- Kategori
- Siyaset
Siyasetin iki yüzlü dişlisi

Siyaset rakip istemiyor.
Bir parti genel başkan yardımcısının kahvede iki vatandaşın sohbeti gibi konuşamayacağını öğrenmesi ve bilmesi gerektiğinin eleştirilerinin ötesinde gösterilen sert tepkiler Türk siyasetinin rakip istemediğinin göstergesi.
Süheyl Batum olayı, diğer yandan Türk siyasetine girmenin aniden olamayacağı, belli bir çıraklık, kalfalık sonra da ustalık devresinin geçmesi dersini veriyor.
Kurum ve bireyleri eleştirmenin ölçüsünün ayarını bilmiyorsanız milletvekili olmanız ve dokunulmazlık zırhına bürünmeniz halinde, yasalar, sizi adli soruşturma ve kovuşturmalardan koruyabiliyor.
Demokrasilerde konuşma ve düşünceleri açıklama özgürlüğü bize benzer ülkelerde hem konuşan hem de dinleyen yönünden her zaman topal aksak gidiyor.
Özgürlük, güç ve kuvvetten yana. Gücünüz ve kuvvetiniz yerinde ve etkili değilse karton kutu gibi buruşturulup atılabilirsiniz.
İfade edeceğiniz düşüncelerinizi yerine ve zamanına göre konuşma beceriniz yoksa, kimi zaman yatma saklanma, kimi zaman dönme veya çark etme, kimi zaman da inkar etme ya da işi pişkinliğe vurup savuşturma yöntemlerini kullanabilirsiniz.
Eğer bu yöntemleri kullanmayı kavramışsanız başta argo olmak üzere küfürler de savurabilirsiniz. Bu yöntemleri bilmiyorsanız Türkiye’de siyaset yapmak veya politikacılığa soyunmak zor.
Merhum Erdal İnönü niçin istifa etmişti? Türk siyaset seviyesine ayak uyduramadığı için.
Siyasetin iki yüzlü dişlisi çarkına uymayanları siyaset fırlatıp atıyor.
Hüseyin Seyfi