- Kategori
- Gündelik Yaşam
Flaş...Flaş...

Yorgun bir şekilde işten gelmişim. Buz gibi havada donarak otobüs beklemişim. Herkes gelen doğalgaz faturaları karşısında şaşkına dönmüş durumda. Ödenecek parayamı yansınlar yoksa ısınamadıklarınamı bilemiyorlar. Doğudaki sibirya soğuklarını izledikçe korkuyorum resmen sıcak çorbamı yudumlarken. Faturalar dolabın üzerinde duruyor. Yarın bakarım diyerek ellemiyorum.
Bir bardak çay alıp salona geçiyorum. Türban, özelleştirmeler, MB taşımalar, şeyhler, kuzey ırak operasyonu gündemde. Zaten dolu olan kafamın iyice dolmaması için bir film bulup onu izlemeye başlıyorum. Reklam araları derken saatler ilerliyor. Oturduğum koltukta iyice mayışıyorum. Bir ara alt yazı geçtiğini görüyorum. Flaş flaş yazısını görünce gözlerim açılıyor. Hemen her ilde akraba var, askerde olan yiğitlerimiz var. Aklımdan bin türlü şey geçerken geçen alt yazı şöyle devam ediyor; Flaş flaş...Ferhat Göçer eşinden boşandı. Az sonra....bilmem ne programında....
O anda o yazıyı yazan yanımda olsa boğazına yapışabilirim ve emin olun elimden kimse alamaz. Ben bu kadar duyarsızlıktan bıktım artık. Yazılı ve görsel medya patronları hiç gazete okuyup televizyon izlemiyor mu? Bu saçmalıklara nasıl göz yumuyorlar. Bence medyaya işe alınacak insanlara IQ testi yapılsın. Ben artık bu insanların akıl sağlığından şüphe etmeye başladım. Dünyanın dört bir yanından bilgi alınabilecek bir aracı tam bir aptal kutusuna çevirdiler.
Bunlara verilebilecek en iyi ceza çocuklarınıza televizyon izlettirmemek olacaktır. Böylelikle gelecek kuşakların ilgisini çekebilmek için seviyeyi yükseltmek zorunda kalabilirler. Maalesef aileler günde en az on saat televizyonu açık tutarlarsa çocuklarda tabiki izleyecekler bu anlamsız şeyleri.
Bu konuyla ilgili yapacak birşeyler olmalı. Seviyeyi yükseltmek zorundayız. Yoksa, gereksiz bilgilerle beyni dolmuş, duyarsız bir nesil bizleri yönetecek.