- Kategori
- Aile
Sevgili anne ve babacığım

e-posta arşivimden,
Mehmet evine gitmeden önce, İstanbul’da bulunan anne babasına telefon açar. Sevgili anne ve babacığım, sonunda eve geliyorum ama bir şey sormak istiyorum. Bir arkadaşımı da beraber eve getirebilir miyim? 'Tabiî ki. 'Onunla tanışmaktan mutluluk duyarız’ diye cevaplar, anne ve babası. Ama bilmeniz gereken bir şey var.
O savaşta ağır yaralandı. Kara mayınına bastığı için kolu ile bacağını kaybetti.
Başka gidecek hiçbir yeri yok. Onun bize gelmesini ve bizimle yaşamasını istiyorum' diye devam etti.
Babası, bunu duyduğuma çok üzüldüm oğlum, belki kalacak başka bir
yer bulması için ona yardımcı olabiliriz' dedi.
'O.. hayır, onun bizimle yaşamasını istiyorum.
Babası; oğlum sen ne istediğinin farkında değilsin. Böyle büyük bir sorunu olan birisi bizi çok rahatsız eder. Bizim kendi hayatımız var ve böyle farklılığa izin veremeyiz.Bence sen eve gelmeli ve bu çocuğu unutmalısın. O kendi
yaşamını devam ettirmenin bir yolunu bulacaktır.'dedi. O andan sonra, Mehmet telefonu kapattı. Anne ve babası ondan başka bir söz duymadılar... Birkaç gün sonra, İstanbul polisinden bir telefon geldi. Oğullarının bir binadan düşerek
öldüğünü söylediler. Polise göre intihardı. Anne ve baba telaşla uçağa binerek oğullarının teşhisini yapmak için, ildeki devlet hastanesinde bulunan
teşhis morguna gittiler. Mehmet'i teşhis etmişlerdi. Ama gözleri fal taşı gibi açılarak... , Bilmedikleri bir şeyi fark ettiler. Mehmet'in bir bacağı ve bir
kolu yoktu...
Bu hikâyedeki anne ve baba birçoğumuza benzer. Etrafımızda iyi görünen ve neşeli insanları sevmek bize kolay gelir, ama bize rahatsızlık veren
özellikle bizim kadar sağlıklı olmayan, bizim kadar güzel olmayan ve bizim kadar zeki olmayan insanlardan uzak durmayı! Tercih ederiz. Şükür ki biz bunlardan değiliz. Karşılıksız sevmeyi başaran birisi sonsuza kadar ailemizdendir ne kadar çirkin ne kadar fakir ne kadar engelli olursak olalım. Bu gece yatmadan önce ALLAH'A biraz daha dua ederek insanları oldukları gibi kabul etmemizi, sağlamasını isteyelim ve ne kadar farklı olurlarsa olsunlar onlara karşı daha
anlayışlı olabilmeyi isteyelim. Arkadaşlarımız, dostlarımız, bulunmaz cevherlerdir.
Saygılarımla.