- Kategori
- Parti
Siyasi Partiler ve Katılım
Siyaset, topluma hizmet etmenin en geçerli, en işlevsel yollarından biri.
Söz ettiğimiz, kurallarıyla ve kurumlarıyla doğru-düzgün yapılan bir siyaset.
Siyasi kurumların en başında partiler var; fikirler ve yol-yönteme göre ayrışırlar.
Gerçek bir demokraside üyeler partilerine, partiler de ülkeye çok şey katarlar.
Bu ‘katılım ve katkı bütünlüğüdür’, demokrasinin vazgeçilmez işleyişidir.
Ülkemizde siyasi partiler yasası ve seçim sistemi hala üzerinde tartışılan konulardan.
Örneğin, sistem ittifaklara olanak vermiyor ama bir şekilde bu, fiilen gerçekleşiyor.
Tek partinin istikrarına bir yana, bazen parti içinde bile koalisyonlar gelişiyor.
Türkiye’mizde 95 siyasi partide, on iki milyon üye bulunuyor. (1)
“Sıfır” üyesi olan “partiler” de var..
Toplam 12 milyon üyenin 9 milyondan fazlası Ak Parti’de.
Onu, 1 milyondan biraz fazla üye ile CHP ve 450 binden biraz üyeyle MHP izliyor.
Meclis’in dışındakilerden Demokrat Parti 713 bin; Saadet Partisi’nin ise 225 bin üyesi var. (2)
Fakat sanırım asıl önemli olan “aktif üye”ler. Yani, toplantıya katılan, düzenli aidat ödeyenler…
Böyle bir değerlendirme yapılsa o 12 milyon üyeden belki de ancak onda biri bu tanıma girer.
Demek ki aktif ve pasif üyelik şeklinde partilerin 'insan gücü envanterini' yeniden düşünmek gerek.
Bizde parti üyeliği ise genelde geleneksel tercihlere ve en yakın sosyal etkilenmelere dayanır.
Peki bir insanın bir siyasal parti ile ilişkisi hangi dinamiklerle açıklanabilir?
a) Yönetimine de güvenir ve destek olur,
b) Yönetiminin değişmesini yapıcı bir şekilde ister ama yine de partisine katkıda bulunur,
c) Partisinin daha iyiye gidebileceği umuduyla a ve b seçenekleri için bir süre bekler,
d) bu üç seçenek de geçerliğini yitirmişse -emeğe saygının gereği- yeni bir yol arar...
İlkeleri için partisini değiştirenler olduğu gibi partisi için ilkelerini değiştirenler de vardır.
Birinci durumda genel olarak dünyaya bakış ve sorunların çözüm yolları değil ifade alanı değişmiştir.
İkinci durumda kişi, siyasal görüşlerini ve deneyimini yeni bir dinamizmle harmanlamıştır.
Fakat ne olursa olsun demokrasilerde daha çok yurttaşın parti üyeliği arzu edilir bir durumdur.
Önemli olan söz söyleyen, karar süreçlerine katılan, aktif üyeliğin kıvamını artırmaktır.
Bunun yolu parti işleyişlerini demokratikleştirmek, denetim süreçlerini saydamlaştırmaktır.
Daha ‘katılımcı’ işleyen parti yapıları, daha etin bir demokrasiye de ‘katkı’ sağlayacaktır.
(1): http://www.milliyet.com.tr/-turkiye-de-95-parti-12-milyon-siyaset-2368763/
(2): http://www.gazetevatan.com/en-cok-uye-ak-parti-de-1030695-gundem/