- Kategori
- Gündelik Yaşam
Sevmediğim işler; ebru ve el halısı!

Valla Mesut Selek Ağabey kızacak ama bu ebru sanatı dedikleri şeye kafa yormaya değmez!
Sakarya’nın suyu gibi bulanık suyu dolduruyorsun leğene; üzerine de yağlı boyayı serpiyorsun, al sana ebru!
İsmim Ebru olsa var ya, isyan ederim!
Tekrarı yokmuş çıkan resmin bir de!
Bir de öğrendiğim kadarıyla delileri ebruyla yola getirirlermiş!
“Aynı resmi bir daha çıkar, bu kapıdan çık! İyileştin demektir!”
Zavallı uğraşıyor ki aynı resimden çıkaracak! Çıkacak!
Çıkmaz!
Ne resim, ne deli!
Daha kötü delirir!
Böyle bir sanat!
Bir de delinin sırtından para kazanacaklar!
“Bak bunu bir deli yaptı! Böyle deli bulamazsınız!”
Ben yapmam!
Amcamın kızları ipek halısı dokuyorlardı! Evlerinde koca bir tezgâh gördüm!
“Bu ne ya?”
“İpek halı dokuyoruz biz Abi!”
“Kaç günde bitiyor?”
“Abi en az altı ay!”
“Neee?”
“En az altı ayda biter Abi!”
“Ulan deli misiniz siz? Uğraşılır mı böyle şeylerle? Ne sabırlı insanlarsınız siz! Ben patlarım!”
Patronum Irak-İran savaşını yorumlarken şöyle demişti!
“Bu savaşı İran kazanır! Onlar halıcı! Halı dokumak sabır ister! Bu var onlarda!”
Onlar da ayrı bir deli!
Saddam kafası işte!
Uydu delilere!