- Kategori
- İlişkiler
Sırsız ayna kadın...

Gecenin alacakaranlığı odamı bir nefeste içine çekmiş, düşüncelerimle oynuyor… Her gece olduğu gibi… Görüneni görünmeze, görünmezi görünene dönüştürüyor… Sanki bir gölge oyunu gibi…
Kadınlığı düşünüyorum… Derinliğini, uçsuz bucaksızlığını…
Aynanın sırı gibi özünü karanlıklar ardına atmış, ışıkla parlayan aynasını sevdiklerine çevirmiş sırlanmış ayna kadını düşünüyorum…
Gecenin zifiri karanlığında ise yansıtacak bir şeyi kalmamış, kendisine yönelmiş… Sırları dökülmüş, aynalıktan eser yok…
Düşmüş içindeki düşünce yumağına, ardı arkası kesilmeden sorguya tutulmuş kadınlığı tarafından… Sorgulanmış yüreği ışıkla aydınlanana kadar…
“ Aşık mısın?.. “ diye seslenmiş kadınlığı derinlerden…
“ Bilmiyorum… “ demiş sırsız ayna kadın…
“ Nasıl yani? Bir kadın aşık olup olmadığını bilmez mi?..”
“ Sanırım biri var… “
“ Biri mi?.. Saçmalama!.. Kendini küçük bir yüz aynası gibi görmeyi bırak… Tek bir yüze köle olmak değildir ki aşk… Aşık olduğun yüz, sana her şeyi aynı aşkla sevdirecek güce sahip olmalıdır… Yüreğin genişlemeli, tüm sınırlarını aşmalıdır… “
“ Korkuyorum… “
“ Neden?.. “
“ Aşkımın derinliğine cevap verecek bir yüreğin olmamasından… Sınırlanmaktan korkuyorum… “ Bir solukta dökülüvermişti, sırsız ayna kadının dudakları arasına kilitlenmiş kelimeler…
“ Korkulacak bir şey yok ki bunda… Kadına aşık olmak, kendisine aşık olmasıdır erkeğin… Kadın öyle tutkuyla sever ve bağlanır ki tek olur bedenleri, erkek doyamaz seyretmeye bu BİRlikteliği… Kadında kendisini görür, tamamlandığını hisseder… Kendisine ait olan her şeyin onun olduğunu bilir…
Özgürlüğün, paylaşımın, eşitliğin doruk noktasıdır aşk…
Kadına dıştan bakan bir göz varsa eğer, kadın kadındır işte… Tıpkı ayna gibi… Yansıtır karşısındakini… Yüreğinde tuttuklarını kilitler zindanlar ardına… Sadece yansıtır kendisine verilen sevgiyi… Özüne inmeyi dener ve başarırsan eğer, gerçek aşkla karşılaştın demektir… Hani aynanın ayna olması için, ona bakan bir göz gerekir ya her zaman…
İşte gerçek bu değil…
Bakan göz BENcil değilse eğer; sadece seyreder karşısındakini, art arda dizilmiş film kareleri gibi… Yüzyıllardır gizlediği hislerini akıtır kadına erkek, yüreğinin ta derinliklerinden… İşte o zaman ayna sırlarını dökmüş, şeffaf bir cama dönüşmüştür çoktan… Ardındaki rengarenk manzara serilir yürekler önüne… Sırsız… Aynasız… “
BENlikle bakan bir göz olmamışsa hiç, ayna da var olmamıştır ki…