Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '20

 
Kategori
Otomobil
 

Sıfır Araçlarda Değişim Hakkı

Bu makalemizde, tüketicilerin, sıfır kilometre olarak satın aldıkları ve daha sonra ayıplı olduğu anlaşılan araçlarında ayıpsız misli ile değişim hakkı, sıfır araçta değişim hakkının hangi şartlar altında kullanılabileceği, aracın değiştirilmesinden ne anlaşılması gerektiği, ayıplı aracın değişim hakkı konusunda yaşanması muhtemel sorunlar, tüketicinin araç değişimi hakkı kapsamında çıkarlarının en iyi şekilde nasıl korunacağı ile ilgili açıklama yapmaya çalışacağız.

"Sıfır Araçta Değişim" hangi koşullarda mümkün olur?

Sıfır Kilometre Araç Satın Alan Tüketicilerin Hakları (http://blog.milliyet.com.tr/sifir-kilometre-arac-satin-alan-tuketicilerin-haklari/Blog/?BlogNo=575644) başlıklı makalemizde, malın (otomobilin) ayıplı olması durumda, tüketicinin seçimlik haklarından birinin, sıfır kilometre aracın satıcıya iadesi ile aracın misliyle değişimi hakkı olduğunu ifade etmiştik. (TKHK.m.11)

Sıfır Araçta Değişim hakkı, 6502 sayılı "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"da şu şekilde ifade edilmiştir:

"Tüketicinin seçimlik hakları"


MADDE 11/1: "Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini kullanabilir.

Her şeyden evvel, kanunda sözü geçen "imkan varsa" ifadesi üzerinde durmak gerekir.

İmkan varsa ifadesinden anlaşılması gereken, X marka, 2017, 2016 veya 2015 model bir otomobilin hali hazırda üretilip üretilmediği değildir. Bir başka ifade ile, satın aldığınız ve bir kaç yıl sonra ayıbı ortaya çıkan aracın hala üretilip üretilmediğinin, ayıpsız misli ile değişim hakkını kullanmak açısından bir önemi yoktur. Eğer böyle bir araç üretilmiyorsa bedeli belirlenir ve tüketiciye ödenir.

Maddenin gerekçesinden ve Yargıtay kararlarından anlaşılması gereken şudur; eğer malın ayıpsız mislini tedarik etmek mümkün değilse (yani örneğimizde olduğu üzere X marka, 2015 model bir araç üretimden kalkmış ise) tüketici ille de bu otomobilin ayıpsız olanının kendisine verilmesini isteyemez. Satıcı, bu aracı yeniden üretmeye veya bulmaya (tedarik etmeye) zorlanamaz. Bu gibi durumlarda aracın ayıpsız mislinin değeri belirlenir ve bu bedel (aşağıdaki raporda anlatılan şekliyle bulunur) tüketiciye verilir.

1- Hukukun, kişilere tanıdığı her türlü hak gibi "ayıpsız misli ile değişim hakkı"nın kullanımı da bazı koşullara tabi kılınmıştır:

1.1- Öncelikle malın (otomobil, konut gibi) ayıplı olması gerekir. Ayıp nedir? Hangi durumlarda araçta ayıp mevcuttur? Bu sorularınızın cevabını Sıfır Kilometre Araç Satın Alan Tüketicilerin Hakları (http://blog.milliyet.com.tr/sifir-kilometre-arac-satin-alan-tuketicilerin-haklari/Blog/?BlogNo=575644) başlıklı makalemizde bulabilirsiniz.

1.2- Aracın, ayıpsız olanıyla değiştirilmesinin, satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olmaması gerekir.

TKHK.nun 11/3 maddesinde, "sıfır araçta değişim" hakkının kullanımının, satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirmemesi gerektiği ifade edilmiştir. Nitekim, bu hakkın kullanımının satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, yalnızca, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelde indirim haklarından birini kullanabilir.

Dikkatle incelenecek olursa, kanun bir yandan, aracın ayıpsız misli ile değişimi hakkının kullanımının, satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirmemesi gerektiğini ifade ederken diğer yandan orantısızlığın tayininde tüketici için diğer seçimlik haklara başvurmanın sorun teşkil edip etmeyeceğinin dikkate alınmasının gerektiğini ifade etmektedir. Yargıtay da, tüketicinin diğer seçimlik haklara başvurmasının sorun teşkil edip etmeyeceği hususu üzerinde pek durmamakta, sadece, malın ayıpsız değeri ile ayıplı değeri arasında önemsiz bir fark var ise bu durumda tüketicinin, diğer seçimlik haklara başvurması gerektiğini kararlarında sıkça ifade etmektedir. Nitekim, malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin seçimlik hakları arasında sayılan "aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme" seçimlik hakkının satıcı tarafından yerine getirilmesinin yükümlülük olduğu kanunun 11.maddesinin sonunda açıkça şu şekilde ifade edilmiştir:

"Tüketicinin seçimlik hakları"
MADDE 11- "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici, .. satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür"

Fakat tüketicinin bu isteğinin yerine getirilmesi, satıcı tarafından orantısız güçlükler yaratacak ise tüketicinin bu isteği yerine sözleşmeden dönme veya bedel indirimine karar verilir.

Peki orantısızlık nasıl tayin edilecektir? Orantısızlığın tayininde; malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

1.2.1- Malın "ayıpsız değeri ile ayıplı değeri arasında önemli bir fark olması" gerekir.

Aslına bakıldığında, malın ayıpsız değeri ile ayıplı değeri arasındaki farkın önemli olup olmadığı, malda ortaya çıkan ayıbın malın değerinde yarattığı azalmanın, malın satım bedeline oranına göre belirlenecektir. Örneğin, sıfır kilometre olarak satın alınan araçlardaki boya ile ilgili ayıplarda, aracın değerinde meydana gelen azalma, malın satım bedeline oranla çok düşüktür. (yaklaşık yüzde 3-5 gibi) Dolayısıyla, malın "ayıpsız değeri ile ayıplı değeri arasında önemli bir fark" yoktur ve tüketici, satın aldığı aracının bir bölgesinin sonradan boyandığı gibi bir iddia ile ayıpsız misli ile değişimi hakkını kullanamaz, yalnızca bedelde indirim hakkını kullanabilir.

Araçta meydana gelen değer kaybının aracın değerine göre yüksek olması durumunda tüketicinin seçimlik haklarından dilediğini kullanabileceğine vurgu yapan bir Yargıtay kararında  şu ifadelere yer verilmiştir: "...araçtaki bu ayıbın araçta 10.000,00 TL kadar değer kaybına neden olduğu sabit olup mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Hâl böyle olunca özellikle araçta meydana gelen değer kaybının aracın değerine göre yüksek oluşu da dikkate alındığında tüketicinin seçimlik haklarından her hangi birini kullanma hakkına sahip olduğu anlaşılmaktadır." (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Aralık/2017)

1.2.2- Araçtaki "ayıbın önemli olması" gerekir. 

Sıfır araçta değişim hakkının kullanımı için bir başka koşul, maldaki ayıbın önemli olması gerekliliğidir.

"Ayıbın önemli olmasından anlaşılması gereken, maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp çeşitlerinden birisi olarak ortaya çıkan ve malın alıcı tarafından kullanılıp yararlanılması olanağını azaltan ya da ortadan kaldıran bir özrün bulunmasıdır."1

"İşlem hayatındaki görüşlere göre dürüst bir alıcı, satım konusu maldaki ayıbı bilseydi sözleşmeyi hiç yapmayacaktı veya daha düşük bir bedel üzerinden yapacaktı denilebiliyorsa, ayıp önemli sayılır."2

Yargıtay uygulamasına göre maldaki ayıbın önemsiz olduğu durumlarda "aracın değişimi" hakkı kullanılamaz. Elbette tüketici, önemsiz ayıplarda dahi, bedelde indirim veya ücretsiz onarım haklarını kullanabilir.

Bu durum bir Yargıtay kararına şu şekilde yansımıştır: "Ayıbın öneminin aracın kullanımına ve beklenen faydaya bir etkisinin olmaması, aracın ayıplı ve ayıpsız değeri arasındaki farkın araç bedeli nazara alındığında azlığı yani karşılıklı menfaatler dengesi ile hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları değerlendirilerek ayıp nedeni ile bedel indirimi veya tüketicinin diğer seçimlik haklarını kullanıp kullanmayacağının tespit edilmesi zorunludur." (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi / 2018)

Örnek vermek gerekirse, sıfır kilometre olarak satın alınan bir aracın, cam silecek lastiklerinin bulunmaması, olması gereken multimedya sisteminden daha düşük kalitede bir multimedya sistemine sahip olması durumlarında bu ayıp önemsizdir. Daha doğru bir ifade ile, bu ayıp, aracın misliyle değiştirilmesi hakkını bahşedecek kadar önemli değildir. Bu parçaların değişimi (veya onarılması) elbette istenebilir ama bu gibi durumlarda tüketici, "ayıpsız misli ile değişim hakkını" kullanamaz. Örneğin 200.000-TL değerindeki bir araçtaki ayıp 3-5 bin TL karşılığında giderilebiliyorsa "değişim hakkı" kullanılamaz sadece o ayıbın giderilmesi ve var ise değer kaybı istenebilir.

1.2.3- Diğer seçimlik haklara (bedel iadesi, ücretsiz onarım, bedelde indirim) başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil etmesi gerekebilir. 

Sfıır araçta değişim hakkının kullanımı için bir başka koşul, tüketicinin diğer seçimlik haklara (bedel iadesi, ücretsiz onarım, bedelde indirim)  başvurmasının kendisi açısından sorun teşkil etmesidir.

Madde gerekçesinde, "... Satın alınan bir vidanın dişlerinde bozukluk varsa vidanın tamiri yerine ayıpsız misli ile değiştirilmesi daha uygundur. Buna karşılık satın alman bir çamaşır makinesinin bir vidasının bozulması halinde, başka bir çamaşır makinesi talep edilmesi orantısızlık savunması ile karşılaşır. Bu hallerde vidanın değiştirilmesi uygun olan çözümdür." denilmiştir.

Örneğin araç, ufacık bir sorun (bir vidanın olmayışı) sebebiyle çalışmaz durumda olsa, tüketici, bu durumda malın ayıpsız misliyle değişimi hakkını kullanmakta ısrar edemez. Çünkü bu durumda aracın tamiri (ücretsiz onarım) tüketici açısından bir sorun teşkil etmez.

2- ARACIN GARANTİ SÜRESİ İÇERİSİNDE ORTAYA ÇIKAN SORUNLARDA ONARIM HAKKINI KULLANMAK ZORUNLU DEĞİLDİR.

3- AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞİM HAKKI KİMLERE KARŞI KULLANILABİLİR?

Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin, 4 adet seçimlik hakkından biri olan, "satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme" hakkı, aracın sıfır kilometre olarak satışını yapan bayiye, aracın üreticisine veya ithalatçısına veya bunların birkaçına veya tümüne karşı kullanılabilir. Nitekim bu hakkın yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz fakat boya ayıpları dışında bu tür bir ispat yapabilmek imkansıza yakın bir olasılıktan ibarettir.

4- AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞİM TALEBİNİN GEREĞİ NE KADAR SÜREDE YERİNE GETİRİLMELİDİR?

Malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakkı (sıfır araçta değişim hakkı) bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur.

"İş günü" ise, "Ulusal, resmî ve dini bayram günleri ile yılbaşı, 1 Mayıs ve pazar günleri dışındaki çalışma günlerini" ifade eder. Dolayısıyla cumartesi günleri de iş gününden sayılır.

5- AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞİM TALEBİNİN GEREĞİ YERİNE GETİRİLMEZSE:

Tüketici, talebini iletmesine rağmen, satıcı, üretici veya ithalatçı bu talebi yerine getirmezse, malın (otomobilin) değerine göre, Tüketici Hakem Heyetlerine veya Tüketici Mahkemesi'ne başvurulur.

6- TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARAFINDAN VERİLECEK KARAR NEDİR? NASIL UYGULANIR?

Dava sonunda mahkeme, tüketiciyi haklı bulursa, aracın ayıpsız misliyle değişimine ve yine tüketicinin elindeki ayıplı aracın da satıcıya (takyidattan ari olarak) iadesine karar verecektir.

Takyidat; haciz, rehin, ipotek gibi sınırlamaları ifade eder. Yargılama sırasında yapılacak araştırma ile, araç üzerinde haciz veya rehin bulunduğu anlaşılırsa, misliyle değişim kararı verilemez. Yargılama sırasında yapılacak araştırmada, araç üzerinde takyidat bulunmasa dahi (daha sonradan oluşabileceği ihtimali gözetilerek) takyidattan ari (arındırılmış, takyidatsız) şekilde iade edilmesi gerektiği belirtilmelidir.

Eğer tüketici, bu aracı, bağlı krediyle satın alınmışsa, araç üzerinde taşıt kredisi sözleşmesi sebebiyle bulunan rehni kaldırması gerekmez. 

Mahkeme, satışa konu aracın, "ayıpsız misliyle değişimine" karar verdikten sonra, ayıpsız misli bulunmamakta ise veya bunun mümkün olmaması halinde İcra İflas Kanunu'nun 24. maddesine göre işlem yapılmasının gerekeceğini belirtebilir. Mahkemece böyle bir belirtme yapılmamış ise sadece "malın ayıpsız misliyle değişimine" karar verilmekle yetinilmelidir. Başka bir anlatımla mahkeme, "malın ayıpsız misliyle değişimine" karar verdikten sonra, bunun mümkün olmaması ihtimaline binaen malın satış bedelinin tüketiciye iadesine veya malın ücretsiz onarılmasına karar veremez çünkü, ayıpsız misli ile değişim mümkün değil ise (böyle bir araç bulunamıyorsa) İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 24. maddesi uygulama alanı bulacaktır. 

İİK.24: "Bir taşınırın teslimine (aracın ayıpsız mislinin teslimine) dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru bir icra emri tebliği suretiyle borçluya (satıcı, üretici veya ithalatçı veya bir kaçı veya tümüne) yedi gün içinde o şeyin teslimini emreder... Borçlu, bu emri hiç tutmaz veya eksik bırakır ve hükmolunan taşınır veya misli yedinde bulunursa elinden zorla alınıp alacaklıya verilir. ... Taşınır malın değeri, ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde, icra memuru tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunur. Hükmolunan taşınırın (aracın ayıpsız mislinin) değeri, borsa veya ticaret odalarından,  olmayan yerlerde icra memuru tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin edilir. İlgililerin (tüketici, satıcı, üretici veya ithalatçının) bu hususta icra mahkemesine şikayet hakları vardır." şeklindedir.

Bazı mahkemeler, aracın ayıpsız benzerinin satıcı elinde olup olmadığı ile ilgili gereksiz bir araştırma yapmaktadır. Bu araştırmanın sebebi de en başta belirttiğimiz ve kanun metninde yer alan "imkan varsa" ifadesidir. Oysa ki kanun koyucu, bu ifade ile sadece satıcıyı böyle bir aracı bulmaya zorlamaktan kaçınmak istemiştir. Böyle bir aracın var olup olmadığı Tüketici Hukuku'nun değil İcra Hukuku'nun konusunu oluşturur. Aracın ayıpsız misli yoksa değeri belirlenir ve o değer tüketiciye verilir. Aracın ayıpsız bir benzeri yok diye tüketicinin değişim hakkını kullanamayacağı düşünülmemelidir.

Satıcı, üretici veya ithalatçı şirketler, haciz tehdidi altında kalmamak amacıyla, çoğu kez olduğu gibi, mahkeme kararında belirtilen aracın ellerinde bulunmadığını belirtirler. Bu durumda aracın değeri borsa veya ticaret odalarından sorulur. Bildirilen bu değere karşı, taraflardan tüketici; değerin azlığı, diğer taraftan; satıcı, üretici veya ithalatçı ise değerin çokluğundan bahisle veya her iki taraf birden icra mahkemesine başvuruda bulunabilirler.

Aranan değer, mahkeme kararında ayıpsız misliyle değişimi belirtilen aracın hiç kullanılmamış değeridir. Bir başka anlatımla ilamda belirtilen yeni araçtan kasıt, satın alınan ve ayıplı olduğu anlaşılan araç kaç model (2015, 2016 ...) olursa olsun o modelde fakat 0 (sıfır) km. (hiç kullanılmamış olan) aracın değeridir. Bu durumda icra mahkemesince yapılması gereken iş; haciz tarihi itibariyle söz konusu aracın sıfır kilometre fiyatını belirlemek ve bu fiyattan kararda yazılı olan model araçta bulunmayan donanım farklarının tutarı düşülerek aracın değerinin tespit edilmesidir. 

Bu konuda Yargıtay, şu şekilde karar vermiştir: "Dolayısıyla mahkemece takibe konu tüketici mahkeme kararında belirtilen 2007 model aracın özellik ve donanımlarını taşıyan "ayıpsız mislinin" ticaret odasından değerinin sorulması bu doğrultuda işlem yapılması..."

7-  AYIPLI ARACIN YIPRANMA PAYI, TÜKETİCİYE İADE EDİLECEK DEĞERDE ETKİLİ DEĞİLDİR.  

Tüketici, sıfır araçta değişim talebinde bulunduğunda bu araç, yıllar içinde kilometre yapmış ve yıpranmış olabilir. Fakat aracın yıpranma payı kesinlikle belirlenecek değerde etken değildir.

Konuya ilişkin bir Yargıtay kararında, "keşif tarihi ve takip tarihi itibariyle aracın yıpranma payı düşüldükten sonra, aracın piyasa rayiç değerini belirleyen bilirkişi raporu hükme esas alınarak sonuca gidilmesi isabetsizdir" denilmiştir.

8-  AYIPLI ARAÇ, TÜKETİCİNİN KULLANIMINDA İKEN, ELDE EDECEĞİ BEDELE FAİZ İŞLEMEZ.

Malum olduğu üzere, araçlarda görülen ayıpların hepsi, aracın kullanılmasını engellemez. Örneğin sürekli yağ eksilten bir araç, yağ eklenerek dahi olsa kullanılabilir. İşte bu gibi durumlarda, araç halen daha tüketici tarafından kullanılıyorsa faiz işlemeye başlamaz. Aracın ayıp nedeniyle kullanılamaması veya ayıplı aracın satıcıya teslimi durumunda satıcının temerrüte düştüğü tarihten itibaren faiz talep edilebilir. Tüketici, ticaret odası veya borsa tarafından belirlenen veya mahkemece belirlenen bedeli iade alana kadar aracı teslim borcu altında değildir. Fakat değer belirlendikten önce veya sonra ayıplı araç, tüketici tarafından satıcıya (veya icra müdürlüğüne) teslim edildiği zaman ayıpsız mislini teslim borcu altında olan satıcı, üretici veya ithalatçıya gönderilecek muhtıra tarihinin tebliğ tarihinden itibaren faiz işler.

 

 


Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Alıntı yaptığınıza ilişkin link vermek suretiyle makalemizi paylaşabilirsiniz. Kaynak belirtmeksizin makalelerimizden alıntı yapılması durumunda yasal işlem başlatılmaktadır.

 
Toplam blog
: 7
: 7623
Kayıt tarihi
: 06.10.15
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2010 yılında mezun olan ve akabinde avukatlık mesleğine baş..