Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '08

 
Kategori
Mizah
 

Sevgililer gününde maytabı yedi

Sevgililer gününde maytabı yedi
 

- Sevgilim

- Efendim aşkım?

- Önümüzdeki hafta perşembe günü bir işin var mı?

- Bilmiyorum canım, ajandama bakmam lâzım!

- Nasıl yani? Gerçekten bilmiyor musun? Şaka yapıyorsun değil mi?

- Yooo! Gayet ciddiyim. Biliyorsun yoğunum şu sıralar. Sonra önümüzdeki hafta perşembeye daha neredeyse on gün var güzelim. Aklım defter değil ki. Nereden bileyim şimdi o gün ne yapacağımı. Ne var ki o gün? Annenlere falan mı söz vermiştik ?

- Hayır canım, annemlere falan söz vermemiştik : ((

- Eeee Niye öyle somurtmaya başladın şimdi?

- Yok bişey!

- Nasıl yok bişey? Bal gibi var işte!

Yahu akşam akşam ne oldu şimdi bu kıza? Doğum günü haziranda, annesinin doğum günü mayısta, yıldönümümüz nisanda, benim doğum günüm martta. Ulan oğlum çalıştır şu kafanı. Kaçırdığın bir şeyler var senin. Ne vardı şubatta?

- Yok bişey dedim ya! Benim uykum geldi ben yatmaya gidiyorum. Yatarken televizyonu kapatmayı unutma?

- Dur iki dakika ya! Ne o, öyle yanlız yanlız yatmaya gidiyorsun. Dedim ya, var sende bi şeyler.

- Yok dedim! Biraz kitap okuyacağım, sen sonra gelirsin. Uykun gelince yani.

- Tam ben de sana onu diyecektim canım. Nedense benim de acayip uykum geldi. Hadi gel beraber gidelim yatmaya.

- Sen bilirsin!

Pis herif! Yine unuttu. Geçen sene de unutmuştu. Benimle alakalı herşeyi unutuyor zaten. Ama istemeye gelince herşey beyfendinin arzuladığı gibi olacak.

“Sevgilim, saatimi gördün mü? Sevgilim ne yiyoruz bu akşam? Sevgilim, pembe gömlegimi ütüledin mi? Sevgilim, şu pozisyonu da deneyelim...” Sevgilin kadar taş düşsün başına. Ananla alakalı hiçbirşeyi unutmazsın ama.

“ Sevgilim yarın annemlere gidiyoruz, doğum günü! Sevgilim haftaya annemlere gidiyoruz, anneler günü! Sevgilim Annemin başı ağrıyor, sevgilim annemin saçlarının ağardığı günün yıdönümü! Sevgilim annem bugün doğum sancıları çekmişti! Sevgilim bayramın ilk günü annemlerdeyiz! Anan kadar da taş düşsün başına emi?

- Hayrola canım daldın bir an. Dişlerini de gıcırdatmaya başladın. Bir tarafın mı ağrıyor?

- Hee! Ne dedin? Anlamadım, dalmışım.

- Evet canım farkındayım. Ben de onu diyordum zaten. Ne oldu? Ne düşünüyordun?

- Hiiiiç! Bişey düşünmüyordum. Öylesine, boş boş dalmışım işte. Neyse ben yatıyorum.

- Tamam canım ben de geliyorum. Dedim ya ben de çok yorgunum. Hem biraz birbirimizle ilgilenelim. Özledim seni.

- Kimi?

- Seni!

- Beni mi yoksa şeyi mi?

- Aaaa o nasıl laf kız? İkinizi de tabii!

- Yaa tabii tabii, öyledir canım. İkimizi de özlemişsindir sen!

- Hadi kız, nazlanma. Gel aşk odamıza gidelim

- Ya baksana; benim biraz başım ağrıyor, hem hiç de keyfim yok.

- Ne oldu sana birden bire ya?

- Bişey olmadı dedim duymadın mı? Üstüme varma!

İyisi mi ben şu ajandaya bir bakayım. Bu mesele muhakkak önümüzde ki perşembeyle alakalı. Ne varsa? Yok abi yok! Şu kadınları anlamak gerçekten çok zor.

- Sevgilim, çantamı gördün mü? Ajandama bakacağım, yarının programını bir gözden geçireyim.

- Gördüm canım. Fırlattığın köşede duruyordur muhakkak.

- Kapının arkasında mı?

- Nereye attığını bilmiyorum canım.

- Anlaşıldı anlaşıldı, seninle bugün konuşulmuyor! Geldiler anlaşılan yine. Tevekkeli değil, başın da ağrıyor.

- Hayır! Gelmediler. Ama birazdan gelecekler. Hem de hayli kalabalık gelecekler. Koltuğun üstünde çantan. Ajandan da mutfak masasının üstünde. Ben yatıyorum!

- Tamam sen yat! Ben hemen geliyorum.

Nedir bakalım bu önümüzdeki perşembenin özelliği. Allah Allah Perşembe günü boş kimseyle randevüm yok. Eyvah! Şimdi aklıma geldi! Haftaya perşembe Jale’ yle buluşuyoruz. Nerden öğrendi acaba bu meseleyi. Tabiii ya! Telefonumdaki ajandaya yazmıştım. Muhakkak telefonumu karıştırdı bu. Onun için manâlı manâlı soruyor önümüzdeki perşembe ne yapıyorsun diye.

- Canıım! Ben geldiiim! Bak bu arada önümüzde ki perşembe gününe de baktım. Her zamanki işler hayatım. Yazıhanedeyim! Daha sonra Saffet ve Oğuz’la muhasebede çıkan bazı sorunları görüşeceğiz. Akşam üzeri önemli bir randevüm daha vardı ama ajandama yazmamışım. Neyse bürodan öğrenirim.

Canııııım! Bak nasıl da poz yapıyor. Sanki ben bilmiyorum. Geçen seneki çıngardan ders çıkarmış demek. Anlaşıldı sevgililer gününün akşamı yemeğe götürecek beni! Sürpriz yapıyor. En iyisi hiç bozuntuya vermemek. Hevesi kursağında kalmasın. Canım benim yaaaa! Bi tanem nasıl da günahını aldım.

Bak yine kara kara düşüncelere daldı. Eyvaaaaah, valla telefonumu karıştırmış bu kız. Şimdi naneyi yedin oğlum. Ulan ne salak herifsin! Madem telefonuna yazacaksın; “Jale Hanım” yaz! Neymiş o öyle “ Bomba Jale’ yi yemeğe götürüyorum “ Bakalım nasıl çıkacaksın bu işin içinden?

- Canım birşey söylemedin. Uyudun mu yoksa?

- Yok uyumadım!

- Ha bak aklıma geldi telefonun ajandasına yazmış olabilirim. Bir de oraya bakayım. Sevgilim telefonumu gördün mü?

- Gördüm canım, o da mutfak masasının üstünde.

Ayvayı yedin oğlum! Bak telefonunu da görmüş. Açık açık söylüyor işte. İtiraf etmekten başka şansın kalmadı. Yok yok! Kıvırmanın bir yolunu bulmalıyım. Düşün oğlum düşün! Kafanı çalıştır. Buldum, buldum!!! Ulan Şemsi az şeytan değilsin ha! Şirketin adı Bomba! Maytap üretiyorlar. Biz de onların reklam işlerini alacağız. Jale de Bombanın reklam müdüresi. İşi alabilmek için “Bomba’dan Jale'yi yemeğe götürüyorum “ Ajandaya birtek “ dan “ ekini yazmamışım çünkü acelem vardı. Hatta daha iyisi; hem acelem vardı, hem araba kullanıyordum, hem de yanımda ki Süleyman'la iş konuşuyordum. Eeee kolay mı para kazanmak? Öyle evde oturup televizyon izlemeye benzemiyor bu işler. Tamaaaam! Oldu bu iş.

- Canım! Ne oldu bu sefer de sen kara kara düşünmeye başladın. Nen var senin? Benzin de sarardı? Hayrola iyi misin sen?

- İyiyim canım. Yok bişeyim. Öyle boş boş dalmışım.

Bak bak bak! Kinaye yapıyor! “Şimdi de benzin sararmış” falan. Ama yemez! Ben o gün aceleyle yazdım. “ Dan’ı “ unuttum. Hepsi bu!

Ayyy! Anladığımı anladı mı acaba? Bak nasıl morali bozuldu hemen. Ben en iyisi yine somurtmaya devam edeyim. İnşallah bana yapacağı sürprizi anladığımı anlamamıştır.

- Ney- neyse canım ben şu telefona bir bakayım ne varmış önümüzdeki perşembe akşamı?

- Bak bak! Muhakkak çok önemlidir o akşam işlerin. Hatta hayati önem taşıyordur.

- Yok canıııım! O kadar da değildir. Muhakkak... Yani olsa olsa yeni bir iş alıyoruzdur ve benim de onunla alakalı randevum vardır. Neyse canım. Dur bakayım! Salııı, çarşambaaa, per-şem-be. Eveeet, bakalım ne yazıyormuuuuş.

- Eee ne yazıyormuş canım? Dur ben de bakacağım!

- Yok canım! Dur! Ben okudum. Şey yazıyormuş!

- Ney?

- Şey işte!

- Ney işte?

- Ma-ma-maytap!

- Ne maytabı?

- Maytap Jale’yle bomba gibi bir iş görüşmesi yapacakmışım

- Ne Jale’si?

- Yani Jale üreten bir bomba firmasının reklam müdüresi Maytap Hanımı yemeğe gö-götürecekmişim o gün. Şeyi verecekmiş bana, yani bize. Şeyi! Reklam işlerini demek istiyorum

- Ya bana baksana sen! Ver bakiiim o telefonu sen bana! Ne yazıyor orada. ŞEMSİİİİ TELEFONU VER!!!

- Al canım. Bak senin anladığın gibi değil. Şey yani... Firma yani... Şey üretiyorlar... Bize şeyi verecekler de... Şeyle maytabı yemeğe gideceğim...

- ALÇAK !!! BUNU DA MI YAPACAKTIN BANA? ADİ HERİF!!! HEM DE SEVGİLİLER GÜNÜNDE!!! BEN ANNEME GİDİYORUM!!! SEN DE ŞİMDİ AFİYETLE MAYTABI MI YERSİN, MOKU MU BİLMEM!!

Kalın harfle yazılanlar kişilerin düşünceleridir

12.02.2008

 
Toplam blog
: 121
: 1814
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Almanya'da doğdum. Haylaz bir öğrenciydim. 16 yaşımdan beri ticaretle ilgileniyorum. Şu anda büyük b..