Sinekli Bakkal' ın sinekleri...

Televizyonda eski romanlardan uyarlanan dizileri gördükçe mutlu olanlardanım. Çoğunu büyük bir zevkle okuduğum romanların, günümüze uyarlanmış olsada, dizi olarak çekilmesi belki günümüz gençliğinin ilgisini çeker diye düşünüyorum. Reşat Nuri güntekin'in ;Yaprak dökümü, Çalıkuşu, Halide Edip Adıvar'ın; Sinekli Bakkal' ı güzel birer örnektiler. Maalesef bazı baskılar yüzünden Sinekli Bakkal dizisine son verilmiş. Dizideki genç kızın üniversitede okutulmaması, dedenin sürekli takkeli gezmesi öne sürülmüş. Türkiye'de artık okumayan genç kız yokmuş. Herşeyden önce bir kere bu yapılan eserin sahibine, yazarına yapılan büyük bir saygısızlıktır.

Sevgili Halide Edip Adıvar 1882'de İstanbul'da doğar, 1964 de İstanbul'da yaşamını yitirir.Üsküdar Amerikan Kız Kolejinden mezun olur.Balkan savaşı yıllarında hastanelerde çalışır. İzmir' in yunan ordusu tarafından işgal edilmesini protesto için SultanAhmet mitinginde konuşma yaptığı için hakkında soruşturma açılınca, eşiyle beraber Anadolu'ya geçerek Kurtuluş Savaşına katılır.Çeşitli cephelerde savaşır.Kendisine önce onbaşı, sonra üstçavuş rütbesi verilir.

1917'de eşi ile yurtdışına çıkar.Amerika'da Columbia Üniversitesi, Hindistan'da Delhi İslam Üniversitesin'de konuk öğretim üyesi olarak dersler veriri.1939'da Türkiye'ye döner.İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi Kürsü Başkanı olur. '' Yeni Turan'', ''Ateşten Gömlek'', Vurun Kahpeye''Kurtuluş savaşı döneminin eserleridir.En tanınmış romanı Sinekli Bakkal yazarlığında olgunluk dönemini gösterir.Bu romanda Sinekli Bakkal mahallesinde yaşayan insanlar, aydınlar ve saray çevresi gibi 2.Abdulhamit döneminin farklı toplum kesitleri yansıtılır.Bu romanda doğunun değerlerini batının karşısına koymak amacı vardı.

Şimdi yani günümüzde tahminen bu roman yazıldıktan 80 yıl sonra, dizi olarak çekiliyor fakat bazı kendini bilmezler roman karakterlerine bahane bularak diziyi yayından kaldırıyor.Raitingi tutmamıştır olabilir veya beklenen reklamı alamamışlardır o da olabilir.Fakat esere ve karakte eserdeki lere bahane bularak, bunu bir neden olarak öne sürmek tam bir deli saçmalığıdır.80 yıl önce yazılmış bir eser o zamanı anlatmaktadır.Kaldı ki hala günümüzde okutulmayan binlerce genç kız vardır.Çoçuk yaşta evlendirilen, baskı ile yetiştirilen, saçma sapan örf ve adetlerin hayatına yön verdiği binlerce genç kız olduğunu hepimiz biliyoruz.Romandaki dede gibi takkeyle gezenlerden daha beteri var bu dönemde.Hizbullahları, Gündüz Hocaları, müritlerini, göbeğine kadar sakalları, cübbeleri ve şalvarlarıyla ortada dolaşanları ne çabuk unuttunuz?Yoksa unutturmaya mı çalışıyorsunuz?

Ayakları yere basan ve gerçekleri yazan biri tarafından günümüzün bir romanı yazılsa, eminim gelecek kuşaklar ne yapacaklarını şaşırırlardı.Tabi o zamana kadar roman değişime uğramazsa.Kısacası 80 yıldır değişen hiçbir şey yok geçmişe yapılan saygısızlıktan başka.