Siyasi ahlak yasası olsa, kalpazandan başbakan olmaz

"Siyasi ahlakın olmadığı yerde naylon faturacıdan Maliye Bakanı olur, Ali Dibo'cudan Adalet Bakanı olur, kalpazanlardan Başbakan olur." Bu sözler Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ait. Üstelik çok ağır ithamlar. Canları istediğinde sabahın erkeninde açıklamalar yapan yetkililer bu ithamlara derhal cevap vermelidir ki halk de yöneticileri hakkında doğru olan şeyleri bilsin. Eğer bu ithamlar cevaplanmazsa “sükut ikrardan gelir” diyerek doğru olduğuna inanılacaktır.

Tokat Büyük Otelde yapılan CHP İl Teşkilatı Olağan Kongresine katılan CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin iktidara geldiğinde yapacağı çalışmaları anlattı ve AKP hükümetini eleştirdi. CHP iktidarında ilk yapacağımız şeyin siyasi ahlak yasasını çıkartmak olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Siyasi ahlakın olmadığı yerde demokrasi olmaz. Siyasi ahlakın olmadığı yerde naylon faturacıdan Maliye Bakanı olur, Ali Dibo'cudan Adalet Bakanı olur, kalpazanlardan Başbakan olur. Kul hakkı yenmesin diye siyasi ahlak yasası çıkartacağız. Onlar diyorlar biz kul hakkı yemiyoruz diye. Onlar kul hakkını deveyi hamuduyla götürerek yiyorlar. Siyaset ahlak yasasının olduğu yerde siyasi ahlak erozyonuna uğrayan siyasetçiler zemin bulamazlar. Ayrıca CHP iktidarında kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıklar kalkacak. En ciddi sorunlarımızdan birisi de haber alma hakkımızın kısıtlanmasıdır. Tayyip bey ne derse sürekli alkışlayacak, onun karşısında olanları sürekli kötüleyecekse böyle bir medya anlayışı olmaz. Benim haber alma hakkım kısıtlanmamalı. Basın milletin ortak sesi olmalı. Bunun için de CHP iktidarında yapılacak iki şey var. Birincisi hiçbir medya patronu doğrudan veya dolaylı kamu ihalesine giremeyecek. İkincisi ise medya çalışanlarının haklarını koruyacağız. Çalışanlar yazdıkları haberin arkasında durabilmeli." dedi.(DHA)

CHP'nin yüzde 42 oyla iktidar olduğu dönem için özeleştiride bulunan Kılıçdaroğlu, o dönemde ekonomiyi iyi yönetemediklerini söyleyerek, "O hatadan ders almamız lazım. Ekonomiyi iyi yönetemediğimiz için halkla aramızda güven erozyonu çıktı ortaya. Şimdi biz o yüzden ekonomiye çok önem veriyoruz. Sloganların arkasında değil, bilgiye, birikime, neyin nasıl olacağını çok iyi bilerek yola çıkıyoruz. 15 ağustos 1925, genç Türkiye Cumhuriyeti, toplu iğne dahi üretemiyor. O tarihte Kayseri'de uçak fabrikasının temelini atıyoruz. 9 yıl sonra ilk üretilen uçağımız Ankara'ya uçuyor. O yoksulluk döneminde yapıyoruz. Bu süre içerisinde Haliç'te kendi denizaltımızı yapmaya başlıyoruz. Tayyip bey diyor ya 'bunların dikili ağacı yoktur'. Sata sata bitiremediği o Sümerbanklar, Etibanklar bizim eserimizdir. Ve o dönemde memleketi demir ağlarla örüyoruz. 1944 yılında Osmanlının tüm borçlarını son kuruşuna kadar ödüyor bu hükümet. Uçağını, denizaltısını yapıyor, her tarafı demir ağlarla örüyor, Osmanlının borcunu son kuruşuna kadar ödüyor. Ve 1947'de Merkez Bankası diyorki, 'Benim depomda 176 ton altın var.' diye bir açıklama yapıyor. Bunları niye anlatıyorum. Eğer ödediğiniz vergiye sahip çıkmazsanız, bugün bu rakamlardan çok daha fazlası devlete gidiyor. Ama birileri bunu yiyor." dedi.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tam halkın anlayacağı şekilde konuşuyor. Bu sefer AKPnin işi gerçekten zor.

22/02/2010