Sevgiyi korumak...

Satın aldığınız bir meyveyi eve getirince, hemen dolaba koyarsınız. Tazeliğini koruması için elbette... Hava yeterince serinse dolaba koymanız bile gerekmez. Farzedin ki soğuk bir kış günü, elmayı mutfak tezgahının üstüne bıraktınız. Günlerce hiç bozulmadan durduğunu göreceksiniz. Elbette ortamın sıcaklığı çok önemli bu koruma sürecinde. Ama çok daha önemli bir şey var; elmanın kabuğu... O yarım milimlik kabuk önlüyor elmanın çürümesini. Soyup bıraktığınızda, hemen kararmaya, saatler sonra da yenmez hale gelmeye başlayacaktır. O incecik kabuk, elmanın aynı güzellikte, aynı lezzette kalmasını sağlayacaktır uzun süre...

İnsan ilişkileri de böyledir. Biriyle; arkadaş, dost, sevgili, eş, iş arkadaşı iseniz, bu birlikteliğinizi koruyacak, aynı güzellikte kalmasını sağlayacak olan şey, sevgidir.Tıpkı elmanın, ya da başka bir meyvenin, o yarım milimlik kabuğu gibi, sarıp sarmalar, dış etkenlerden korur ilişkinizi... Peki, ya saygı? dediğinizi duyar gibiyim... Saygı da ortamın sıcaklığı gibidir bu ilişkide. 60 derece sıcaklıkta, kabuğun meyveyi hakkıyla korumasını bekleyemezsiniz.

Meyvenin ömrünü önce ortamın sıcaklığı ile (İlişkideki saygı) , sonra da o incecik, koruyucu kabuğuyla (İlişkideki sevgi) uzun süre yaşatabilirsiniz...

Nazım ne güzel de yazmış;

"Bir tek elmam var elimde, doktor,
Bir kırmızı elma;
Kalbim..."

Kırmızı elmanızın kabuğunun zedelenmemesi dileğiyle...