- Kategori
- Şiir
Sessiz gemiden sesleniş

Bilinmeze gitmesin sevdamız artık bu limandan.
Nas! Bitmiyor fakir eden ayrıştıran nifak şerri
Sen, elemli zehir kirletme kalpleri, mabet yeri.
Emelimi yaşatacak bir yer bırak dünyamızda
Neresidir göster bize, götür yaşat mihrabında.
Sürmesin zulümlü hal, ulaştır refahlı felâha.
Arşa açılıp girsem koynuna çıkmadan sabaha.
Aynı bakış, aynı emelde mutlulukla ilk safta
Cennet kapısından geçip konsak, doysak o vuslata.
Gel kapatalım, hicranlı, matemli hayat devrini.
Kalmasın arkanda elemli sevgili, ver elini.
Ne zaman bitecek çile, bu nafile bekleyişler?
Boş yere sürmesin hicran, şifa ister nemli gözler.
Sevilmiş, seven memnun kalsın kıbleden, doğru yoldan.
Bilinmezde kaybolmasın artık limandan ayrılan
Yıllarca yolcusu yok gibi sessiz gemi sefer etti.
Dönmedi hiç kimse geri, bu hal hüzünle sürüp gitti.
Dağılmadı başlardan gizemli düşmanlığın sisi.
Bir devri boğamadı mı yoksa tevfikinin sesi?
İmanın yangını duman duman dağların başında
Bir benim değil cümle âlemin, insanların başında
Bak, Kırmızı Başlıklı Kız'ı, ninesini kurt yemiş.
Gör, kurt avı o gün başlamış, bugüne kadar gelmiş.
Bir yanda Drakula, Kurt Adam, Cadı Asena avı,
Ümmete tuzak kurulmuş, sebep ganimet savı.
Bu şehir girdap gülüm, âlem girdapta yaşar elem.
Mihrabıma simsiyah tüller düşmüş bitmiyor matem.
Abdullah Bedeloğlu