- Kategori
- Siyaset
Sırtı terleyenler…

Amerika başkanı sayın Obama’nın ziyereti bitti. Giderken arkasında neler bıraktığına bir bakalım dedim. Anlaşılan o ki, Obama ile Amerikanın ortadoğu politikasında bazı değişiklikler olacak. Bunların ipuçlarını verdi başkan. Tabii dir ki Amerika hangi politikayı uygularsa uygulasın kendi çıkarları için uygulayacaktır. Ancak olan önceki politikalara uyum sağlamış, ondan nemalanan bir kısım ortadoğu politikacılarına olacak.
Biraz açalım. Türkiye artık Amerikanın gözünde ılımlı islam devleti değildir. Epeydir rafa kalktığı hissedilen BOP projesinin tamamen ortadan kalktığı görülüyor. Bu yüzdende Türkiyenin üzerine ılımlı islam gömleği giymesine gerek kalmadı.
İsrail, Irak, İran, Ermenistan ve Gürcistandan oluşan bir müttefik duvar kurulmak isteniyor. Bu ittifakta her durumda yardımcı olacak olan Türkiye, Amerikan politikasına göre laik, demokratik bir ülke olmalı. Obama’nın önce Anıtkabirde, daha sonra mecliste altını çizdiği laiklik olgusu bir kısım politikacının ve yandaş sözümona aydınların sırtından soğuk terlerin akmasına sebep olmuştur sanırım. Varlığını Amerikaya borçlu olanlar ister istemez uyum sağlıyacaklar. Düne kadar laiklik karşıtı fikir beyan edenler, laikliği bir suç gibi göstermeye çalışanlar, koyu bir laik olduklarında kimse gülmesin lütfen.
Madem laiklik tekrar moda olacak biraz bakalım ne imiş. Kısa tarifi ile laiklik beşeri hukuk sistemidir. Günümüzde dünyada uygulanan iki tür hukuk sistemi var.
1) İlahi sisteme dayalı hukuk
2) Beşeri sisteme dayalı hukuk.
İlahi sisteme dayalı hukuk beraberinde teokratik bir idareyi de getirir. Zira din kitaplarında belirtilenler kesin hükümlerdir. Değiştiremezsiniz. İnsan ise sürekli gelişen değişen bir varlık. Bu yüzden teokratik sistemlerde bir tıkanıklığın olması kaçınılmazdır. İstediğiniz kadar iyi niyetli olun bir yerde tıkanırsınız. Bu tür sistemlerle yönetilen ülkelerin her bakımdan geri kalmalarının bir nedeni de budur.
Laik sistemde ise hukuku insan oluşturur. Hukuk da insan gibi yaşar günün şartlarına göre değişir. Laiklik, "din" in kendisini değil, din adına baskı ve zorbalığın devre dışı bırakılmasıdır; uzun bir evrim süreci içinde, koşulların zorlamasıyla doğmuştur. Laikliğe göre, insan yaşamında ibadetin dışında her türlü tasarruf, dîne, daha doğrusu kutsal kitaba göre değil, Anayasaya, yasalara ve kurallara göre yapılır. Din, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. Laiklik ise din ve dünya işlerinin ayrılmasıdır. Halkın dinini serbestçe yaşamasını teminat altına alır.
Türkiye Cumhuriyeti laik demokratik bir devlettir. Laiklik kavramını devre dışı bırakmaya çalışanların bundan sonra işleri daha da zor. Kusura bakmasınlar.
Esen kalın. 8/4/2009