Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '10

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Sizin ihanet tanımınız nedir?

Sizin ihanet tanımınız nedir?
 

Pazar günü Hürriyet Gazetesinde Ayşe Arman'ın, Türkiye'ye psikoterapiyi getiren psikolog Emre Konuk ile yaptığı röportajı okudum.

Konu ihanetti. Duygusal anlamdaki ihanet konu ediliyordu röportajda.

Ben röportajın başlığına çok fena takıldım.... "Ömür biter ihanet bitmez"

İhanetin olmazsa olmaz, kaçınılmaz ve tüm bireylerin hayatı boyunca mutlaka yaşayacağı bir durum olduğu röportajın başlığında tokat gibi suratınıza çarpıyor ve sizi hipnoz altına alıyordu adeta.

Evet aldatmak ve aldatılmak, ihanet etmek diye bir kavram var. Ancak bu herkesin bu durumu yaşayacağı anlamına gelmez.

<> <> <> <>

Ayşe Arman, Emre Konuk'a soruyordu röportajda,

"Nedir aldatma? İki ayıp organ'ın buluşması mı?"

Emre Konuk yanıtlıyor. "Kaba hatlarıyla böyle bilinir. Cinsel ilişkide bulunmak, en ağırıdır. O olmadan gerçekleşen aldatılmalar, çabuk atlatılır. Duhul olmayacak! Bir zamanlar hakimler de buna bakardı: “Duhul vaki oldu mu kardeşim? Olmadı mı, tamam o zaman iğfal- miğfal yok!”

A.A - Peki gerçekte nedir aldatmanın tarifi?

E.E. Herkese göre değişir, insan sayısı kadar aldatma çeşidi var. Kimi, “Aşık olsa anlayacağım ama etrafta yatabileceği kim varsa yatıyor. Bu en pespaye aldatma!” diyor. Kimi de, “Sadece tensel ilişki kursa, sadece haz peşinde koşsa anlayacağım ama aşık olmuş. Benim için aldatma budur!” diyor. Ya da geliyor mesela, “Eşim Rusya'da çalışıyor, orada yalnız. Tamam, birtakım şeyler yaşayabilir ama orospuyu buraya getirmesinin manası yoktu!” diyor. Getirmese sorun yok yani. Bir şekilde düzen devam ediyor, akşamları telefon ediyor, çocuklarıyla konuşuyor. Erkek için, ‘iyi bir aile babası' olmakla, aynı anda bir sevgilisinin olması çelişmiyor.

<> <> <> <>

Emre Bey'in tanımı ne kadar doğru. Yeryüzünde altı milyar insan varsa, altı milyar tane de aldatma çeşidi var. Kimi aşık olmayı aldatmak olarak görüyor, kimi cinsel ilişkide bulunmayı, kimi düşünsel olarak başka birini arzulamayı, kimisi de başka bir kadına / erkeğe beğeni ile bakmayı veya konuşmayı.

Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Yakın çevremden ilginç ve travmatik örnek vermek istiyorum.

Eski bir mesai arkadaşım bayanın nişanlısı inanılmaz kıskançtı ve sürekli aldatıldığından şüpheleniyordu, bu yüzden kızcağızı 24 saat sorguluyor, göz hapsinde tutuyordu. Oysa kız onu çok seviyor ve aklından asla böyle bir şey geçirmiyordu. Çocukta aldatılmak, ihanete uğramak o kadar büyük bir saplantı haline gelmişti ki, arkadaşım bir yere toplantıya gitmeden önce, çocuk onu telefonla arıyor ve toplantıda erkek olup olmadığını soruyordu !!!

Göreceli olduğu kuşkusuz aldatmanın.

<> <> <> <>

Bir de aldatılma acısı var ki, galiba en zoru insanın aldatıldığını kabul etmesi ve bu şoku atlaması.

Yıllar önce aldatılan bir arkadaşımın bana söylediği söz hala aklımda... "Babamı kaybettiğimde bu kadar acı çekmemiştim..." Çok manidar gelmişti bu tanım bana. Arkadaşımın ne kadar büyük bir acı yaşadığını, bu tanımından anlamıştım. Ölüm acısı bile, ayrılık acısından daha hafifti.

Emre Konuk bakın bu konuyla ilgili neler söylüyor röportajda.

Aldatılmak büyük bir acı. Bir insanın yaşayabileceği en ağır acılardan biri. Deprem oldu diyelim, evet çok ağır bir travma, eşini kaybettin, mahvoldun. Ama bu zararı veren kim? Coğrafya ya da Allah. Allah, zaten tanımı gereği kötülük yapmaz. “Bizi sınıyor” diye düşünebilirsin, zaten dini inancı güçlü olanlar daha çabuk atlatıyor. Coğrafyanın nesine kızacaksın? Fay hattına da öfkelenecek halin yok. Deprem bölgesinde, travma sonrası stres bozukluğunu aşabilmek için, yakınlarını kaybedenlerle, ortalama beş seans çalıştık. Geçmiyor, bitmiyor ama hafifliyor. Aldatma ise öyle değil. En ağır travma, insanın insana yaşattığı travma. “İçimde etler buruluyor” diyor, “Sanki etlerimi koparıyorlar Emre Bey, o kadar acı duyuyorum” diyor. Emin olun bunları da hissederek söylüyorlar.

A.A- Kızgınlık, öfke, çaresizlik, dışlanma, utanç, beğenilmeme, kendine olan güvenin sarsılması...

E.K- Evet, aldatmada hepsi var, hepsi hissediliyor. Bir yakınınız öldü diyelim, acı, kayıp, özlem gibi duygular hissediyorsunuz. Ama aldatıldığınız zaman, duygularınızın sayısı o kadar çok ki... Ve işin kötüsü, birbiriyle çelişiyor. Adamı / kadını kaybetmek istemiyorsun çok seviyorsun ama çok da kızıyorsun ve inanılmaz öfkelisin. Canın çok acıyor ama öbür tarafta aşk var...

Emre Konuk'un yaptığı yorum, arkadaşımın çektiği aşk acısını özetliyor. Aldatılmanın acısını atlatabilmek, ölüm acısını atlatmaktan çok daha zor.

<> <> <> <>

Emre Konuk erkeklerin yapıları gereği aldatmaya daha meyilli olduğunun altını çiziyor. Aldatan erkeklerin de kendilerince çeşitli mazeretleri! varmış. Buyurun bununla ilgili dialog aşağıda.

A.A.- Erkekler hangi gerekçelerle aldatıyor?

E.K - 1- ‘Şeytana uydum'cular var. Gerçekten de şeytana uymuşlardır. Affedilmek için bir sürü bahane söylerler, bir kısmı samimidir de, tövbe ederler, affedilirlerse de, karılarını bir 10 sene kadar aldatmazlar. Ama ‘aldatma isteği' hep derinlerde vardır. Bütün erkeklerde vardır. 2- Romantikler. Romantik aşkı yaşamak adına aldatırlar. Ama romantik edebiyatta da olduğu gibi bir türlü o aşklarına kavuşamazlar. Bazen ‘duhul' dahi vaki olamaz ama genellikle kan ve gözyaşı vardır. Romantikler biraz gülünecek ve acınacak haldeler. 3- İflah olmayanlar. Adından da anlaşılacağı gibi, onlar ne yaparsanız yapın iflah olmazlar. Her şart ve fırsatta aldatırlar. Bütün kadınların bu adamlardan uzak durması gerekir.

A.A- Nasıl anlaşılır o adamlar?

E.K.- Çok kolay anlaşılır da, kadınlar bunu görmez. Sürekli gözü dışarıda, ne zaman boşta kalsa, bir kadınla bir şeyler yapıyor. Dilinde o var, üslubunda, beden dilinde. Yalnız tabii bu erkeklerin en önemli özelliği: Çok cazip oluyorlar. Kadınlar da bunlara ciddi bir çekim duyuyor. Zaten orada zokayı yiyorlar. ‘Yatılacak erkek'le, ‘Evlenecek erkeği' ayırt edemedikleri için. İflah olmayanlarla yatıp kalkabilirsiniz ama onlarla evlenilmez. Kadının da ruhu o adamın ki gibi olsa, şahane bir çift olacaklar, sevişecekler, sevişecekler, sonra “Allahaısmarladık” diyecekler, kavga-mavga olmayacak. Ama kadının ruhu o değil; kadın sürekli onu iyi etmeye çalışıyor.

A.A- Yaşlanınca filan normale dönerler mi?

E.K.- Bak, işte böyle naifçe düşünüyor kadınlar! Sen de öyle düşüyorsun. Hayır, dönmezler. O adam seni hep aldatacak. Niye uslansın, uslanamaz ki, mizacında, ruhunda var bu.

<> <> <> <>

Evet, Emre Konuk'tan kadınlara önemli tavsiye idi... Yatılacak erkekle, evlenilecek erkeği ayırt etmenin gerekliliği.

Kadınların son derece zeki olduklarını biliyorum ve istisnasız her kadının yatılacak erkekle, evlenilecek erkeği ayırt ettiklerine inancım sonsuz.

Kadınların en önemli problemleri, aşk ilişkisinde duygusal yanlarının ağır basıyor olması. Duygularının devamlı mantıklarının önüne geçmesi. Bütün problemde zaten bu noktada başlıyor.

Mantık ve akıl duygunun bir kaç adım önünde giderse, ihanet ve aldatılma acısı yaşayan kadın sayısı azalacak.

<> <> <> <>

Emre Konuk uzak durulacak adamlar ve kadınlar listesi hazırlamış. Bakın hangi özelliklere sahip kadın veya erkeklerden uzak durmak gerekiyormuş.

UZAK DURULACAK ADAMLAR VE KADINLAR LİSTESİ

1. Geçmişinde aldatma varsa
2. Sık sık sizi çok beğendiğini, sonra da hiç beğenmediğini söylüyorsa
3. Sık sık ayrılıp tekrar bir araya geliniyorsa
4. Kıskançlık sık gündeme geliyorsa
5. Alkolün (veya madde) kötüye kullanımı varsa
6. Beğendiğiniz, değer verdiğiniz en az birkaç özelliği yoksa
7. Eğitim/kültür farkı bir rahatsızlık olarak yaşanıyorsa
8. İlişkinin ana motoru seks ise
9. “Evlenince düzelir” diye düşünüyorsanız
10. Beraberliğinizi sıkıcı buluyorsanız
11. Durmadan ‘Aslında ne demek istediğinizi' anlatmak zorunda kalıyorsanız
12. Taraflardan biri hami, koruyucu rolünde ise
13. Kuralların ‘Pekala da çiğnenebilir' olduğunu düşünüyor ise
14. Heyecan olsun diye tehlikeli işlere bulaşıyor ise
15. Başkalarından daha fazla yatak arkadaşı olmuş ise
16. İşinden makul bir nedeni olmadan aniden ayrılıyor ise
17. Sürekli söz verip, çoğunu tutmuyorsa
18. Sorumluluklarına sahip çıkması istenince kendini baskı altında hissediyorsa
19. Talepleri yerine gelmeyince, geçerli açıklamalar olsa bile sinirleniyorsa
20. İnsanlar onu ya seviyor ya da nefret ediyorsa
21. Başkalarının iş yapış şeklinde genellikle hatalar buluyorsa...

<> <> <> <>

İlginç bir nokta daha, Emre Konuk'a göre aldatmanın itiraf edilmemesi gerekiyormuş. İtiraf edilmesi, karşı tarafı şoka, bazen travmaya, bazen de depresyona sokuyormuş. Bu yüzden saklı kalması ve insanın kendi içinde, partnerini üzmeden bunu halletmesi gerekiyormuş.

Bunu ne kadar etik bulursunuz bilmem.

Bu itirafı duymuş biri olarak, psikolog Emre Konuk'a yüzde yüz katıldığımı söylemek isterim.

Aldatan partnerin bunu kesinlikle söylememesini, bu hatanın karşı tarafa vereceği hasarı düşünerek hareket etmesinin en mantıklı karar olduğu düşüncesindeyim. Bir daha tekrarlanmamak kaydı ile tabii !

Herkese güvenilir, ihanetsiz, aldatmacasız temiz bir yaşam diliyorum.

 
Toplam blog
: 563
: 8587
Kayıt tarihi
: 30.03.10
 
 

Kişisel gelişim uzmanıyım. Yaşam Koçu, İlişki Koçu, NLP Uzmanı ve Eğitmeni, Kuantum Yaşam Koç..