Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Şubat '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Sigara

Sigara
 

Okan Bayülgen'in sigara düşkünlüğü geldi aklıma bir anda... Hatta belediye otobüsünden inerken yolculardan birkaçıyla Okan Bayülgen'in kulağını çınlattım :)

İş dönüşü otobüse binmeden birkaç dakika önce bile sigara yakıyorum. Malum yolculuk epey sürüyor, hele ki bu trafikte.

Bir nefes, bir nefes daha derken otobüs geliyor... Sanki otobüs bizi nazi toplama kampına götürüyor gibi hisse kapılıyorum bazen :))

Nasıl kapılmam, aslında servis gibi tertemiz kocaman yenilenmiş bazı otobüsler.. Ama yinede uyuklama, kitap okuma, birbirini kesme herşey devam :))

Yollar bitmek bilmiyor sanki. Ama en güzeli de iner inmez yaktığım sigaranın ilk nefesi.... :))

Valla kim ne derse desin kardeşim. Ben bu zehiri içiyorum hem de yıllardır.

Okan Bayülgen de reklamları zor bekleyip kendini kulise zor atanlardandı, onun için kendisini andım ... :)) oohhh yarasın kardeşim. Ayrıca severim kendisini :)

Şunu anlayamıyorum bir türlü... sigara yasağı... Noluyor yahu ne yasağı... Kola içme yasağı, alkol yasağı, sigara yasağı.... vs. vs.

Bu uzar gider... Sigara yasağı, pankartlar, uyarılar eminim hiç bir iş yerinde cezaya çarptırılan yoktur. Olmasında zaten... ( İstisna vardır elbet...)

İşe alacaksa içmeyen tercih eder ve seçer. Yada insan dayanabiliyorsa öğle tatiline kadar dayanabileceğini düşünüp, içici değilim deyip işi kapar...

Yani arz - talep meselesi. Ama içenlere zavallı gibi bakmak, bu şekilde yayınlar yapmak gücüme gidiyor valla :))

Korkunç ciğer resimleri... Aman tanrım noluyoruz benim içim ne olmuş böyle...

Evet hemen korktum cezalardan ve bıraktım, yıllardır sadık dostum sigarayı... Var mı böyle bir şey?

Anlayanlar anlamayanlara anlatsın!!! gibi birşey oldu bu şimdi...

İçenlere acıyın !!!! sonları geldi.... Gebereceksiniz... Utanmasalar bunları yazacaklar pankartlara...

Yahu istatistiklere bakalım tamamda... peki tertemiz, sapasağlam ne sigara ne alkol zevkini bir kez bile tatmamış olan organlar bir anda neden iflas ediyor...

Hem de ciğer problemi yada kalp sorunundan gidiyorlar bu dünyadan...

Tamam bunun özendirecek bir yanı yok... Tehlikeli, pis, tüühhh kaka.... Kimseyede zorla ikram etmiyorsun... ama...

İçmeyen öldürsen içmiyor zaten. Ben sigara içinde büyüdüm ve denedim içtim. Ama aynı aile fertlerinden olan abimler içmedi... eeee nıolcak şimdi. Zayıf olan benim, karar benim, vücut benim...

Seçim bana ait.

Eşim ve ben içiyoruz. Ama çocuğumuz yirmi yaşına geldi ve nefret ediyor...

Aslında demem o ki; sözün özü, içmeyenler kadar, içenlerinde içme hakkı vardır... sonuna kadar.

Kapalı alanlar, zaten klima ve tüm modern tertibatlarla donatılmış durumda...

Eğlence yerleri zaten havalandırmalı, açık yada kışlık tertibata sahiptir... Ki, içiliyorsa ve oradan rahatsız oluyorsa bir daha o mekanı seçmez...

Allaha şükürki alternatifi bol bir ülke haline geldik... Her sektörün ekonomik ve sosyal açıdan alternatifleri bulunuyor... Bulunuyor derken bazı sinema salonları var, her antrakta oraya koşulur sigara için... Öööffff orası işte tam gaz odası :)) inanın içmenize rağmen bir nefesi zor tüketiyorsunuz... Ayıp ama yaaa... İşte böyle yerlerde tam ikinci sınıf vatandaşsın..


İkinci sınıf vatandaşız... üzgünüz... Herhalde ilerde pasaport bile alamayacaklar.

Neden ??? Çünkü bu vatandaş bir tarihte sigara yasağını ihlal etti...

Yapmayın nolur güldürmeyin bizi artık... Bu ülkenin çok daha önemli sorunları var.. Bu kadar strese, geçim derdine , alkol içme, sigara içme, ee zaten yaşamıyorsun.. ee öl artık bari fazlasın... der gibi...

Vücut bu uyuşturucuyu istiyor, almazsa olmaz..Yazık ne yazıkki bu böyle içenler için.. Üretimini yapanlar utansın...Eskiden, içinde bu kadar zehir maddesi yoktu... Has tütün, tertemiz... hasarı azdı elbet...

cococola'ya ne demeli colakoliklik yüzünden iki senede bir böbrekler taş üretir oldu... Bilinmeyen maddelerin, masum yiyecek ve içeceklerin hepsinde neler var neler... Millet ne yumurta, ne tavuk ne sebze yiyebilir hale geldi...

Sigara, bari legal olarak zararlı ibareleriyle satışa sunuluyor...peki, olmazsa olmaz gıdalarımızın hiçbir besin değeri kalmamışken, üstüne üstlük kanserojen birikimlerle doluyken masalarımıza mecburen geliyor...

Ülkede ne tarım kaldı, ne hayvancılık kaldı, ne üretim... Adamlar ülkemizden tohumu alıp, kendi ülkesinde işleyip üretip, tekrar gelip bizim olanı, bize fahiş fiyatlarla satıyorlar...

Harikaaa... sigara günah keçisi...

Her yerde organik tarım, organik gıda modası başladı... vay bu ülkenin haline...

Kendi adıma,

Bırakın bizleri kendi sularımızda boğulalım derim ben.....

 
Toplam blog
: 30
: 666
Kayıt tarihi
: 20.01.08
 
 

1966 İstanbul doğumluyum. Arçelik A- Bayanlar Milli voleybolcusuyum. A.Ö.F.İnsan kaynakları Halkla i..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara