayalı bir hüküm vermek yerine, eğer zina yapılmazsa, babası belli olmayan çocukların olmayacağından, uzun süreli aile yaşantılarının daha sağlıklı olabileceğinden, farklı farklı kişilerle onlarca kez yapılan bu iş sonunda bir çok hastalık kapılabileceğinden bahseder isek sanırım daha etkili bir sonuç almış oluruz.

Faiz haramdır demek yerine, faiz ile üretimin düşeceğinden istihdamın azalacağından para ile para kazanmanın yanlış olduğunu söyler isek yine daha etkili bir sonuç alacağımızı düşünüyorum.

Kısacası bu kuralları tekil olarak düşünmektense neyi amaçladığını anlayabilir isek kahrolsun şeriat diyenlerin sayısının da gittikçe azalacağını düşünüyorum.

Devlet yönetimini , hukuk kurallarını bence tepeden bindirme bir şekilde şeriata dayatmak hiç bir sonuç vermeyecektir. Ancak bizler birey olarak bu kurtuluş reçetisini iyi algılayabilirsek zaten kendimizce şeriatı gereklerini yaşamış olacağız. Bireyden kitleye olan bu hareket ile bu ahlak devrimi ile belki adı şeriat olmayan ama kaliteli bir topluma ulaşmış olmaz mıyız?

Bir soru ile bitirelim.. Kahrolsun şeriat diye bağırıp da ben müslümanım demek ne kadar çelişiyor farkedebildik mi?Şeriat bir reçete anlayabilene.. Anlamak isteyene..

Unutmadan iyi bir insan olmak için dindar olmak gerekmez. Allah’a inanmayan biri de yalan söylemeyebilir kötülük yapmayabilir… Ama bu “iyi” kime göre iyidir onu da düşünmek gerek..

Kenan Ekşi / http://www.kenaneksi.com/blog/?p=353

 
Toplam blog
: 21
: 1531
Kayıt tarihi
: 12.12.08
 
 

1986 İstanbul İtü inş. müh. öğrencisi.Fotoğraf, şiir, kitap, doğa, bisiklet, kamp, yayla, İkizdere ..