Siyaset Meydanı!

Bu akşamki Siyaset Meydanı'nı seyrederken şaşırdım kaldım. Türkiye'ye ve Türklere hakaret ettiriliyor.

Yazıklar olsun!! Bacak kadar bir çocuk, "Sayın Abdullah Öcalan da bizim liderimiz." diyor, Ali Kırca bu çocuğu hâlâ stüdyoda tutuyor.

Bu böyle giderse, yakında "Türküm" demeye korkacağa benziyoruz.

Kürt aileleri çocuklarının Türkçe öğrenmesini engelliyor onlara Kürtçe öğretiyorlar. 10 yaşında çocuklar polise taş atıyorlar ama suçsuzlar. Böyle düşünenlerin hepsine şaşıyorum. Bu ülkeyi yaşanmaz hale getirenler, barış, kardeşlik, demokrasi, akan kan durmalı sözlerini ağızlarına sakız yapamazlar.

8-9 yaşlarında sevimli mi sevimli bir çocuk, "savaşı kim başlattı?" diye sorunca, Türklere hakaret eden Kürt çocuğu "Ben başlatmadım." diye alay ediyor.

Kanı akıtanlar bizlerden akıntıyı durdurmayı istiyorlar ama kan dökmeye son vermiyorlar. Beni, ülkemi, Türkleri sevmeyen hiçbir insanı sevmiyorum ve bu kardeşlik edebiyatına da son verilmesini istiyorum. Yeter artık, bıktım be! Kürt asıllı ve kendini hiç geliştirmemiş birisi nasıl benim kardeşim olur? Zaten Millet kavramına ters düşen yapıları var. Bir Alman'la, Amerikalı , Afrikalı ile daha iyi kardeş olurum. Ortak özelliklerimiz çok.

Acımasızca adam öldürmezler, 10-15 yaşlarındaki kız çocuklarını evlendirmezler, kuma getirmezler, kız kaçırmazlar, kan davası gütmezler ille de benim lisanımı konuşacaksın, demezler. İsteyen ortak bildikleri lisanlardan biriyle konuşur ki anlaşsınlar.

Bu Kürt çocuklarını kim böyle Türk düşmanı yapmış?

Aileleri, yakın çevreleri. İsteyen, hakkımda istediği gibi düşünebilir. Umurumda değil vallahi. Türkiye'yi bu duruma getiren politikacılar sürünsünler!

Yolda defalarca durdurulup kontrol edildiğinden şikayet ediyor çocuk. Sebebi Mardinli olmasıymış. Bugün, İzmir'in yarısı Mardinli, nasıl geldi bu vatandaşlarımız buraya? Durdurula durdurula mı? Yalan söylüyor bacak kadar boyuyla.

Bir işe girmek isteyince Mardinli olduğu için dışlanıyormuş. Televzyonlarda 10 yaşında çocuklar polisleri taşlıyor, devletin malına zarar veriyorlar. Böyle çocukları görünce ben de yanımda çalıştırmam.

Hataları yok bunların. Tek hata Türk Devleti'nde.:))

Henüz iyileşme aşamasındayım, pazartesiye kadar son olarak dinleniyorum. Dayanamadım, kalktım yatağımdan geldim bilgisayarın başına ve bu satırları yazdım. İsteyen istediği gibi yorum yazsın cevap vereceğim. Her düşünceyi de yayına alacağım.

Almanya'ya iltica etmiş 500 bin Kürt ne alemde? "BEN KÜRDÜM" mü diyor Almanya'da, yoksa "ICH BIN DEUTSCHER" mi? Yazıklar olsun Türkiye'nin dibini oyan Kürtlere ve bunları destekleyen entel takımına.

Doğu'da okul yokmuş da, nasıl okuyacaklarmış. Sayısız Yatılı Bölge İlköğretim okulları var. Bunlar ne oluyor? Devlet yediriyor, içiriyor, barındırıyor ve eğitiyor. Beni değil, okul yok diye şikayet eden nankörleri.

Lyon Kasabı lakaplı yüzbaşı Klaus Barbie, yıllar sonra yakalanınca ne oldu? Fransız hapishanelerinde, mahkemeye çıkarılmadan, konuşturulmadan öldürüldü.

Hitler'in sağ kolu Rudolf HESS, ölünceye kadar tek başına Berlin Spandau hapishanesinde yattı. Yanına arkadaş filan vermediler. APO'ya gösterilen ilgi ve ihtimamın onda birisini göremeden öldü.

Türkiye'yi sevenlere sağlıklı ve mutlu günler dilerim. Sevmeyenler ne halt ederlerse etsinler! Beter olsunlar!

Mustafa Mumcu, Milliyet Blog 04 Eylül Cuma, 00:45