Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '06

 
Kategori
Felsefe
 

Sokrat'ın Cini

Sokrat'ın Cini
 

Sokrat’ın, bir Cini ( Demos’u ) varmış. Rahmetli annemin çok korktuğu ve "iyi saatte olsunlar" diye andığı tekinsiz varlıklarla aynı cinsten olan Sokrat'ın cini, Alâeddin’in lambasından çıkan cin gibi dışsal bir varlık değil, bir tür "iç ses" miş.

Sık sık Sokrat’a seslenir ona yol gösterirmiş. Ancak çelişkiye düştüğü birçok durumda sözünü dinlediği bu cinin öyle bir nasihati varmış ki Sokrat bu konuda ona hiç itibar etmemiş. Cin, Sokrat’tın başını biraz olsun felsefeden kaldırıp müzikle ilgilenmesini istiyormuş. O’na "Ey Sokrat! Müziği de ciddiye almalısın. Hele bir de arp çalmayı öğren, bak o zaman her şey nasıl güzel olacak," diye yıllar boyu Sokrat’ı sıkıştırıp durmuş. Ama Sokrat, Cin’in bu arzusunu hiçbir zaman yerine getirmemiş ve bu konuda ona hep kuşkuyla yaklaşmış.

Çünkü felsefeyi, müziğe nazaran daha değerli bir uğraş olarak görüyormuş. Böylece hayatı boyunca felsefeyi yüceltip, müziği dışlayarak yaşamış.

Maalesef işin acı tarafını sona bıraktım. Tarihin en haksız, en feci cinayetlerinden birine duçar olan Sokrat’ın, ölüm hücresinde, baldıran zehrini içmeden biraz önce, en yakın dostlarına söylediği son sözlerinden biri, "keşke cinimin nasihatini dinleyip ruhumu biraz olsun müzikle dinlendirseymişim" olmuş.

Bunu öğrendiğim zaman çok üzüldüğümü hatırlıyorum. Sokrat’ın öldürülmesine kitaplardan bile olsa tanık olmak yeterince sarsıcıydı zaten. Bir de ölüme bu kadar yaklaştığı bir anda ettiği bu itiraf beni iyice yıkmıştı. 

Ahmet Güreşçioğlu

 

 
Toplam blog
: 164
: 710
Kayıt tarihi
: 13.09.06
 
 

1956 yılında doğmuşum. Tanrı Bilimi Eğitimi aldım. 78 kuşağından olmanın verdiği şevkle olsa gerek;..