- Kategori
- Haftasonu
Şİle'de Bahar

İki günlüğüne Şile'ye gidelim dedik, bu arada 19 Mayıs tatilide denk gelince bizim iki günlük tatil on güne uzamış oldu. Mayıs ve Haziran ayları, Şile'nin en güzel zamanı, yemyeşil bir bitki örtüsü insanın içine ferahlık verirken, rengarenk kır çiçeklerinin yanında sitedeki bakımlı gülleri seyretmek başka bir keyifti bizim için.
Biraz evle ilgilenmek, biraz bahçe ile uğraşmak hem dinledirici oluyor hem de insana huzur veriyordu. Bu bahar barbekü ve şömine bacalarımızın ziyaretçileri kargalardı. Kargalar buralara yuvalarını yapmışlar, yumurtalardan çıkacak yavrularını bekliyorlardı. Bu nedenle akşamları soğuk olmasına rağmen şömineler ve barbeküler kullanılmadı.
Gündüzleri bol bol yürüyüşler, havuz başı sohbetleri ve kuş seslerini dinlemekle geçirdik. Zaman zaman da yağan yağmuru seyrederken çaylarımızı yudumladık.
Malum, 5 Haziran Dünya Çevre günü olarak kutlanıyor. İnsanların sürekli yaşadığı yer çevredir. Yani dağlar, ovalar, ormanlar, göller, denizler, ırmaklar doğal çevreyi oluşturur. Sağlıklı yaşamda, sağlıklı çevre ile olur. Herkes sağlıklı, dengeli bir doğal ortamda yaşama hakkına sahiptir.
Bu doğal yaşam ortamının kirlenmesi ve kirletilmesi ülkede yaşayan herkesin ortak sorunudur. Sanayileşmeyle birlikte yeterli önlemler alınmadığından çevre kirlenmesi ortaya çıkmaktadır. Su, hava ve toprağın kirlenmesi başlıca sorunları teşkil etmektedir. Hükümetlerin yanlış enerji politikaları bu sorunu arttırmaktadır.
Mesela, greenpeace şu olaya dikkat çekmek istemektedir;
Başbakan Erdoğan, Rusya'yla AKKUYU'ya kurulması planlanan nükler santral antlaşması yaptı. Bu antlaşma birkaç gün içinde Meclise sunulacak Milletvekillerinin bu oylamada hayır demesini sağlamak için, onlara 100.000 nükler karşıtının adının bulunduğu e- postayı göndermek istemektedir ki bu çılgınlığa bir son verilsin.
Diğer bir çevre felaketi ise 3. köprü ile yaşanacaktır. Şile'ye isterseniz Beykoz, Polenezköy yoluyla köylerden orman yoluyla gidiniz, isterseniz Kavacık, Ümraniye Şile ana yoldan gidiniz, göreceğiniz manzara Ömerli'ye kadar süratli bir şekilde yapılaşmanın olduğudur. Ormanların içleri delik deşiktir. Elmalı su havzası yapılarla kuşatılmış durumdadır. İkinci köprü yolu, Kavacık ve Çavuşbaşı köyü arasında sıkışmış son darbenin vurulmasını bekler vaziyettedir.
Üçüncü köprüyle çevre felaketinin yaşanması kaçınılmaz olacaktır. İstanbul'un son ormanları yani akciğerleri rant uğruna yok edilecektir.
Yarın çocuklarımıza, torunlarımıza nefes alabilecekleri bir İstanbul bırakmak istiyorsak, yok olmakla yüzyüze kalan son yeşile sahip çıkalım..