- Kategori
- Siyaset
Simgesel milliyetçilik

MHP nin pili bitti. 12 Eylül referandumunda, tabanı kayan MHP, toparlanmak için, türbana sarıldı. Türban sorunu nu çözmek için, AKP nin dümen suyuna kapılan MHPnin, kendilerinin bile, oluruna inanmadıkları, bir de şartları varmış. Türban, üniversitelerin dışında, başka öğretim kurumlarına bulaşmasın mış. Bulaşmaz olur mu, bulaştı bile.
Bu yazımda, birazcık MHP analizi yapmak istiyorum. Elbette, kendi düşüncelerim doğrultusunda. MHP, milliyetçilik üzerine kurulmuş bir parti olarak, toplum tarafından kabul edildi. 70 li yıllarda, kana bulaştı. O yıllarda, yaptıklarının, milliyetçilik ile uzaktan, yakından ilgisi yoktu. Liderleri, Alpaslan Türkeş in, akıl almaz intikam duygularıyla, adını ülkücü gençlik koyduğu, saf insanları kullanmasıydı. Taktikleri, kabadayılık taslama, adam kaçırma, korkutma, yıldırma ve öldürmeydi. Onlara göre, kendilerinden olmayanların milliyeti bozuktu. Kendilerine, devrimci sol, diyen karşıt guruplarda, aynı taktiği kullanınca, ülke, kan gölüne döndü. Zamanın Başbakanı, Süleyman Demirel, “Bana, milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz, ” demiş, saf tutmuştu. Olaylar çığırından çıkınca, Kenan Evren e davetiye çıkarıldı. O da, davete icabet etti. Sonrasında olanları, anlatacak değilim. Ben sadece MHP nin yapısını analiz edeceğim. Basit ve anlaşılır bir analiz olacak.
Kenan paşa, tüm siyasi partileri kapattı. MHP kapatılınca, Ülkücü Gençliğin kabadayı ölçekli önderleri, mafyacılığa özendiler. Ülkede, ödenmeyen, çek, senet tahsilatı, onlardan soruluyordu. Devrimci, sol gençlik ise, hapislerde işkence ile terbiye ediliyorlardı. Kenan Paşa yönetimi, biraz dincileri, biraz da, milliyetçileri kolluyordu. Sözde, Atatürk Milliyetçiliği idi, Evren in milliyetçiliği, ama, o, giderek Atatürk ü de, bitirdiğinin bilincinde değildi. Ülke siyaseti, suya, sabuna dokunmayan, silik, para sevdalısı, politikacıların elinde kaldı. Para ile para kazanmak, bir gecede köşe dönmek, yetenek ve beceri sayıldı. Sağa, sola dağılmış olan, MHP nin önde gelen siyasetçileri de, bu son model siyasi partilerde yer almakta gecikmediler. Atatürk sevdalısı, Evren Paşa, Atatürk ün kurduğu, CHP yi, 1993 yılına kadar, kapalı tuttu. MHP nin başına geçen, Devlet Bahçeli, Partiye çeki düzen vermekte zorlanıyordu. Milliyetçiliğin karizması çizilmişti. Bahçeli, bir müddet Mafya bozuntuları ile uğraştı. Bunda, biraz olsun, başarılı da oldu sayılır. Bu önem de, tırmanan teröre verdiğimiz şehitler çoğalınca, insanların milliyetçilik duyguları da kabardı. Dönem, MHP nin altın çağı oldu. MHP iktidar ortaklığına kadar yükseldi. Ama, altın çağ, uzun sürmedi. MHP nin şehit cenazelerinin ardından, ağıt yakma dışında, başka bir becerisi yoktu. Bu gün de yok. 12 Eylül Referandumunda, Parti yönetimi, Partinin tabanına hakim olamadı. Taban kaydı. Bahçeli, eksenin de kayacağını hissedince, türbana dolandı ve AKP nin dümen suyuna kapıldı. Türbanın Türk Milliyetçiliği ile ne ilişkisi olabilir ki? Eskiden, Türkler, fetih için Avrupaya ve Balkanlara sefer düzenlerdi. Bu gün, Kapıkule den çıktığımız anda, karizmamız sıfırlanıyor. Başımızda Türban olsa ne yazar. MHP nin, milliyeimizi yükseltmek için, bulduğu çare, türban mı? Türban, ne İslamiyetin, ne de Türklüğün, ön şartı değil. Bu gün tartıştığımız türban, dini inancımızın gereği de değil. AKP ye olan inancın gereğidir. Üniformadır. Buyurun takın. Parmaklarınızı kurt başı yaparken, başınızda da AKP simgesi olsun.