- Kategori
- Şiir
Son Gayret

kaygının izini süremezken, kurşun askerlerim
yıkılıyor durmadan yenilenen duvar
ortada kalan, kavgalı hâtırâlar
bu günün penceresinden bakarken
bir kör dövüşü başlıyor hesaplarla yeniden
kim soldurmuştu çiçeklerimi
yağmayan yağmur
dokunmayan el, us’ta duran söz mü idi
kim attı kör kuyuya ilk taşı
bu kavga nasıl başlamıştı
korkmak, ne kadar çareydi çareler aramazken
uzatırsan elini alıyordu içine
hayat gibi/ arsızdı gece
gizlice sızıp güne, eklerdi kendine
kırılırdı ayna, yansısı kalırdı yerde
kimseler bilmezdi seni
taa baştan yoksa
nâfile miydi çaba
Tanrı’nın elinden miydi yazılan oyun
oynamak mı kalmıştı sadece bize
ne yaşayacağını, ne umacağını bilmediğin
puslu gecenin içinden süzülen miydi hayat
bakiye artığı bayramlık sevinçler
râm olmadan yüreğime
kaçsam, uzaklara gitsem
devâ bulur muydu bu yaram
giden gitti elimden
kalanlar yeter mi avutmaya
açılmamış kundağında, sımsıcak uyuyan düşleri
sorular, sorular, bitmiyordu
bitmeyecekti cevapları bulmadan
düşmeden zamanın son yaprakları üstüme
hadi, son bir gayret göster bana
yol yorgunu ayaklarım
önce, gecenin örtüsünü açmalı
çok ışık gerek bana
çocukluğun kumdan kaleleri değil hayat duvarı
baharda açılmadılar
güz gülleri açsın son /baharıma
Eylül 2009
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.