- Kategori
- İlişkiler
Sevgiliye mektuplar-2

Sevgiliciğim…
Bak hala sevgilim diyebiliyorum. Bu da sanırım seni hala çok seviyor oluşumun göstergesidir. Canımı çok acıtmış olsan da vazgeçemiyor gönlüm seni sevmekten. En çok sinirlendiğim de bu aslında. Yeterince kızamıyorum sana gönlüm yardımcı olmayınca.
Düşünüyorum, sanırım aşk ne kadar fazla ise kırılganlıklar da o boyutta büyük oluyor. Hayaller ulaşılmaz olunca hayal kırıklıklarının artması gibi.
Çok kırdın beni, de bunu sana nasıl anlatmalı bilmiyorum. Sözlerine kırılacağımı, beni inciteceğini fark etmiş olsan söyler miydin yine de? Seni daha az sevmeyi başarabilirsem daha az mı incinirim acaba?
Yoo, sana haksızlık edemem. Ben de biraz abarttım konuyu biliyorum. Sonuçta hiçbir hata tek taraflı değildir değil mi, yüzdeler değişir sadece. Objektif olmaya çalışıyorum da yine de çıkarımladığım senin bu sefer yüzden epey fazla. 90’a 10 diyelim…
Bu bir şeyi değiştirir mi peki, sonuçta sorunu çözecek olan ikimiziz öyle değil mi. Yani yüzdelerin değişmesi, sorunun çözümünde aynı hata yüzdeleri uyarınca görev alacağız demek olmuyor.
Hatta çoğu zaman hata oranı daha az olan kişi sorun çözümünde daha etken rol oynuyor. Öncelikle sorunun ne olduğunun karşı tarafa anlatılması gerekiyor çünkü. Önce yüzdeler paylaştırılmalı, herkes nerede hata yapmış olduğunu anlamalı. Kırılan taraf içini açmalı, biriktirdiği kızgınlıkları, kırgınlıkları ortaya dökmeli.
Öfke kusarak değil elbette. Olabildiğine sakin, olabildiğine içten…
Bir de aynı hatanın tekrar edilmesi durumu var tabii. Bu durumda ise yüzdelerin karesini almak lazım bence.
Hesap giderek karmaşıklaşıyor senin adına, gördüğün üzere. Yinelenen hataların bıraktığı tat ta daha bir acı oluyor ve o tadın ağızdan gitmesi daha çok zaman alıyor.
Başka bir hesap daha yapayım sana. Hataların affedilme olasılığını belirleyen ne peki. Hatanın ve sevginin boyutu mu, hatanın tekrarlanma sıklığı mı, hatanın fark edilme hızı mı, af dilemedeki samimiyet mi, acının boyutu mu?
Hepsi diyeceğim tabii ki. Ve belki benim aklıma gelmeyen daha birçok şey. Hatta tüm bunlar üzerinde yeterince veri elde edebilsem, hatanın affedilme olasılığının belirlenmesi için bir modelleme yapabilirim belki.
Muhtemelen bu modelleme, doğrusal olmayan diferansiyel denklem şeklinde ortaya çıkacak ve çözümünde çoğu zaman zamana göre türevin mevcudiyeti gerekecek.
Şimdi öncelikle ilişkimizin modellemesi üzerinde çalışmam lazım, süre çok uzamasın, canım daha çok yanmasın istiyorum. Sonuçta seni çok seviyorum ve hala seni affedebilme olasılığım %100.