Şimdi AKP'de ne kaldı?

AKP, "Parti kapatmak çözüm değil, demokrasiyle bağdaşmıyor" diyenlerin sadece kendilerinin söylemi, kendilerinin sesi olduğunu zannetmesin.

Bu seslerin içinde gerçekten demokrasiyi bilen, demokrasiyi özümsemiş kesim de var.

Bu konudaki övgü ve tepkileri alt alta koyarak toplama işlemi yapmamalı, kendilerine maletmeye kalkmamalı.

Bu gösterge ayrı, AKP'nin yapısal göstergesi ayrıdır.

AKP, yüzde 47'yi 70 Milyona endeksliyor, bütün oyların burada toplandığını varsayıyordu.

Aslında kendi kendine dilek ve temennilerde bulunuyordu.

Bırakın 70 milyonu, AKP, kendi içinde nelerin olduğunu bilmesine rağmen, siyasetin gereği midir bilinmez, saklıyordu.

İşte, yüzde 47'nin mimarı AKP'nin içindekiler:

* Halkın diğer partilere ders amaçlı verdiği tepki oyları var.

* Deneme yanılma oyları var.

* Umut bağlanıp, umudu sönenlerin oyları var.

* Meydanlarda "Dokunulmazlık kalkacak" diyerek toplanan (kandırılmış) oylar var.

* "Milli Eğitim'e en büyük yatırımı yaptık, bu bir devrimdir." diyenlere; bu nasıl devrim, ülke nüfusunun yüzde 15'e yakını hiç eğitim, yüzde 40'ı hiç kütüphane görmemiş diyenlerin oyları var.

* Demokrasi havarisi kesilip, halkın gözünde kendilerini mağdur göstererek, acındırma, haklı gösterme, taraf olma ve taraf toplama gibi, kutuplaşma mesajlarına inanmayacakların oyları var.

* Bir ülke ekonomisinin rakamlarına bakıp, bir de cebindeki paradaki rakamlara bakarak, "Bu nasıl ekonomi?" diyen perişan vatandaşın oyu var.

* Dini duygularla oynanıp, "Daha iyi Müslüman yapma vaatleri" ile Atatürk İlke ve İnkılaplarıyla laik devlet anlayışının elden gideceğini (Bu Anayasa Mahkemesi'nce tescillenmiştir) fark edenlerin oyları var.

* Belirli bir sayıda türbana sarılı oy var.

* Hala, "Biz millete aşığız, sevdalıyız" diyenlere, artık inanmayanların oyu var.

Var oğlu var. Unuttuklarım var.

Şimdi, evet şimdi yukarıdaki oyları AKP'den çıkarın.

Anayasa Mahkemesi'nin uyarılarını da çıkarın.

Ne kaldı?...

Ne kaldıysa, o kadar AKP var.