Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Haziran '08

 
Kategori
Deneme
 

Sevi mektupları

Sevi mektupları
 

aglama pıtırcık sana gülmeyi öğreteceğiz.


İlk yazın serin bir gününde sabaha karşı, hastanenin doğum koridorunda yankılanan cılız ses, zamanlar içinde kendini kaybetmiş. Yaşamla ölüm arasındaki bu ince çizgi nerede koptu bilinmez. Ama kendini bulması ve hayata bir yerlerden tutunması gerekiyordu!

Çok gerilere gitmek kolay olmadı zaten hiç kimse bunu kolay yapamaz ki! Sevileri düşündü günlerce, sonra nefretleri, sonra yaşanmışlıklar ve yaşanamayanlar. İşin içinden çıkamazken tek tek çözümler geldi nereden olduğunu bilmediği......
Sevgiydi insanları hayatta tutan salt, katışıksız, karşılıksız, beklentisizce. O zaman seviyi yaşamalıydı doyasıya, kana kana, hesaplamadan, beklemeden.

Tahir olmak da ayıp değil
Zühre olmak da..
Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte
Yani yürekte.
Mesela bir barikatta dövüşerek
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
mesela denerken damarlarmda bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanm da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Nazım Hikmet

 
Toplam blog
: 5
: 606
Kayıt tarihi
: 09.06.08
 
 

Bir Nisan sabaha karşı Ankara'da doğumuşum. Önce dost sonra sevgili olan bir yaşam arkadaşına, dünya..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara