- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Siyah beyaz ruhum

Bu zamanın insanlarından değilim anladım bugün. Ben eski zamanlarda yaşıyormuşum meğer. Eski türk filmlerindeki yüzlerde saklıymış benim benliğim. O yüzden ayak uyduramamışım zamane, günlük, benim tabirimle "duygu azlığı" ilişkilere. Gerçekten samimi, içimi görür gibi bakan, doğal gözlere hasret kalmışım. Bir sahteliktir gidiyor etrafımda. Bir oyun durmadan, dinlenmeden devam edip gidiveren...
Söyleyemem kimseye haketmediği sözleri. İş hayatında yükselmek için samimi olmayan davranışlarla göz boyayamam. Böyle birşeye kalkışsam bile hemen anlaşılır zaten. Ben yürümek istemem haketmediğim yolları. Tırmalamalıyım ben yavaş yavaş, ancak böyle zevk alırım hayattan.
Dedim ya ben eski kafalıyım, eski zamanlardayım, çağın insanlarından olamadım hiç. Belki de bu yüzdendir kendimi kalabalıklarda bile yalnız hissetmem... Ben eski çağlarda yaşamalıymışım. İnsanların yalanı tanımadığı, kendileri gibi olan insanların arasında olmalıymışım.
Daha farklı görünmeye çalışmak. Mutlu değilsen bile mutluymuş gibi ya da beğenmemişsen beğenmiş gibi yapmak, “mış” gibi yapamıyorum. Ters akan bir rüzgar var etrafımda, üzerime esen rüzgarlarla yürüyorum bu hayatta. Aslında hepimiz bir kabullenmeyiş içindeyiz ama bunu kendimize itiraf edemiyoruz.
İşte ben itiraf ediyorum. Tahammül sınırlarımı zorlayan anlardan sıkıldım. Yapmacık, anlamsız, tatsız insanlardan uzaklaşmak istiyorum. Ben eski zamanlardaki insanlarla yaşamak istiyorum. Ve şimdi de gerçeklerle yüzleşiyorum. Ben bu zamana aitim ama benliğim buraya değil.
Eski zamanlarda buluştum kendimle.
Oradaki beni daha çok sevdim.
Eski kafalının biriyim ben.
Şimdi bir adım öndeyim bana göre.
Ben beni böyle kabullendim.
Ben benimle böyle daha mutluyum.
Siyah beyaz ruhumla birlikte...