- Kategori
- Kişisel Gelişim
Şeytanla iç içe...

"Şeytanın iki adı vardır: Biri Şeytan, öteki yalan..." V.HUGO
Yalan söylemek birey olarak ve peşi sıra toplum olarak en olumsuz huylarımızdan biri olmuş artık. Maalesef ki gerçekler oldukça acı ama çoğumuz yediden yetmişe yalanlar üzerine kurulmuş ilişkilere dayalı yalan bir hayatı yaşamaktayız. Ve ilginçtir ki bu yalanlarımız yalan olarak çoktan kendilerine özel dikilmiş kılıflarıyla birlikte ortaya çıkıyorlar. Ne de olsa beyaz yalanlar değil mi tüm bunlar... Ne demişler" minareyi çalan kılıfını da hazırlar".
Toplumların bireylerden oluştuğu düşünülürse maddi-manevi her türlü yaşamsal alandaki gelişmelerin öncelikle bireysel gelişim kaynaklı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Yalan söylemenin olağan hale geldiği günümüzde insanların güvenilir olmadığından, sözünde durmadığından, iletişim zayıflığından, temeli hiçte sağlam olmayan ilişkilerden söz ediyor ve şikayet ediyoruz. Bence kendimizle çelişen saçma şikayetler tüm bunlar. Niye mi? Sadece benim söylediğim yalandan kime ne zarar gelir ki, alt tarafı beyaz, zararsız bir yalan düşüncesiyle harekete geçilerek söylenen bir yalan bir bakmışsınız bir çığ gibi büyüyerek etrafınızdaki çoğu insanı etkisi altına almış... Sonuç ahlaki değerlerin yıkıma uğraması, bir sürü kargaşa, psikolojik sarsıntı, insanlar arası güvensizlikten doğan içten içe kemiren şüphe duygusu...
Yalan öyle bir bataklıktır ki bir kere saplanmaya görün o bataklığa, çıkmak neredeyse imkansız olur. Hatta bu bataklıktan kurtulmak için yapacağınız her hamle, göstereceğiniz her çaba biraz daha batmanızdan başka bir işe yaramaz. Üzülerek söylüyorum ama ben toplumca bu bataklığın içinde olduğumuza inanıyorum. Damlaya damlaya göl oluyormuş çünkü...
"İnsanların aşktan öldüğü yalandır." W.SHAKESPEARE
Sevmek, sevilmek, aşık olmak, iki ayrı bedende tek bir yürek olmak... Duygularımızın zenginleşmesi, çoğalması mutluluk kaynaklı olarak doğal olarak gerçeğin ta kendisidir... Kaynağı yürek olan hiç bir sevgi yalan olamaz. Ama maddiyatın girdiği mantığa dayalı çoğu ilişkiler yalana büyük ölçüde meyillidir. Demem o ki; sevgi azaldıkça yüreklerde gerçekler süratle uzaklaşıyor yalanlar kol geziyor uçurum kenarlarında...
Bir an durup düşünün 24 saatlik bir zaman diliminde kendinize ve çevrenize kaç tane yalan söylüyorsunuz, bu yalanları söylerken iç huzurunuz ne durumda, peki söylediğiniz yalanı-yalanları iler ki zamanlarda da devam ettirebilmek için yeterli hafızaya ve zekaya sahip misiniz, yoksa gerçeklerle yaşamanın hazzı ve iç huzuruyla yalansız bir hayatı yaşamanın kararlılığında mısınız?
Seçim sizin elbette... Serde, gerçeklerle yaşayarak huzursuz olmakta var tabi ki... Ne de olsa etrafınız bir sürü beyaz yalanlar giyinmiş bireylerle dolu. Uyum sağlamak hayli zor olabilir...
Yalansız bir hayatı seçerseniz unutmayınız ki; körler ülkesinde görmenin suçu idamdır...
"Yalancı, Allah'a karşı kafa tutan fakat insanlardan korkan bir serseridir." Francis BACON
Yalansız ,sağlıcakla ve huzurda kalınız...
25.05.2013 TUBAMİMOZA...