Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '15

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sevginin bedeli

Erkek kendi zihninin sığ sularında sırtüstü kanepeye uzanmış televizyon seyrediyordu.

Eşi salonun kapısında belirdi. Kocasını süzdü. Ellerini beline koyarak “Beni görmüyorsun!”dedi

Adam kadına doğru duygusuzca şöyle bir bakıp hiç istifini bozmadan televizyona geri dönüp izlemesine devam etti.

Kadın bu davranış karşısında öfkeden kıpkırmızı olarak hızla kocasının yattığı kanepeye doğru kararlı adımlarla yürüyerek adamın elindeki kumandayı kaptı ve televizyonu kapattı.

Sonra,

“Şu televizyon denen aptal kutuyu gören gözlerin beni neden görmüyor? Görmemeni geçtim. Kulakların da beni duymuyor. Sana sitem ediyorum. Karşılığında bir güzel söz beklerken, tepki bile vermiyorsun. Belki önemli bir şey söyleyeceğim. Hiç merak etmiyor musun? Biz neden bu hale geldik.” Diye kızgın ancak aynı zamanda da üzgün bir ses tonuyla konuştu.

Adam elinden çekilerek alınan uzaktan kumandanın acıttığı eline bakarak çok öfkeli bir şekilde yattığı yerden fırladı ve hırsla karısına doğru yöneldi.

“Bu yaptığın ne şimdi? Bu şekilde davranmaya utanmıyor musun? Sen ne biçim kadınsın?” diyerek karısını hızlı bir şekilde itekledi.

Kadın önce sendeledi. Sonra geri geri giderek dengesini kaybedip düştü.

Adam hala söyleniyordu.”Kalk yerden . Beni korkutamazsın. Rol yaptığı biliyorum.”

Adam biran bekledi. Ama kadın hareket etmiyordu. Birden içini bir korku kapladı. Panik içinde eğilip kadına baktı. Hiç de rol yapar gibi bir hali yoktu. İyice eğilince sehpanın köşesine kan bulaşmış olduğunu gördü. Belli ki kadın düşerken başını sehpanın köşesine vurmuştu.

Eşini kaldırmak için hamle yapınca kadının başından eline bulaşan kanla elleri yapış yapış oldu. Başı dönüp midesi bulanmaya başladı. Bayılacak gibi hissetti kendini.

Olay nasıl başlayıp nasıl buraya kadar gelmişti. Keşke böyle davranmasaydım. Keşke ona kulak verseydim. Diye düşüncelere kapılıp bir süre öyle hareketsiz kaldı.

Sonra aklına karısının nabzına bakmak geldi. Kadının boynuna iki parmağı ile dokunarak nabız atışlarını kontrol etti. Nabzı atıyordu. Yavaşça kadını kollarından yere bırakıp, hızla telefona yöneldi. Hızır servisi aradı. Ambulans gelene kadar gözlerini kırpmadan karısına baktı.

Gelen ambulans görevlilerine robot gibi kapıyı açtı. Eve giren acil yardım ekibinin telaşlı hareketleri, konuşmalar hepsi çok uzakta gerçekleşiyor gibiydi. Sanki kendisi bir fanus içindeydi de konuşulanları net olarak duyamıyordu. Etraf bulanıklaşıyordu.

Kadın sedyeye yerleştirilirken ”nabız çok yavaşladı “ diye sesler kulağına çalındı.

Duyduklarının doğru olmadığını ispatlamak istercesine sedyeye doğru adım atarken, ayağına takılan şeye gayr-i ihtiyari  göz ucuyla baktı. Sonra eğilip yerden almak ihtiyacı hissetti.

 Bu çok süslü küçük bir paketti.

Üzerindeki yazıyı okudu

“Nice yıllar birlikte yaşamak dileğiyle…Evlilik yıldönümümüz kutlu olsun. Seni seviyorum. Karın…”yazıyordu.

Boğazına birşeyler düğümlendi. Gözyaşlarına boğuldu. Dizlerinin üstüne çöktü ve öylece kaldı.

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 80
: 640
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

Fizik Mühendisiyim. Ankara'da oturuyorum.Türkiye' radyoaktif kaynak giriş ve çıkışını takip eden bir..