Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sıhhi tesisat sorunsalından giriş yapıp, kapitalizmden çıkış yaptım

Sıhhi tesisat sorunsalından giriş yapıp, kapitalizmden çıkış yaptım
 

...


Offf başıma neler geldi? Anlatıyorum. Anarşik Teyzem gelmişti. Ben ayıptır söylemesi… tamam tamam ayıp olduğunu bile bile yazmıyorum. Şunu yaptım, bunu yaptım diye anlatmııcam. Kısa kesiyorum. Çay içip, yanında bi şeyler yedik. Bulaşık makinası dolu olduğundan; “Anarşik Teyzeciim, bulaşıkları 5 dakkada yıkiim de gelirim” dedim. Tam yıkıyordum, musluk dipten deli gibi su fışkırtmaya başladı. Bütün üstüm başım ıslandı. Hemen banyoya, uzun adımlarla koşup, vanayı kapattım. Offf ki offf. İşte başladı yurdum sıhhi tesisat sorunsalı.

İçime mi doğmuş nedir, geçen apartmanın posta kutusunda Ordinaryüs Prof. Dr.Sıhhi Tesisatçınız diye bir broşür vardı. Neyse ki broşürü almıştım da, ilk defa karşılaşacağım, ordinaryüsü aradım. Bu arada mutfak rezil oldu.

Kanarya sesli kapımız şakıdı, anında. Hemen kapıyı açtım. Anarşik Teyzem de yanıma, kapıya gelmiş. Kapıda ise, bildiğiniz tiki bi çocuk. Elinde de takım çantası ve yuvarlak çukur plastik bi kap. Anarşik Teyzemle gözgöze geldik. Ben dudak kenarlarımı aşağı doğru indirip, gözlerime soru işaretlerini yerleştirdim. Anarşik Teyzem “oğlum bizim makarna süzgecimiz var ve seninle birlikte makarna yapmayı düşünmüyoruz” diye lafı başköşeye oturttu. Tiki çocuk, Nuri Alço’nun gazoza hap attıktan sonraki gibi yüz ifadesiyle”hıhhh, teyzeeaa bu baret, biz konumuzda ordinaryüsüz, kafamıza takar, işimizi ööle yaparız” dedi. Anarşik Teyzem lafı uzatmadan, notunu anında verdi. -Çocuk kendisini olduğundan fazla göstermeye çalışıyor. Bilgi sıfır, havayla iş kotarmaya çalışanlardan.- Anarşik teyzem çocuğa “çocuumm al o takım çantanı ve baretini, şimdi ikile” dedi. Çocuk mor oldu. Hatta mosmor oldu ve süngüsü düşüp, vitesi beşe takıp merdivenlerden yuvarlanırcasına indi. Ben kapıyı kapattıktan sonra, arkasından “ahahaa haaa hah ahaaa hahh” diye gülmeye başladım. Anarşik Teyzem “gülme kızım, bu tikiye pabuç bırakçak değildim elbet, sen de anlamadın mı bu broşürden, bunun bi halta yaramayacağını? İçerik olmayınca zarfı süslüyor.” “Anladım” dedim, “dersimiz hayat bilgisi, konumuz sıhhi tesisatçılar.”

“Ayyy valla Anarşik Teyze hayatta her işini kendin yapacaksın, neyi öğrenebilirsen öğrenip, kimseye müdana etmeyeceksin. Hep sana demiyor muyum, bana doğum günümde bi matkap, bi İngiliz anahtarı, al diye. Yeşil başlı yıldız tornavidam, kırmızı başlı normal tornavidam, 5 kiloluk bi çekicim, 250 gramlık bi tane daa çekicim var ama, matkabım yok. Ayrıca gitçem bi yapı markete, şikâyet kutusuna sıhhi tesisat kursu açın diye yazı yazcam. Ya da belediye de olabilir. Belediyeler, resim, takı, toka, biçki dikiş kursu açıyor da, sıhhi tesisat kursu ne demeye açmıyor? Gıcıklarım rappp diye ayağa kalkıyor” dedim.

Anarşik Teyzem “sen şaşırdın galiba” deyince ben de “aaaa Anarşik Teyzeciim neden böyle söylüyorsun? İnsan bu hayatta elinden geldiğince her şeyi öğrenmeli, bilgisiz olmak ve yeteneklerini geliştirmemek ahmaklıktır, diyen sen değil miyidin?” “Bendim bendim ama şu küçük esnafı da düşünmeli. Dur sen şimdi, hayat bilgisi dersine sonra devam ederiz.” Git komşundan sıhhi tesisatçı numarası bul, bulaşıklar duruyor, nerdeyse hava kararcak, çenebaz” dedi.

Aşağıdaki komşum Süreyyanıma gittim. Süreyyanım, “ben de bir sıhhi tesisatçı numarası var, veriim” dedi. Koşa koşa eve çıkıp, numarayı tuşladım. Bi kadın çıktı, “buyurun Sermet Usta’nın yeri” der demez, kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. “Allaaahhh bu da sekreterli çalışıyor, Anarşik Teyzem buna da bi kulp takıp, hadi çek arabanı, ense traşını göriim” derse, diye ödüm koptu ama gel gör ki, çaresiz adresi verdim. Anarşik Teyzeme de bişi çaktırmadım. 10 dakka sonra, kanarya sesli kapımız yine şakıdı. Hemen açtım, kapıda çıtı pıtı, hafif beyaz saçlı bi kadın duruyordu. Gayet kibar bi şekilde “buyrun efenim” dedim. Çıtı pıtı hanım, “efendim siz çağırmıştınız ya, Sermet Usta’nın annesiyim” dedi. “Peki Sermet Usta nerde?” dedim. “Askerde” dedi. “Yaaa!!!” dedim. Çıtı pıtı hanım çoktan içeri girmişti. “Efendim herkes beni görünce şaşırıyor, ben de şu izahatı yapmak durumunda kalıyorum: Size de izah edeyim. Eşimin mesleği sıhhi tesisatçılıktı. Ben de, oğlumda, eşimden mesleği öğrendik. Asıl usta, benim oğlan. Her faninin başına gelen eşimin de başına geldi ama erken geldi. Neyse efendim, benim oğlan o zamanlar 14 yaşında ortaokulda okuyor. Ne yapcaz, dükkânı kapatacak halimiz yok a! Beraber işletmeye devam ettik. Benim için radikal bir karardı ama açlık çekecek halimiz de yok! Oğlanla beraber dükkânı işlettik, oğlan bu arada meslek lisesini bitirdi, anne ben üniversiteye falan gitmek istemiyorum, bu işe devam edçem dedi. Baskı yapmadım, illa da üniversite diye oğlana gözlerimi patlatmadım, munis bi şekilde, iyi oğlum dedim. Herkes üniversiteyi bitircek değil a! Hazır mesleği var, akmasa da damlıyor, şükür deyip oturuyoruz.”

Anarşik Teyzem çıtı pıtı hanımı pek sevdi. “ismin nedir kızım?” dedi “Hayriye” dedi. “Hayriyanım kızım, sorun mutfakta, dipten su akıtıyor. “deyince ben mutfağın yerini gösterdim. Kadın bi uz elliydi, bi uz elli… Şakır şakır söküp halletti. O minicik bedende bi güç. “İsterseniz başka yerleri de yapabilirim, fiks ücret 15 tele alıyorum,” dedi. Bende “o zaman rezervuar iç takımına bi şeyetseniz, bazen şar şar akıtıyor” dedim. Meğerse püf noktası varmış. Rezervuarın kapağını açıp, ipini ayarlamak gerekiyormuş, ayarlayınca sorun olmaz” dedi. “Aaaa ne basitmiş” dedim. Sonra ona “çay içer misiniz Hayriyanım” dedim. “Yok dükkânda kapalı, yalnızım, şimdi telefon falan gelir, müşteri kaçamasın” dedi. Ben “peki siz bilirsiniz, çok teşekkür ederim, elleriniz dert görmesin efenim “dedim. O da bana teşekkür etti.

Anarşik Teyzem “bak gördün mü, kadının gücünü, aferin ona” dedi. Ben mutfağı toparlamaya başlarken, geldi mutfakta yanımda oturdu. “haa ne diyordum, bak kadına ne güzel işine sahip çıkmış, ayakları üzerinde duruyor. Demin sen de apır sapır konuşuyorsun, yok sıhhi tesisatçılık kursu açılsınmış da, falan da filan da. Şimdi biz her şeyi yaparsak, bu insanlar nasıl ayakta kalacak. Sana verdiğim, senin de bayıldığın vintage elbiseleri, mahalledeki terziye daralltıracaksın ki, terzi ayakta kalsın, ayakkabı tamircisine kopan çantanın sapını yaptıracaksın, bakkaldan alışveriş yapacaksın ki, bu insanlar ayakta kalsın, birbirimize destek olalım. Zaten ekonominin beline kazmayı indirmişler, büyükler hep büyürken, küçükler de can çekişiyor, ölüyor.” Globalleşen dünyaymış!!! Ne o? 4 ocak 2010 da Burj Dubai’nin açılışı yapıldı. Eeee şöölemiş, böölemiş, 160 katlıymış diyerek, dünyaya kapitalizmin kazığını diktiler. Olan sen, ben ve sıhhi tesisatçı kadın gibilere oluyor. Bütün dünyada sistemi değiştiriyorlar. Bizim ülke ortada, maşallah mostralık, Fransa’da da sağlık sistemi v.s. değiştiğinden greve gideceklermiş. Yunanistan ortada kriz, 15 milyonluk Yunanistan’da nasıl oluyor bu anlamıyorum? Amerika’da işsizlik had safhada bütçede açık, ozon tabakası kadar büyümüş.

Eee bu durumda küçük insanlara oluyor. Canım kızım yavrucuuum, her işini kendin yapma, öğren ama başkalarına da faydan dokunsun. Yaşamak için yaşatmak lazım. Gitme o manyak AVM lere, büyük şirketlere… Malum ekonomistlerin çıktığı gıcık bi reklam filmi vardı, anlatımım ona benzedi ama bişey yapmak lazım.” “Doğru diyosun, diyosun da şimdi de bakkalara el attılar, resmen bitirme hareketleri. Sadece biz bööle davranarak düzene karşı çıkabilir miyiz? Hiç sanmıyorum, Anarşik Teyzecim, bööle bi sistem oluşturuyorlar, işsizlik ve tüketim dört nala koşuyor. İnsanı sonuna kadar sömüren kölelik sistemi.

Yeni dünya düzeni, insanı yok etmeye programlanmış. Sonra, sonra ne olacak bilmiyorum ki?”

 
Toplam blog
: 246
: 1012
Kayıt tarihi
: 15.02.08
 
 

..