- Kategori
- Deneme
ŞEY'ini evde unutmuşsun....Yok artık!

Bu deniz, beni içine çeken deniz, bir iş çeviriyor olmasın!
O kadar da evden çıkmadan önce oramı buramı kontrol etmiştim; şimdi neyin nesi bu!?
Bir gözü evde unutmuşum!!!
Nasıl şimdiye kadar fark etmedim veya şimdi nasıl anladım; bir göz bende yok!?
Okurken anladım. Sağ aksıyordu. Trendi, sabahtı, işe gidiyordum; az sonra işteydim, müşterilerim gülüyordu; eğleniyorduk bu şehirde şu hayatla.
İçine çekilip içinde yaşayan söyledi, öğlendi, galiba, benden emin değilim, yemek yiyorduk; "Senin sol bacak yok!?"
Sol bacağı vapurda düşürmüş olabilir miyim, unutmuş? Yoksa o müşteri, yemek odasını satın alan, hediye adına bizim bacağı kapıp gitmiş olmasın!
Sen hele önce bir evi ara, belki bacak, o sol,evdedir.
Aramızda kalmasın, benim sol bacak uykuyu çok sever. Beni işe gönderip kendisi keyfe devam çekmiştir. Eve dönünce, akşama görür o, küçük parmağından çekeceğim kulağını.
Hemen kalbimi kontrol ettim, oh çok şükür o yerinde.
Saçlar yok!?
Yav saçım nereye gitti!? Eminim; trende, vapurda, otobüste,işte, yemekte hep bendeydi, şimdi nereye kayboldu, saçım, saçlarım!....
Bak kızıyorum gün! Bak sinirleniyorum hayat!
O kız çocuğu, Dila; abi, dedi, senin saçı, uzun, upuzun saçlarını ben gördüm, saat beşti, metroya binmiş gidiyordu; öfff çok sıcak!...öfff çok sıcak!....diye diye.
Aşk telefonda;
"Şeyini evde unutmuşsun...."
Yok artık!?!
1. Not: Bu bizim evdeki aynalarda da bir iş var, çok iş; eve döner dönmez ilk işim, onları karşıma alıp, hesap sormak olacak.
2. Not:
Benim sağ göz,
o aynaya,
hani kapıyı açtın,
ilk sağa döndün,
tam karşına
çıkan ayna var ya,
işte ona
aşık olmuş olmasın!
Yok artık!
Benim sol bacak,
tamam uykuya
düşkündür ama,
galiba,
henüz emin değilim,
Aşk'a sorulacak,
benim şeyimle
bir iş çeviriyor olmasın?
Yok artık!
Ş.Y.
Bir gözü evde unutmuşum!!!
Nasıl şimdiye kadar fark etmedim veya şimdi nasıl anladım; bir göz bende yok!?
Okurken anladım. Sağ aksıyordu. Trendi, sabahtı, işe gidiyordum; az sonra işteydim, müşterilerim gülüyordu; eğleniyorduk bu şehirde şu hayatla.
İçine çekilip içinde yaşayan söyledi, öğlendi, galiba, benden emin değilim, yemek yiyorduk; "Senin sol bacak yok!?"
Sol bacağı vapurda düşürmüş olabilir miyim, unutmuş? Yoksa o müşteri, yemek odasını satın alan, hediye adına bizim bacağı kapıp gitmiş olmasın!
Sen hele önce bir evi ara, belki bacak, o sol,evdedir.
Aramızda kalmasın, benim sol bacak uykuyu çok sever. Beni işe gönderip kendisi keyfe devam çekmiştir. Eve dönünce, akşama görür o, küçük parmağından çekeceğim kulağını.
Hemen kalbimi kontrol ettim, oh çok şükür o yerinde.
Saçlar yok!?
Yav saçım nereye gitti!? Eminim; trende, vapurda, otobüste,işte, yemekte hep bendeydi, şimdi nereye kayboldu, saçım, saçlarım!....
Bak kızıyorum gün! Bak sinirleniyorum hayat!
O kız çocuğu, Dila; abi, dedi, senin saçı, uzun, upuzun saçlarını ben gördüm, saat beşti, metroya binmiş gidiyordu; öfff çok sıcak!...öfff çok sıcak!....diye diye.
Aşk telefonda;
"Şeyini evde unutmuşsun...."
Yok artık!?!
1. Not: Bu bizim evdeki aynalarda da bir iş var, çok iş; eve döner dönmez ilk işim, onları karşıma alıp, hesap sormak olacak.
2. Not:
Benim sağ göz,
o aynaya,
hani kapıyı açtın,
ilk sağa döndün,
tam karşına
çıkan ayna var ya,
işte ona
aşık olmuş olmasın!
Yok artık!
Benim sol bacak,
tamam uykuya
düşkündür ama,
galiba,
henüz emin değilim,
Aşk'a sorulacak,
benim şeyimle
bir iş çeviriyor olmasın?
Yok artık!
Ş.Y.