Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '07

 
Kategori
Alternatif Enerji
 

Son bir şans daha tanrım...

Son bir şans daha tanrım...
 

Tanrıya yalvarıyordu, yaşama döndür beni ne olur diye. Bir şans daha ver doyamadığım yaşam için diyordu gözleri yaşlı. Hayatının en anlamlı döneminde bittiğinden yakınıyordu yaşamının. Sesi dağların çok ötesinden yankı yaparak, kendisine geri dönüyordu adeta. Aşkı yeni tatmıştı. Sevgiyi yeni öğrenmişti sanki. Rüzgarın sesini, çiçeklerin binbir rengini ve kokusunu yeni yeni hissetmeye başlamıştıki, biten dersin teneffüs zilinin çalması gibi çok büyük bir çınlamanın ardından uzaklaşmıştı yaşamdan. Bu ayrılık hazır olmadan yakalamıştı onu.

Çok ama çok kısada olsa dönmek istiyordu yaşama. Bu bir özlem, yakarıştan çok duaya dönüştü ruhunda. Sonunun olduğuna inandığı bir yaşamı bitirdikten sonra, eksikliklerini ve içinde olduğu halde farkedemediğine inandığı renkleri bir kez daha görme isteğinin utanmışlığında yeniden yankılandı sesi kendi kulaklarında. Tanrım ne olur bir kez daha. Bir yaşam daha lutfet ne olur. Boşlukta yankılanan sesi, umutsuzluğa dönüşmeye başlamıştı yavaş yavaş. Gittikçe hafifleyen ruhunun, yaşamın içinde bıraktığı sevdiklerinin hayalleriyle hissettiği ateşin içinden koparak savrulduğunu hissetti. Bir anda yaşamın tüm özünü ruhunda hissederek, bir kez daha kendisine şans verilirse nasıl yaşayacağının bilincinde olduğunu farketti. Bir kez daha yalvardı Tanrım bir şans daha. Kısacık bir şans daha.

Hiç ses gelmedi kendi sesinden başka. Fakat kulaklarının çınlaması rüzgarın ıslığına dönüşmüş, zorlukla tutunmaya çalıştığı sertlğin bir ağacın kabukları olduğunu farketmişti. Rüzgarın ıslığı diğer seslerle birlikte adeta bir yaşam senfonisine dönüşüyordu. Kuşların büyüklüğü, etrafını saran yaprakların yeşil bir yorgan gibi onu sarması ve kokuların binbir çeşidini hissedebilmesi başını döndürmüştü adeta. Ağaçtan aşağı bıraktığında kendini, rengarenk kanatların havada tuttuğunu farketti ruhunu.

Olması gerektiği yerde, yaşamın tam ortasında doyasıya dans ediyordu. Tanrı onun bir kelebek olarak yaşamasına izin vermişti. Duaları kabul olmuştu. Koskoca bir yaşam onu bekliyordu artık. Ruhunda anlatamadığı ve bilmediği bir özlemle evlerin içine dalıyordu farkında olmadan. Aradığı sevginin ve bilmediği kutsal duygunun arayışında yaşamın kendisi olmuştu sanki. Tanrının verdiği bu inanılmaz şans hayatın saf ve karışımsız özünü içine çekmesine sebep olmuştu. Yorgun kanatlarıyla kendini yavaşça çiçeğinin üstüne bıraktı. Hafif haif yağan yağmur, onu uzun bir yaşamının sonunda tanrıya uğurluyordu sanki. Belkide koskoca yaşamında hissetmeyi başaramadığı duyguların ülkesinde dans ediyordu doyasıya.

Metin Özkaya

 
Toplam blog
: 116
: 3217
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

İstanbul' da doğdum. Antikacı, saray restoratörü ve eksperim. Antika konusunda 50’ye yakın belgesel ..