Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '14

 
Kategori
Güncel
 

Şili ve Türkiye

Şili ve Türkiye
 

Fitratizm


Ağustos 2010 Şili’nin San Jose altın ve bakır madeninde gerçekleşen göçüğün ardından 33 işçi mahsur kalmıştı. İşçilere ulaşmak için denenen tüm yollar hüsranla sonuçlanmış, tüm seçenekler değerlendirilmeye başlanmıştı. Yerin 622 metre altında bir, oturma odası büyüklüğündeki bir sığınak vardı. İşçilerin bir kısmı oraya sığınmış olabilirdi. Sığınağın üzerinden 622 metre derinliğe sondaj kazıldı. Matkabın ucu sığınma odasını delip içeri girdiğinde, bir mucize gerçekleşti.. Öldüğü sanılan işçiler madene inen matkap ucuna “Yaşıyoruz ve kurtarılmayı bekliyoruz” notu iliştirmişlerdi.

Bu bir mucizeydi; Yerin 622 metre altında 17 gün boyunca hayatta kalabilmenin sırrı neydi? Sonunda anlaşıldı ki çöken madende mahsur kalan işçilerin, sığınakta kendi koydukları kurallar çerçevesinde günaşırı 2 kaşık ton balığı, bir yudum süt, bir parça kraker ve bir lokma şeftali yiyerek hayatta kalmışlardı.

Sığınağa açılan 15 santimetre genişliğindeki çelik boru, madencilerin dışarıdaki hayatla bağlantısını ve ihtiyaçlarını sağlayan “göbek bağı” işlevi gördü. Açılan bu delikten madencilere yiyecek, içecek, oksijen gönderilmeye başlandı. Yine bu yolla aşağıya 33 küçük fener, vitaminle güçlendirilmiş jel şeklinde besleyici gıda, aspirin ve hasta olan iki madenci için gerekli ilaçlar gönderilmişti. Madencilerin aileleri de aynı yoldan yerin altındaki yakınlarına notlar gönderdiler. Aynı anda 33 madenciyi yer altından kurtarmak için hazırlıklara başlandı.. Bu kez içine bir işçiyi alacak boyutlarda bir tüp, ve bu tüpü 622 metre aşağıdaki sığınağa indirecek yeni bir sondaj kuyusu açılması fikri benimsendi. Proje uygulanarak hayata geçirildi. 33 maden işçisi yerin 622 metre altından teker gün ışığına çekilmiişti. Şili mühendisler akıllarını emekleri ile yoğurdular. Eldeki sınırlı teknolojik imkanları kullandılar. Ve başarılı bir organizasyonla başarılı bir operasyona imza attılar, Dünyanın gözü üzerlerindeyken Şili gibi mütevazi bir ülke, başardı. Şili, bu operasyonla dünyanın hayranlığını kazandı..

İşçilerini yer altında bırakmayan Ülke olan Şili Devleti ve mühendisleri, tüm halkı, insanlığın tüm övgüsünü ve tüm alkışları sonuna kadar haketti.

Peki; ya biz Somada ne yaptık? İktidar ve ilgili sorumsuz kurum yanlıları hamaset, ulematik ve keramet, dini telkinlerle işi kamu oyuna aktarmış ve madende sorumlular medya önünde utanmaz bir şekilde güya ölümler taktir, kader ve alın yazısı imiş gibi sundular. Hatta madencinin ölümü fıtratından gelmektedir, denildi. Şirket yetkilileri, madendeki yangının sebebini kömür kızışması olarak açıklamasından sonra yeni bir facia yaşanmaması için ocağın iki ana hava tahliye kapısı kapatıldı. Bu yöntemle içeride oluşabilecek yangının önüne geçilmiş olundu. Ülke olarak Mühendislik alanında bunca gelişmiş bir düzeyde iken onca yasal düzenlemeler ve ben dahil on binlerce İSG (İş sağlığı güvenliği Uzmanı) varken, maden işçilerimiz dahil diğer sektörlerdeki özellikle inşaat, metal, gemi inşaat sektörlerinde çalışanlar neden ölmektedir? Tabii ki daha fazla kar, özellikle zimni ilişkiler içerisinde sarıdan da öte bir sendikal yapının oluşturulmuş olması, çalışanın örgütlenme konusundaki zaafiyetler en büyük etkenlerdir. Sınıf bilincinin farkında olmayan işçi ve hayatını idame etmek konusunda zorlanan mühendisin insan posası türünden tavrı ve güçle ve siyasetle organik ilişki içinde, kendisine devletin kurumları hibe edilmiş gibi olan vurdumduymaz çok daha faz kar bağımlısı Şirket. Madende kaç işçi kardeşimizin hayatının kaybettiği bile muamma ve açıklanan rakam şaibelidir. Şililer insanının yaşaması için mücadele etmiş başarmıştır, biz ise kalan sağlar bizimdir deyip tez elden madeni kapattık.

Ülkemiz trajikomik bir oyunun oynandığı dev bir sahne alanına dönüşmüş, ancak bu öyle bir Tiyatral oyun ki, baş rol oyuncusundan, ışıkçısına, kostümcüsünden gişe memuruna kadar tüm görevleri senaristi yazmakta ve kendisi oynamaktadır.

“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.” diyor Albert Camus

Bizde bakıyoruz ama karartılmış kalplerler, çökmüş ruhlarla, köreltilmiş gözlerle hiç bir şey görmüyoruz.

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi, C sınıfı İSG Uzmanı 

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..