Şöhret okulu

Tiyatro, müzik, dans ve biraz da Hababam olunca bir şöhret okulu olmuş. Müjdat Gezen ilk yayınlandığı akşam ATV Haberlerde diziyi değerlendirirken silah, şiddet, mafya arayanların bu diziyi seyretmemelerini önermişti. Ben de bu öneri üzerine diziyi seyretmeye karar verdim. İlk bölümünü seyrettikten sonra dizinin eksiklerini belirledim:

1. Dizideki küçük bir mafya babasının sahnesini saymazsak yeteri kadar mafya yok.
2. Ağa görünümlü öğrencileri saymazsak dizide ağa da yok.
3. Hamlet provalarındaki kılıçları saymazsak dizide silah yok, hele patlayan silahlardan hiç görmedik.
4. Dansçıları saymazsak, dizide dudak uçuklatacak güzel kadınlar yok.
5. Kızının geleceği için babasının vermeye çalıştığı rüşveti saymazsak, dizide ahlaksız teklif de olmadı.
6. Dizide tek bir arabesk şarkıcı bile yok.
7. Karmaşık ilişkilere, ihtiraslı aşklara bu bölümde rastlamadık.

Bu eksiklerle rating canavarıyla savaşması çok zor: Diziye acilen bir ağa, bir mafya babası, çok alımlı bir başrol oyuncusu kadın, bir arabesk şarkıcısı eklenmelidir. Yoksa en iyi olasılıkla 13. bölümde güle güle derler. Belki o zamana kadar bile sabredemezler.

Televizyonlarımızın rating gerçeğini gözardı ederek dizi hakkında gerçek görüşlerimi açıklamak istiyorum:

Muhteşem bir dizi olacağı ilk bölümden belli oluyor. Tiyatro, müzik, dans ve biraz da Hababam olunca, hem eğlendiren, hem düşündüren, hem öğreten, hem de duygularımıza seslenen bir dizi olmuş. Rolleri kısa da olsa, Müjdat Gezen ve Ayla Algan’ı izlemek büyük bir zevk. Dizide deneyimli ve deneyimsiz tüm oyuncular ilk bölümde çok iyi performans sergilediler.

Okul kantininde klarnetin sesiyle başlayan çay bardağına çay kaşığıyla vurulmasıyla alevlenen, gitar, bağlama, masalarda tutulan tempolarla süren ve herkesin katılımıyla müzik ve dansın güzelliğini izlediğimiz sahne ilk bölümün en tepe noktasıydı.

Şöhret Okulunun sonraki bölümlerini seyredeceğim, kaliteye sahip çıkıp rating canavarına karşı savaşta iyilerle aynı cephede olmak için...