Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '06

 
Kategori
Haber
 

Siz bu insanlardan hangisi olmayı tercih ediyorsunuz?

Siz bu insanlardan hangisi olmayı tercih ediyorsunuz?
 

Yaşımın olgunluğunu ve birikimini iliklerime kadar hissediyorum. Yaşadığım olaylar ve tanıdığım insanlar dolayısıyla hem acı çektim. Hem de çok güzel anlar yaşadım.

Türkiye gerçeklerini farkedip, düşünmeye ilkokul çağlarımda başladım. Hep sorgulardım. Neden? Neden? Hep araştırırdım. Doğruyu bulmak amacımdı. Ben de hatalar yaptım. Ben de yanlış insanlar tanıdım. Ancak uzaktan bakınca, hataların ve yanlış insanların bana deneyim kazanma fırsatı verdiğini gözlemledim.

Şimdi daha genelden bakabiliyorum. Şu ana kadar yaptığım gözlemleri birikimlerimle örtüştürebiliyorum. Elbette hala hata payım var. Elbette hala yanlış insanlar tanıyabiliyorum. Ancak belki olayları biraz daha kolay yorumlayabiliyor, biraz daha erken farkedebiliyorum yapılacak hataları.

İnsanımız hep kaybediyor. Oy veriyor, kaybediyor. Oy vermiyor, kaybediyor. Güveniyor, kaybediyor. Parasını veriyor, kaybediyor. Evini satıyor kaybediyor. Ev alıyor kaybediyor..

Neden hep kaybettiğimizi düşündünüz mü hiç? Neden sürekli yanlış yönetiliyoruz? Sadece oy vererek seçilen hükümetlerden sözetmiyorum. Oy vererek seçtiğimiz yönetimlerden, oy vermeden seçtiğimiz bankerlerden, seçtiğimiz bankalardan,... Kısacası bizim güvenimizi verdiğimiz kurumlardan ya da kişilerden sözediyorum. Sonradan paramızı alıp giden bankerlerden, batan bankalardan, batan ya da bitmeyen kooperatiflerden sözediyorum.

Yaşadığım birkaç örnek olayda kaybetme nedenlerimizden birkaçından emin oldum.

Bana göre;aramızda yaşamını kirli siyaset yapmaya adamış insanlar var. Bu insanlar yaşamlarını iyi bir ticari ya da sosyal hayat kazanmaya adamışlar. Bu amaçlarına ulaşabilmek için kirli siyaset güdüyorlar. Bunun için de her türlü yolu deniyorlar. Bu kişiler insanları; yalan söyleyerek, ticari ya da sosyal statü vaad ederek, çamur atarak, iftira ederek, korkutarak, tehdit ederek ikna etme yolları ile kandırıyorlar. Hatta çıkar ortaklığı yaptıkları bazı kişileri kullanarak başkalarını ikna edebiliyorlar. Ayrıca bu kişiler her türlü ortamı kendi ticari işletmeleri haline getirmeye hazırlar..

Bunun yanında sürü halinde yaşayan bir grup insan var. Başındaki kim olursa olsun dinleyen, sorgulamayan, eleştirmeyen insanlar. 'Nasıl olsa biri çıkar, biri sorgular benim yerime' diye düşünen insanlar.. Hatta 'Sesimi çıkarmayayım. Sivrilmeyeyim. Ön planda olmayayım' diyen insanlar.. Olaylar nereye gelirse gelsin susan.. Susmayı bir erdem olarak gören insanlar... Konuşanı işgüzar olarak tanımlayan insanlar.. Hatta konuşanı saf diye nitelendiren insanlar...

İşte, kirli siyaseti her ortamda; okulda, işyerinde, apartmanda, sitede, köyde, ülkede amaç edinen insanlar, kolayca, susan insanları yönlendirmeyi başarıyorlar.. Onların içyüzünü ortaya çıkarmaya çalışanlar da hedef tahtası haline geliyor.. Sonuç olarak önde kirli siyaset yapan, arkasında susanlar, hedef tahtasını suçlayıcı, aşağılayıcı tavırlarla yıldırmaya çalışıyor..

Sona gelindiğinde; kirli siyaseti yapan kazancını elde etmiş, başarıya ulaşmış bir şekilde ellerini ovuşturarak ortadan kayboluyor. Susan insanlar gördükleri zararı bağırarak, şikayet ederek anlatmaya çalışıyor. Hedef tahtasını bulup ondan çözüm bekliyor. Ancak iş işten geçmiş, 'Atı alan Üsküdar'ı geçmiştir'.

Susan insanlar bunu bir süre sonra unutuyor. Yeni bir kirli siyaset güden kişi, ya da eski adamımız yeni bir çehreyle oyunlarına başlıyor. Nedense susan insanlar onu hatırlamıyor. Yeniden peşine takılıyorlar...

Bizim gerçeğimiz bu.. İnsanımız hep kolay yolu seçiyor.. Kolay yoldan zengin olma.. Çalışmadan işlerin yürümesi.. Sorgulamadan, nedenini araştırmadan geçen yaşamlar..

Siz bu insanlardan hangisi olmayı tercih ediyorsunuz? Ya da hangisi olduğunuzun farkında mısınız?

 
Toplam blog
: 28
: 2979
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Yaşama dair herşeyle ilgileniyorum. Bunları sizlerle paylaşacağım. ..