Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '10

 
Kategori
Sinema
 

Siz hiç dinleme görmemişsiniz (Başkalarının Hayatı Filmi)

Siz hiç dinleme görmemişsiniz  (Başkalarının Hayatı Filmi)
 

Filmin Afişi


Dinleme iddiaları almış başını gidiyor. Meseleyle ilgilenmediğim için bütün ayrıntılarıyla neyin ne olduğunu da inanın bilmiyorum. Kimi kimi dinler, niçin dinler, dinlemeler ne dereceye kadar hukukî kanıt olarak kullanılır pek anlamam.

( Almanya’ya gideceğime hukuku bitirmiş olsaydım şimdi anlı şanlı bir hâkimdim belki de yahu! Belki de savcı. Alan malan olmadığı için benim tahsil dönemimde, dil – edebiyat mezunu olmam da hukuk kazanmam açısından bir engel teşkil etmiyordu.)

Dinlemeler hususunda benim aklımın almadığı sokaktaki insanın durumu. Güzelim ülkemin güzelim insanlarını paranoyak yapacaklar neredeyse. Televizyon seyrediyorsunuz ‘dinleme” haberleri, gazetelere göz atıyorsunuz sekiz sütuna atılmış “dinleme” manşetleri. Sonuç, neredeyse herkes dinleniyor. Buna medya yönlendirilmesi denir. Hatta medya baskısı.

Yahu bizim gibi sıradan insanları kim niçin dinlesin, gibisinden bir düşünce gelmiyor kimsenin aklına? Acaba sıradan insan kendisini önemli kılmak için mi “Dinlendiğinize inanıyor musunuz?” sorusuna “evet” cevabı veriyor?

Daha komiği de, muhabirin, “Telefonda siyaset konuşuyor musunuz?” sorusuna ortalama insanın verdiği cevaplar: “Hayır.”
“Artık konuşmuyorum.” Yahu konuşsan ne olur konuşmasan ne olur? Kim ne yapsın senin siyaset yorumlarını?

İyisi mi ben size bir dinlenme hikâyesi anlatayım da dinlemenin ne olduğuna dair yaratılmaya çalışılan “yapay histeri”yi bir gözden geçirin.

Başkalarının Hayatı

Georg Dreyman ünlü bir yazar, sevgilisi Christa-Maria Sieland da bir tiyatro oyuncusu. Ülkelerindeki İstihbarat Teşkilâtı ülke genelinde “rejim”i korumak adına çok güçlü ve yaygın bir “istihbarat” ağı kurmuştur. Teşkilât, 17 milyonluk ülkede binlerce elamanıyla “başkalarıyla ilgili her şeyi bilmek” amacı taşımaktadır.

Yüzbaşı Wiesler

Bu elemanlardan biri de aynı zamanda bu İstihbahat Teşkilâtı’n okulunda dersler de veren Yüzbaşı Wiesler'dir. Yüzbaşı Wiesler, öğrencilerine ders anlatırken (onlar da istihbaratçı olarak yetiştirilmektedir.) örnekleri somutlaştırmakta ve diğer zamanlarda sorguya aldığı “rejim düşmanları”nın kayda aldığı görüntülerini öğrencilerine göstermektedir. Bir dikkat çeker bu görüntülerde: Yüzbaşı Wiesler, şüphelinin ellerini sürekli baldırlarının altına koymasını ister. İster çünkü sandalyenin hemen altında koku alan bir mekanizma vardır. Olur da şüpheli kurtulur ve ülkeden kaçmaya kalkışırsa sınır köpekleri tarafından kokusu alınsın diye.

Öğrencilerine karşı da son derece tâvizsizdir. Bir derste bir uygulamaya itiraz eden öğrencinin, öğrenci listesindeki adının karşısına “mim” işaretini koyuverir.

Yazar Georg Dreyman'a Dinleme Tâkibi

Birgün Yüzbaşı Wiesler okuldan arkadaşı ve sonraki müdürü Yarbay Grubitz'le birlikte Georg Dreyman’ın yazdığı ve sevgilisi Christa-Maria Sieland’ın oynadığı bir oyunun galasına dâvet edilir. Galada bulunan Kültür Bakanı Bruno Hempf,
istihbarat şefi Yarbay Grubitz'e yazar Georg Dreyman’ın rejime bağlılığından şüphe duyduğunu ve geniş bir tâkibe alınmasını ister. İstihbarat şefi Yarbay Grubitz de bu görevi Yüzbaşı Wiesler’e verir. Yüzbaşı Wiesler de yazarın
rejime (aslında ülkedeki tek partiye) yeterince bağlı olmadığı kanaatindedir.

Yazar Dreyman ve birlikte yaşadığı sevgilisi, tiyatro oyuncusu Christa-Maria Sieland’ın evde olmadığı bir günde Yüzbaşı Wiesler eve girerek evin her tarafını dinleme cihazlarıyla donatır. Gözetleme “üssü”nü de apartmanın çatı katına kurar. Masanın üstüne de bir daktilo koyar. Çatıyı mekân tutan Wiesler, gördüklerini, işittiklerini kelimesi kelimesine yazar. Sanki Yüzbaşı Wiesler ve yardımcısı yirmi dört saat yazar Dreyman’ın evindedir. Başlangıçta yazar rejime (tek partiye) muhalif hiçbir tavrı gözlenmez.

Bütün Daktilolar Kayıt Altında

Bir gün yazar Dreyman, sevgilisi oyuncu Christa-Maria Sieland’ın Kültür Bakanı Bruno Hempf tarafından cinsel ilişkiye zorlandığını öğrenir. Arkasından yıllardır muhalif olduğu için iş verilmeyen yönetmen arkadaşı Albert Jerska’nın
ölümüne şâhit olur. Bütün bunlardan bunalan yazar Dreyman, başka bir ülkenin bir dergisine isimsiz bir yazı yazar.

Kullandığı daktilo da o ülkeden kaçak olarak sokulmuştur yazarın ülkesine. Kendi daktilosuyla yazamaz çünkü yazarın ülkesindeki bütün daktilolar kayıt altındadır, dolayısıyla herhangi bir yazının kime ait daktiloda yazıldığı kolayca tespit edilebilmektedir.

Dahası: Yazar yazıyı yazdıktan sonra daktiloyu bir odanın eşiği altında saklar. Dergideki yazı İstihbarat Teşkilâtı’nın eline geçer. Yazının yazıldığı daktilo aranmaya başlar. Şüpheler yazar Deyman’ın üzerinde yoğunlaşır. Yazarın sevgilisi gözaltına alınır. Zorla (Yazarın sevgilisi Christa-Maria Sieland aynı zamanda uyuşturucu bağımlısıdır. Bir dişçiden kaçak olarak ilaç almaktadır.) daktilonun yeri söylettirilir ve teşkilâtın elemanları arasına alınır.

. /.

Bu bir film aslında. Film olmasına film de dokümanter ağırlıklı. Filmde kullanılan elektronik dinleme ve kayıt cihazları gerçekten Stasi İstihbarat Teşkilatı tarafından o tarihlerde kullanılmış cihazlar. Sosyalist Doğu Almanya günlerinden kalma “Stasi” ajanlarının uygulamalarından bir kesit. Teorikte barıştan, eşitlikten, özgürlükten bahseden bir sistemin (sosyalizm ya da komünizm adına ne derseniz deyin) iç yüzü. Bırakın “sistem”e muhalif olarak ses çıkarmayı, sistemi yürütenlerin kafasında sizinle ilgili şüpheler uyanması bile “tâkip” için, “dinlenme” için yeterli.

Son söz: Bol ödüllü Başkalarının Hayatı (Das Leben der Anderen ) 2006 Almanya yapımı bir film.
Pratikteki sosyalizmin ne olduğunu öğrenmek isteyenlere belgesel kuruluğundan temizlenmiş kılavuz bir film.
Türkiye’de 2007 ilkbaharında gösterilmiş.

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..